Ecevit raporu mahkemeye ulaştı
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ndeki tedavi sürecine ilişkin tüm belgeler, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştırıldı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-22 17:18:00
Avukat Dilek Helvacı, Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün tarafından tedavi sürecine ilişkin ortaya atılan suikast iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Bülent Ecevit'in Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ndeki tedavisi ile ilgili tüm evrak, 8 yıldan bu yana devletin ve eşi Rahşan Ecevit'in elinde bulunmaktadır." dedi.
'Birleştirilen Ergenekon' davasında tutuklu yargılanan ve halen İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavisi süren Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları Yasemin Antakyalıoğlu ve Dilek Helvacı, Silivri Cezaevi yanındaki duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı.
Birleştirilen Ergenekon davasında 11 aydır ihtiyaç duyulmamasına karşın 12 Şubat tarihli ara kararında mahkemenin Bülent Ecevit'in 2002 yılında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ndeki tedavi sürecine ilişkin belgeleri istediğini anlatan avukat Helvacı, yargılamaya yardımcı olmak amacıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmak üzere istenilen belgeleri elden getirdiklerini söyledi.
Daha önce savcılık ya da mahkeme tarafından istenilmiş olsa evrakların derhal mahkemeye teslim edilmiş olacağını vurgulayan avukat Helvacı, "Rahşan Ecevit de röportajlarında eşi merhum Bülent Ecevit'e Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde herhangi bir yanlış tedavi uygulanmadığını açıkça ifade etmiştir." diye konuştu.
Avukat Helvacı, Ecevit'in tedavisiyle ilgili tüm evrakın Rektör sıfatıyla Haberal tarafından dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar'a, eşi Rahşan Ecevit'e ve Başbakan'a sunulmak üzere o tarihteki koruma müdürü Recai Birgün'e tutanakla teslim edildiğine dikkat çekti.
Avukat Helvacı, Bülent Ecevit'in 2002 yılında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde Prof. Dr. Turgut Zileli başkanlığındaki sağlık ekibi tarafından yürütülen tedavi sürecinde Prof. Dr. Haberal'ın uzmanlık alanı dışında kalması nedeniyle yer almadığını kaydetti.
Tedavi sürecindeki iddiaların, o dönem koruma müdürü Recai Birgün tarafından ortaya atıldığını belirten Avukat Helvacı, Haberal ve tedavide görev alan hekimlerin Recai Birgün aleyhine hukuk ve ceza davaları açtıklarını söyledi. Avukat Helvacı; "Ecevit'in Ankara Hastanesi'ndeki tedavi süreciyle ilgili Haberal'a yöneltilen asılsız isnatlar, bir bölüm halen devam eden davalar nedeniyle 2003 yılından bu yana aralarında ciddi husumet bulunan ve bu nedenle CMK 58/1.maddesi uyarınca tanıklığa engel hali olan Recai Birgün'ün somut hiçbir delile dayanmayan gerçek dışı iddialarına dayanmaktadır." dedi.
Tedavi sürecine ilişkin spekülasyon yapılması üzerine Ecevit tarafından yazılı bir açıklama ile iddiaların yalanlandığını hatırlatan Helvacı, "Bülent Ecevit, Ankara Hastanesi'ndeki tedavinin ardından 7 ay daha başbakanlık yapıp, 4.5 yıl daha yaşamını sürdürmüş, Kanal B televizyonuna iki kez konuk edilmiştir." diye konuştu.
Haberal'ın saygın bir bilim adamı olduğunu belirten Helvacı, "Dünya Organ Nakli Derneği'nin 2016 yılında İstanbul'da yapılması kararlaştırılan ve en az beş bin kişinin katılması beklenen Uluslar arası kongresi maalesef müvekkilimizin gösterdiği tüm çabalara rağmen uzun süreden beri haksız yere tutuklu kalması gerekçe gösterilerek iptal edilmiş ve kongrenin Türkiye dışındaki bir ülkede yapılması kararlaştırılmıştır." dedi. (CİHAN)
SON VİDEO HABER
Haber Ara