Semih Kaplanoğlu 'Altın Ayı'yı aldı
Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü Semih Kaplanoğlu'nun 'Bal' filmine verildi. Semih Kaplanoğlu'nun yeni filmi olan 'Bal', Berlin Film Festivali'nin 'Altın Ayı Ödülü'nü aldı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-21 11:03:00
Üçlemenin ilk iki filmini Ege'de çeken Kaplanoğlu, ‘Bal’ için Karadeniz'i, Türkiye'de kara kovan denilen doğal balın en iyi yetiştiği yerlerin başında gelen Rize Çamlıhemşin'i tercih etmiş. Kaplanoğlu, Çamlıhemşin'i tercih etme sebebini Radikal Gazetesi'ne “Bolu'dan Toroslar'a kadar Türkiye'nin pek çok yerinde mekan aradım, ama hiçbiri Rize Çamlıhemşin'deki yoğunluğu ve güzelliği taşımıyordu, o yüzden burayı seçtim. Çocukluğa dair izler, doğayla iç içelik, bu coğrafyada çok var” demişti.
Küçük oyuncu Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu, Tülin Özen, Alev Uçarer, Ayşe Altay'ın rol aldığı ‘Bal’, 60'ncı kez düzenlenen Berlin Film Festivali'nde ev hapsinde tutulan Roman Polanski'nin yönettiği yeni filmi ‘The Ghost Writer’, Benjamin Heisenberg'in yönettiği ‘Der Rauber’ Hint yapımı ‘My Name Is Khan’, 2006 yılında Altın Ayı'yı kazanan Jasmila Zbanic'in yeni filmi ‘Na Putu’ ve bir Almanya-İran ortak yapımı ‘Shekarchi’ ile yarıştı.
SEMİH KAPLANOĞLU KİMDİR?
Semih Kaplanoğlu, 1963 yılında İzmir'de doğdu. 1984 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü'nden mezun oldu.
Kariyerine Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi ve Young&Rubicam reklam şirketlerinde reklam yazarı olarak başladı. Süha Arın'ın yönettiği ödüllü ‘Eski Evler- Eski Ustalar’ ve ‘Mimar Sinan’ belgesellerinde Kamera Asistanı olarak çalıştı. Show TV ve Inter Star televizyon kanalları için prestijli bir çalışma olan ‘Şehnaz Tango’ dizisinin 52 bölümünü yazıp yönetti. Semih Kaplanoğlu’nun ilk filmi ‘Herkes Kendi Evinde’, aldığı birçok ödülün yanısıra yurtiçi ve yurtdışında birçok uluslararası festivale de katıldı.
İkinci uzun metrajlı filmi ‘Meleğin Düşüşü’ uluslararası eleştirmenler ve izleyiciler tarafından daha geniş bir ilgiyle karşılandı. Dünya Prömiyeri 55'nci Berlinale'de yapıldıktan sonra film, halen dünya çapında uluslararası festivallerde yolculuğuna devam ediyor.
FİLM HAKKINDA
“Yusuf (7) ilkokula başlamış, okuma yazma öğrenmektedir. Babası Yakup (35-38) ürkütücü bir ormanın derinliklerinde, yüksek ağaçların üzerine kurulmuş el yapımı kovanlarda üretilen karakovan balcılığıyla uğraşmaktadır. Babasıyla sık sık gittiği orman, Yusuf için gizemli bir yerdir.. Yusuf bir sabah gördüğü rüyayı babasına anlatır. Bu rüya ikisi arasında sonsuza dek kalacak bir sırdır. Aynı gün Yusuf sınıfın önünde öğretmenin verdiği okuma metnini okurken aniden kekelemeye başlar ve arkadaşlarının alay konusu olur.
Yakup, anlaşılmaz bir nedenle soyu hızla tükenen Kafkas arılarının peşinden uzak bir ormana gider. Babasının gidişiyle Yusuf iyice sessizliğe gömülür. Yusuf’un bu hali çay tarlasında çalışan annesi Zehra'yı (28) üzmektedir. Ne kadar uğraşsa da Yusuf'u konuşturamaz.
Günler geçer, Yakup’un gecikmesi Zehra'yı ve Yusuf'u tedirgin eder. Zehra Miraç Kandil’i gecesi için Yusuf’u köyden uzaktaki annaannesine gönderir. Yusuf, orada dinlediği hikayelerdeki peygambere benzettiği babasının mutlaka geri döneceğine inanmaktadır. Ertesi gün Sis Dağı şenliğinde de Yakup’a rastlayamazlar. Babasını aramak için ormanın derinliklerine dalan Yusuf’un gördüğü rüya gerçekleşecek midir?"
BAL FİLMİYLE İLGİLİ YÖNETMENİN NOTU ŞÖYLE:
“Bal'da beni tahrik eden en önemli sinematografik unsur doğanın bir çocuğun gözünden ele alınacak oluşu. Ormanın çocuk tarafından metaforik algılanışı; özellikle tuhaf sesler, karanlık ve sebebi tam olarak bilinemeyen kıpırtı ve hareketlenmeler, sürtünme ve hışırtılar... Vahşi ormanda gece. Solgun bir ay ışığının ıslak ağaç gövdelerinde ve yapraklarda yarattığı yansımalar, vahşi hayvanların uğultu ve çığlıkları, gece kuşları, aniden çıkan rüzğar, yıldızlar ve bir çocuğun korkularından kurtuluşu.
Gündüzleri durmadan yağan yağmur, ıslaklık. Ormanın kendine özgü zamansallığı, ışığı ve bütün her şeyi sarmalayan ses atmosferi. Yeşilin onlarca değişik tonu ve hareket halindeki sis. Sonu bir yere çıkmayan patikalar, Yüksek ağaçların üzerinde unutulmuş el yapımı kovanlar. Ve aniden ortaya çıkan ve her biri bir azize benzeyen balcılar.
Ormanın kenarında çay bahçeleri, çay tarımı yapan kadınlar. Gençlerin terk ettiği için yanlızca yaşlıların yaşadığı hayalet kasabalar, köyler.
Babanın kaybı ve bu kaybın anne-oğul ilişkisinde yarattığı duygular. Doğanın karşısında hayatın geçiciliği.
Bir dağ köyünün ilkokulunda alfabeyi öğrenmek, çocukların modern dünya ile tek bağlantıları olan televizyonda izledikleri ile içinde bulundukları yaşantının uzlaşmaz farklılıkları.
Babaanneden aktarılan kökene ve maneviyata ilişkin hikaye ve bilgiler, hurafeler, korkutucu öyküler. Ölüme hazırlanan yaşlı kadınla hayata hazırlanan oğlan çocuğununun arasında gidip gelen ve bir türlü birbirine değmeyen konuşmalar, sorular, sessizlikler.”
BAL/EKİBİ:
SENARYO:
Semih Kaplanoğlu
Orçun Köksal
GÖRÜNTÜ YÖNETMEN:
Barış Özbiçer
SES:
Matthias Haeb
MİKSAJ:
Tobias Fleig
SANAT YÖNETMENİ:
Naz Erayda
GENEL KOORDİNATÖR:
Aksel Kamber
KURGU:
Ayhan Ergürsel
Semih Kaplanoğlu
Suzan Hande Güneri
YÖNETMEN:
Semih Kaplanoğlu
YAPIMCI:
Semih Kaplanoğlu
Kaplan Film Yapım
ORTAK YAPIMCI:
Bettina Brokemper
Johannes Rexin
Heimatfilm
LABARATUAR:
ARRI Munich
SON VİDEO HABER
Haber Ara