Londra İsrail'den hesap sormalı
İngiliz The Guardian gazetesi başyazısında, Mossad'ın Dubai'de işlediği cinayeti işledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-19 10:03:00
Britanya pasaportları Britanya hükümetinin malıdır. Hükümet, Mossad ajanlarının bir Hamas komutanına suikast düzenlemek için altı Britanya vatandaşının kimliklerini çaldığına dair kanıtlar ortaya konulduktan sonraki altı gün boyunca hiçbir söylemiyor ve yapmıyorsa, İsrail’in bu işten yakasını rahatça sıyırabileceğini düşünmekte haklı olduğu izlenimi doğmaya başlar. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da önceki gün olayın Britanya’yla ilişkiler üzerinde hiçbir etki yaratmayacağı kehanetinde bulundu.
Geçen akşam İsrail’in Britanya büyükelçisini ‘bilgi paylaşımı’ için çağırma kararı, bu temel pozisyonu değiştirmiyor. Eğer Londra daha az gevşek davranmış olsaydı, İsrail’in Hamas’la savaşını Britanya bayrağı altında yürütmesinin kendi çıkarlarıyla uyuşmadığını idrak ederdi. Görünürde müttefik olan iki ülke arasında bir güven ihlali meydana geldi. Kimlikleri çalanlar sadece pasaport sahiplerinin ve ailelerinin değil, aynı zamanda Arap dünyasında Britanya pasaportu taşıyan herkesin hayatını potansiyel olarak tehlike atıyor.
AB seviyesine taşınabilir
Giderek artan bir siyasi tepkiyle yüz yüze kalan Başbakan Gordon Brown, sahte Britanya pasaportlarının nasıl kullanıldığına dair kapsamlı bir soruşturma istemeye mecbur bırakıldı. Ne yazık ki başbakanın soruşturmaların sonuçsuz kalmasını tercih ettiğini hepimiz biliyoruz. Daha önce Savunma Bakanlığı’nda görev yapan Sir Ian Andrews’ın başkanlığındaki Örgütlü Ağır Suçlar Dairesi (SOCA) Dubaili yetkililerle birlikte çalışacak.
Dubai halihazırda kendi tutuklama emirlerini çıkarmış durumda, fakat en azından SOCA’nın topladığı kanıtlar bir açıklama talebiyle İsrail’e sunulmalı. Bu vakaya karışan tek ülke Britanya da değil. Dubai Avrupa pasaportlu 11 ajanın söz konusu cinayete dahli olduğuna inanıyor. İsrail SOCA’yı kaale almazsa, mesele AB seviyesine taşınmalı. Mossad ajanları sürekli olarak düzmece kimlikler ve sahte Batı pasaportları kullanıyor, her yakalandıklarındaysa İsrail bir daha böyle birşey olmayacağına dair güvenceler veriyor. 1987‘de benzer bir olay yaşandığında Britanya’ya aynısını yapmıştı.
10 yıl sonra, Mossad ajanları sahte Kanada pasaportlarıyla Ürdün’e girip Hamas lideri Halid Meşal’i zehirleyerek öldürme teşebbüsünü yüzüne gözüne bulaştırdığında, İsrail aynı güvenceleri Kanada’ya da
verdi. İki şüpheli İsrail ajanı ülke pasaportlarını yasadışı yollardan elde etmekten Yeni Zelanda’da hapse atıldı. Bu diplomatik güvencelerin hiçbir değerinin olmadığı ortada.
Mossad’ı yeni bir suikast hedefine gözünü diktiğinde durup düşünmeye zorlayacak olan tek şey, siyasi efendilerinin eylemlerinin sonuçlarını hissetmelerini sağlamaktır. Britanya ve AB’nin elinde her daim, ikili diplomatik ve askeri temaslardan silah ve ticaret anlaşmalarına kadar bol bol araç var. Londra Ortadoğu için kilit bir diplomatik muhatap ve Britanya Filistinlilerle de hayati önemde bir aracı konumunda. Başta Britanya mahkemelerinin evrensel hukuk ilkesi uyarınca savaş suçlarıyla itham edilen eski İsrailli bakanlar hakkında tutuklama emirleri çıkarmasını zorlaştırıp zorlaştırmama meselesi olmak üzere, mesajı diğer tarafa iletmenin bir dizi yolu var. Britanya’nın elindeki zorlayıcı araçları kullanmak konusunda bu kadar gönülsüz davranmasıysa gizemini korumaya devam ediyor.
Söz konusu Mossad operasyonu önceki gün İsrail’de taktik bir operasyonel başarı olarak nitelendi. Doğru hedefin öldürülmesinden ve bütün İsrailli tertipçilerin sağ salim eve dönmesinden dolayı bir rahatlama söz konusuydu. Diğer yandan, hedefli suikastlar düzenleyen tek ülke İsrail değil. ABD de aynı politikayı insansız savaş uçaklarıyla Taliban’a ve Kuzey Veziristan’daki Kaide’ye karşı uyguluyor. Diğer savaş
alanlarında aynı politikayı yürütürken İsrail’in saldırılarını kınayanlara hemen ikiyüzlülük suçlaması yapıştırılıyor. Fakat suikastlar söylenen etkiyi nadiren yaratıyor.
Arap devletlerini zora sokuyor
Eğer buradaki amaç Hamas’ın Dubai’de İran’dan silah almasını durdurmaksa, bu Tahran’ın örgüte başka kanallardan silah tedarik etmesini engellemeyecek ve öldürülen Hamas komutanının yerini hemen bir başkası alacaktır. Bununla birlikte, böyle suikastlar Arap devletlerinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmek yönünde dile getirdikleri gerekçeleri daha da azaltabilir. Peki buna taktik bir başarı mı denir, yoksa stratejik bir fiyasko mu?
SON VİDEO HABER
Haber Ara