Sivil halk mayın aramaya zorlanıyor
Mazlumder NATO güçlerinin Afganistan’da sürdürmekte olduğu kanlı operasyonlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu ve NATO saldırısı sonucu meydana gelen sivil ölümlere dur dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-17 14:15:00
NATO’DAN ‘MÜŞTEREK’ KATLİAM
20. asrın son çeyreğinden itibaren savaş ve çatışmaların eksik olmadığı Afganistan’ın 11 Eylül sonrası uğradığı Amerikan işgalinden bugüne 9 yıl geçmiştir. Kaosun halen durmadığı ülkede bu günlerde NATO’ya bağlı güçler son 9 yılın en büyük saldırılarını gerçekleştirmektedir.
13 Şubat günü sabaha karşı Helmand Eyaletine yönelik olarak, NATO’ya bağlı ABD, Estonya, Danimarka, İngiltere ve Kanada askerlerinden oluşan 15.000 kişilik bir orduyla başlatılan saldırılarda 6’sı çocuk 6’sı kadın olmak üzere 20 sivil hayatını kaybetmiştir.
Bölgeden gelen haberler, sivil halkın mayın tarama faaliyetlerine zorlandıklarını ortaya koymaktadır. The Wall Street Journal Gazetesi’nin haberine göre 13 yaşındaki Zamray isimli çocuğun NATO askerleri tarafından mayın arama çalışmalarına zorlandığı, çocuğun ise buna “bacaklarını kaybetmemek” için direndiği belirtilmektedir.
Askerlerin bir başka dikkat çekici uygulaması ise halkın tek tek fişlenmesidir. Retina kontrolü yaparak, Afgan halkının retinalarının fotoğrafını çeken ve bunu bir veri bankasında toplamaya başlayan NATO askerlerinin dünyanın en büyük fişleme operasyonunu başlattığı anlaşılmaktadır.
Nobel Barış Ödüllü ABD Başkanı Barack Obama, dünya liderleriyle aylardır sürdürdüğü görüşmelerin ve son olarak Londra’da yapılan Afganistan Konferansı’nın sonucunda Afganistan’a dair stratejisini savaş olarak belirlediğini açıklamıştır.
1949’da Sovyetler Birliği’nin yayılma tehlikesine karşı kurulduğu ifade edilen ve Sovyetlerin dünya sahnesinden çekilmesiyle doğal olarak varlık sebebini yitiren NATO, Afganistan’da bugüne kadar birçok savaş suçu işlemiştir. 2008 yılında Herat bölgesinde yapılan hava saldırısında ve 2009 Mayıs ayında Ganj Abad bölgesine bağlı bir köyde sivillerin hedef alındığı bombardımanlarda aralarında çok sayıda bebek ve yaşlının da olduğu iki yüzden fazla insan katledilmiştir. En son 2009 Eylül ayında gerçekleşen Kunduz şehrine yönelik hava saldırısında ise NATO uçakları petrol tankerinin yakınında bulunan 142 kişiyi hedef almış ve sivillerin çoğunun yanarak ölümüne sebep olmuştur.
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, İngiltere, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Hollanda, İspanya, İzlanda, İtalya, Kanada, Letonya, Litvanya, Luksemburg, Macaristan, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan gibi neredeyse tamamı batılı ülkelerden oluşan yapısıyla NATO’nun bir İslam ülkesinde gerçekleştirdiği bu saldırıların İslam dünyasında yol açacağı etki ve travmanın izahı ve tamiri çok güç olacaktır.
Türkiye’nin böylesi bir organizasyonun içinde tek İslam ülkesi olarak hala bulunuyor olması ise kabul edilebilir bir şey değildir. Türkiye, Afganistan’daki misyonunu her ne kadar muharip olarak tanımlamasa da, ISAF Komutasını devralarak, Afganistan’da ABD öncülüğündeki NATO işgal gücünün bir parçası olmuştur. Türkiye halkı, tarih boyunca dostu ve zor zamanlarında daima yanında olan bir halka karşı düşmanlık gösterilmesini asla kabul etmeyecektir.
MAZLUMDER olarak, NATO’nun Afganistan’da gerçekleştirdiği saldırıların savaş suçu olduğunu hatırlatarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afganistan’da sürdürmekte olduğu göreve son vererek işgal misyonundan çekilmesi, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamlarının ve Türkiye kamuoyunun Gazze savaşında göstermiş olduğu duyarlılığın Afganistan için de ortaya konması çağrısında bulunuyoruz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara