Erdoğan'ın Baykal'a sert Habur yanıtı
Başbakan Erdoğan, Habur'a savcıların gitmesine İmralı örneği verdi. Erdoğan, iktidar hayali kuran Baykal'ı darı ambarındaki aç tavuğa benzetti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-16 12:52:00
İşte Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar
"Kamu yatırımlarının tamamlanması süresi 2001'de dokuz buçuk yıldı bu süreyi dört buçuk yıla kadar düşürdük. Türkiye'nin dört yanındaki büyük küçük her projeyi önemsiyoruz.
Zaman zaman elime telefonu alıp valiye, hatta muhtarı arıyorum. Projelerin ne durumda olduğunu soruyorum. Zaman zaman muhalefet GAP'a bir şey yapılmıyor diyor. Siz oralara gittiniz mi? Terörü bitirmek için reçeteniz nedir diye soruyorum?
Bölgesel kalkınma projelerini adres olarak gösteriyorlar onların ne olduğu hakkında malumatları yok. Ankara'dan bakınca Harran ovası, Muş ovası, Konya ovası görülmez. Oralara gideceksiniz. Giderseniz oralarda size 17 bin kilomotreye varan yollar, okullar, hastaneler karşılayacak.
Bu muhalefetin yaptığı kriz çıkarmaktır. Çetelerin avukatlığını üstlenenler Ankara'nın doğusunda nelerin yapıldığını göremezler.
Sayın Baykal anket konusunu gündeme getirdi. Niye bu kadar rahatsız oluyorsun? Çok mu yükseldi oylarınız? Oranımızı sen bize bırak.
Milletimizin teveccühünün arttığını da görüyoruz. Anketler senin partin hakkında ne söylüyor sen çık bunu anlat. Sayın Baykal sen iktidar olmak için değil partinin başında kalmak için çaba sarfediyorsun. Çekilip gitmekten bahsediyorsun. Biz bunu hep söylüyoruz. Ama sen kendin için ne diyorsun? Sosyal demokratlar senin değerlendirmeni yapıyor.
Dünyada bu partilerin liderleri seçimleri kaybederse partinin başında durmaz diyorlar. Almanya'dan, İngiltere'den örnekler veriyorlar. Tony Blair arkadaşına bıraktı aynı zamanda Shroeder bıraktı. Sosyal demokratlar da artık senden memnun değil. Senin gibi ana muhalefet liderine can kurban.
Psikolojide Baykal'ın bu yaklaşımına yansıtma derler. Kişi kendisindeki olumsuz durumları başkasına yansıtır. Ama bunun ileri derecesi taşkınlıktır en tehlikelisi de halüsinasyondur. Kendini darı ambarında görmeye başlamaktır. Umarım Baykal en kısa zamanda Türkiye'nin gerçek gündemine döner. Ben kendi ruh sağlığı için de hayırlı olacağını düşünüyorum.
Kurumlar arası kavgadan bahsediyorlar. Bir bakıyorsunuz kurumların yıpratılmamasından bahsediyor. Baykal hizipçilikte mahir olduğu için her kurum içinde hizip oluştuğu iddiasında. Kurumları bölünmüş gibi göstermek bunların saygınlığını zedelemek değil midir? Bu çabalar beyhudedir. Sizin dönemlerinizde böyle ayrışmalar olmuş olabilir lütfen AK Parti'yi kendinizle karıştırmayın.
HABUR'A SAVCILARIN GİTMESİ İLE İLGİLİ İDDİALAR
Sayın Baykal şimdi de Habur Sınır Kapısı'ndaki iddialra sarılmıştır. İftiralardan yola çıkarak iddilarla ilgili gensoru açacaklarını söylüyor.
Gensoruda artık bu ülkede yalama oldu. Bir netice alamayacaklarına rağmen ikide bir gensoru...
Habur'daki uygulama bir ilk değildir. Oraya savcılar kanunlar dahilinde gitmiştir. İmralı'dsaki ve Silivri'deki yargılamalarda bunların örnekleridir. İmralı'da adliye sarayı mı var?
Baykal'ın iddiları uydurma ve yalandır. Devamlı dinlendiklerini söylüyor. Türk ve Atalay görüşürken demek ki onların derin kulakları var. Atalay diyor böyle bir şey yok, Ahmet Türk aynı şekilde.. Peki sen bunu nereden çıkarıyorsun.
CHP'nin cemaziyel evvelini bileriz. CHP'nin cumhuriyetçilikle uzaktan yakından alakası yok. Sadece tabelasında var. Vatandaşını makbul olan ve olmayan diye ayırmak kimsenin haddine değildir. Vatandaşın uygun olan ve uygun olmayan davranışı olabilişr. Bunun ölçüsü hukuk sitemidir. CHP'nin 40'lı yıllardaki uygulamaları vatandaşı ayırmanın en iyi örneğidir. Yandaş ve yandaş olmayan ayrımı o dönemdeki zihniyetin eseridir. CHP eğer değişömek istiyorsa bu durumunu değiştirmelidir. Ülke ve vatandaş için hayırlı olan budur. CHP oynadığı tehlikeli oyunun farkına varmalı.
SİYASETTEKİ ÜSLUP
Siyasetin son günlerdeki dili son günlerde çokça tartışıldı. Biz hep icraatlarımızla konuşmayı yeğledik. İktidarımıza karşı son derece seviyesiz haksız bir üslüpla yaklaşımlarda bulundu. Bunlara karşı seviyel bir şekilde cevabımızı verdik. Susmadık. Bu üslupla demokrasiyi geliştiremeyiz.
MHP liderinin konuşmalarındaki çirkinlik ve seviyesizlik siyasetin üslubunun bu kadar bozulmasının önemli bir nedenidir. Bahçeli'nin üslubu kadar küfür ve tahkir, seviyesi düşük bir konuşma üslubu Türk siyasi tarihinde daha önce görülmemiştir. Bahçeli'nin konuşmalarını yaparken çocukların televizyondan uzaklaştırılmasını tavsiye etmiştim.
Düşüncenin bittiği yerde hakaret başlar. Mantığın bittiği yerde şiddet başlar. Diyor ya 1 metreden fazla yaklaşma! Ama bizim sıralarımız açık. Ne olursan gel yine gel. Bizim kapımız her zaman açık. Ertesi gün arkadaşlarım gittiler. 1 metre falan uygulanmadı.
Bu iktidarı 9'uncu haçlı seferini yapmakla suçlamak bu kadar ölçüsünü bu kadar insanın muvazenesini kaybetmeyi anlayamıyor. Bu ülkede halktan yüzde 47 oranında oy almış bir iktidara sen bu suçlamayı nasıl yöneltirsin. Bizi kendi seviyelerine çekeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bizim farkımız lisanımızdır. Bizim farkımız eserlerimizdir. Biz Yunus Emre'nin diliyle konuşuyoruz. Konuşacağız.
Bundan sonra ne Baykal'ı ne de Bahçeli'yi ağzıma alacağım.
Kaynak: Zaman / Ajanslar
SON VİDEO HABER
Haber Ara