Türk sineması 10 yıl sonra Berlin'de
Sinema dünyasının kalbi, bugünden itibaren 11 gün boyunca Almanya'nın başkenti Berlin'de atıyor. Festival, bu yıl Türk sineması açısından da ayrı bir önem taşıyor. Türkiye 10 yıl aradan sonra festivalde.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-11 17:17:00
Tüm dünyadan yaklaşık 400 film, Almanya’nın en büyük sanat etkinliği olan Uluslararası Berlin Film Festivali'nde sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.
İlk olarak 1951 yılında düzenlenen, kısa adıyla Berlinale'de perde 60. kez açılacak. Festivalin yarışma bölümünde 20 film Altın Ayı avına çıkıyor.
Bu akşam start verilecek festival için arkadaşımız Aydın Üstünel de Berlin'de:
Festivalin Türkiye açısından en önemli noktası, 10 yıl aradan sonra, yarışma bölümüne ilk kez bir Türk filminin kabul edilmiş olması.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun „Yusuf Üçlemesi“nin „Yumurta“ ve „Süt“ten sonraki üçüncü ve son halkası olan „Bal“ adlı filmi, 60. Berlinale'de Altın Ayı için yarışacak.
İlginç bir tesadüf, 2000 yılında yarışma bölümüne Türkiye'den seçilen son film olan „Mayıs Sıkıntısı “nın yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın „Kasaba“ adli filmi ise, 1971 yılında kurulan Forum bölümünde „Son 40 yılın en iyileri“ adlı derleme programda yer alıyor.
Bu yılki Berlinale'de birçok Türk isim var
Festivalin programına baktığımızda bu yıl epey Türk sinemacının ismine rastlıyoruz.
Panorama bölümünde İtalya’da yasayan Ferzan Özpetek'in son filmi „Mine vaganti“ gösterilecek. Geçen yıl „Hayat var“ filmi ile Forum bölümüne katılan Reha Erdem, bu yıl da Panorama'da.
Filminin ismi „Kosmos“. Yine Forum'da Tayfun Pirselimoğlu imzalı „Pus“, izleyicilerin beğenisine sunulacak.
Almanya'daki Türk kökenli yönetmenlerin en tanınmışlarından Thomas Arslan'ın son filmi „Im Schatten“ da, Forum'a kabul edilmiş.
Almanyalı Türk renkleri taşıyan bir başka yapım ise, „Die Fremde“. Yönetmen Alman Feo Aladağ, yapımcı ise kocası Züli Aladağ. Başrollerde „Duvara Karşı“ filminden tanıdığımız Sibel Kekilli'nin yanı sıra Florian Lukas, Derya Alabora ve Tamer Yiğit var.
Alman yapımı „Şehadet“, Afgan asıllı Burhan Kurbani'nin ilk reji çalışması. Yarışma bölümünde gösterilen film, Berlin'de yaşayan ikisi Türk, üç Müslüman’ın hikâyelerini birbirine örüyor.
400 filmin 90‘ı Alman yapımı
Ev sahibi Almanya’nın sinema endüstrisi, bu yıl da festivalde ağırlığını koyuyor. Gösterilen yaklaşık 400 filmden 90‘a yakını Alman yapımı. Yarışma bölümünde Almanya'dan üç yönetmen çekişiyor.
„Şehadet“ filminin yönetmeni Kurbani'nin yanı sıra, „Jud Süß – Film ohne Gewissen“ adlı filminde Nazi rejiminin propaganda sisteminden bir kesit anlatan Oskar Roehler ve „Der Räuber“ filminde banka soyan bir maraton koşucusunun hikâyesini sunan Benjamin Heisenberg, ev sahibi ülke için Altın Ayı'yi kazanmaya çalışacak.
Ödüllü yönetmenler Altın Ayı peşinde
Altın Ayı yarışında olan isimler arasında, daha önce bu ödülü almış yönetmenlerin yoğunluğu dikkati çekiyor.
İki yıl önce Altın Ayı alan Çinli yönetmen Wang Quanan „Tuan Yuan“ adlı filmiyle bu akşam festivalin açılışını yapacak.
Yine Çin'den, 1988‘in Altın Ayı’lı yönetmeni Zhang Yimou da „Bir kadın, bir silah ve bir makarna dükkânı“ ile ödül peşinde.
2003 yılında festivalin en büyük ödülünü alan İngiliz Michael Winterbottom, bu sefer „The Killer Inside Me“ ile Ayı’lardan birini kapmaya çalışacak.
2006‘da jürinin en çok beğendiği filmi çeken Saraybosnalı yönetmen Jasmila Zbanic, bu yıl da „Na putu“ ile aynı başarıyı tekrarlamayı umuyor.
„The Ghost Writer“ ile yarışma bölümüne katılan efsanevi sinemacı Roman Polanski ise, Altın Ayı’yı kazansa bile, şahsen ödülünü almak için sahneye gelemeyecek, çünkü yıllardır peşini bırakmayan tecavüz davası nedeniyle su anda İsviçre’de ev hapsinde.
ABD'li usta yönetmen Martin Scorsese'nin Leonardo DiCaprio'lu „Shutter Island“ filmi ise yarışma dışı gösteriliyor.
„Happy Bärsday Berlinale!“
Berlinale bu yıl çeşitli programlar ile 60. yıldönümünü kutluyor. Kutlamalar, festivalin sloganından başlıyor. Slogan, başkentin simgesi olan ayıya gönderme yaparak seçilmiş: „Happy Bärsday Berlinale!“
Kutlamaların en heyecan verici olanı ise, festivalin Berlinlilere armağanı.
Yarın akşam Fritz Lang'ın sessiz sinema klasiği 1927 yapımı „Metropolis“in restore edilmiş versiyonu, hem Berlinale sineması Friedrichstadtpalast'ta, hem de tarihi Brandenburg Kapısı’na yerleştirilecek 300 metrekarelik dev beyazperdede gösterilecek.
Festivalin direktörü Dieter Kosslick, „kol saatlerinde film seyredilen günümüzde, sinemanın büyüsünün ancak büyük beyazperdelerde yaşanabileceğini göstermek istediklerini“ söylüyor.
(BBC Türkçe/ Aydın Üstünel)
SON VİDEO HABER
Haber Ara