Euro tehlikeli sularda
2010 yılını krizden çıkış yılı olarak kabul edip büyük umutlarla yeni yıla başlayan dünya umduğunu bulamadı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-07 16:49:00
Kriz süresince ciddi seslerin gelmediği Avrupa deyim yerindeyse "hasta" ve borsalarda yaşanan sert düşüşlerle birlikte inlemeye başladı.
Ocak ayı ile birlikte Yunanistan, İspanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinde başlayan borç ve bütçe açığı sorunları dünya ekonomisinin gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
Yunanistan ve İspanya'nın ardından krizin ağır yükü İtalya ve Portekiz'in de omuzlarını çökertti.
ABD'de başlayan ekonomik kriz şimdi de Avrupa'ya sıçrarken krizde sağlam duran Asya ülkeleri de riske yakınlamaya başladı.
ABD'den verilerle geçtiğimizin haftanın son gününü "Kara Cuma" ilan etmeye hazırlanan dünya ekonomisi haftayı borsalar da yaşanan sert düşüşlerle kapadı.
Yürekleri ağıza getiren bu gelişmeler kriz döneminde dünyaya " ikinci dip uyarısı" yapan ekonomi analistleri ve kahinlerinin beklentilerine yakın bir tablo çizdi.
EURO -DOLAR ATEŞİ DİNMEDİ
Dünyanın en değerli parası olma özelliğini krizde Euro'ya kaptıran ve Euro karşısında olduğu kadar krizde 32 dünya para birimi karşısında değer kaybeden doların bir anda yükselişe geçmesi piyasaların neşesini bir an da başka bir yöne çevirdi.
Kriz boyunca Euro'nun hızlı yükselişinden endişe duyan Avrupa Merkez Bankası yaptığı zaman zaman açıklamalarla yükselen dolar /euro ateşini düşürmeye çalıştı.
Ancak, tüm dünyada doların hızla değer kaybetmesi ile birlikte dünyanın en büyük ekonomileri liginde yer alan Rusya, Çin, Japonya'nın olası riskleri azaltmak adına başlattıkları döviz rezervlerini çeşitlendirme ve Euro'ya yönelme davranışları Euro'ya olan talebi daha da arttırdı.
Dolar tarihinin en kötü günlerini yaşarken bazı ekonomi analistleri, bu çıkışın sağlıklı bir yükseliş olmadığını, Avrupa Birliği'nde ortak para birimini Euro'yu kullanan ve bu para birimi ile borçlanan ülkelerin birtakım sıkıntılar yaşabilecekleri sinyallerini vermişlerdi.
YATIRIMCI YÜZÜNÜ DOLARA DÖNDÜ
Dolar ise , şu günlerde tam olması bile olası yükselişine başlamış görünüyor.
Yatırımcılar Avrupa'da yaşanan yangına yakalanmamak için altın, petrol ve diğer yatırım araçlarında kaçarak dolara yaklaşmaya başladılar.
Dolara yönelik talebin artması ve borsalarda yaşanan ciddi kayıplar, sayılan Avrupa ülkeleri yanında resesyondan çıktığını açıklayan Almanya'da, Belçika'da , analistlerin Yunanistan'la aynı riskleri taşıdığını düşündükleri ve hala resesyondan çıkamayan İngiltere'de de yankı buldu.
AVRUPA'DA "DOMİNO ETKİSİ"
Avrupa Birliği ülkelerinin omuz omuza dayanışmasına rağmen bu dayanışmanın "domino etkisi" yaratma endişesini de gündeme getiriyor.
Önümüzdeki hafta AB ülkeleri liderleri Brüksel'de 1 günlük bir ekonomik zirve için biraraya gelecekler. Zirvede, liderler AB ülkelerinin rekabet gücünü arttırmak ve 2020'ye kadar olan büyüme rakamlarını yükseltmek için kafa kafaya vererek "ortak akıl" üretecekler
Krizde "altın" günlerini yaşayan Euro bugün tehlikeli sularda yüzüyor ve başta Avrupa olmak üzere tüm dünya "geleceğin para birimi " olarak gördükleri Euro'nun dolar karşısında gün güne eriyişine tanık oluyorlar.
Bu arada Euro bölgesinin dağılacağına yönelik söylentileri " absürd ve komik" bulan AB liderlerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamaların tersine bu konuda ciddi endişeleri olduğu da Brüksel'de yapılacak ekonomi zirvesinin ana gündemi ile örtüşüyor.
Tüm dünya yaşanan ekonomik gelişmeleri yakından takip ederken kriz döneminde aldıkları önlemlerle krizi rahat atlatan, başına yastığa rahat koyan Asya ekonomilerinin de artık uykularının kaçtığını söylemek zor olmasa gerek.
Geçtiğimiz hafta içinde açıklama yapan Avrupa Birliği Enerji Komiseri Günther Oettinger, Euro'nun istikrarsız para birimi olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, Avrupa'da derinleşen borç krizi ve bütçe açıkları yaşanırken Euro'nun değer kaybıyla daha da ciddi yara alacaklarına dikkat çekti.
Günther Oettinger, geçtiğimiz cuma günü Kanada'da yapılan G7 toplantısında, "AB ülkelerinde derinleşen borç krizine rağmen Euro istikrarlı kalacak "diyen Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin tam aksi yönde açıklaması da dikkatlerden kaçmadı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara