Dolar

34,8668

Euro

36,6824

Altın

3.026,87

Bist

10.090,39

Dünya basınında bugün

Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan haber yorum ve analizler...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-05 09:04:00

Dünya basınında bugün
International Herald Tribune gazetesi, Avrupa ’da artan vergi kaçakcılığı olaylarının İsviçre’yi baskı altına aldığını taşıyor sayfalarına
Gazetedeki haber şöyle devam ediyor.
Avrupa’da yükselişe geçen vergi kaçakçılığı, İsviçre’yi yalnız bırakmış gözüküyor.

Almanya’nın yanı sıra, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya da, İsviçre’deki bankacılık kurallarının değişmesi gerektiği görüşünde.

İsviçre, bankacılık ve vergi kaçakçılığı krizi nedeniyle Almanya’ya sert tepki gösterirken, ipleri de koparmak istemiyor.

İsviçre hükümeti, bu ülkede gizli hesapları bulunan Almanların listesini içeren bir CD’yi 2,5 milyon avroya satın almayı planlayan Alman hükümetini sert ifadelerle eleştirdi.

İsviçre Maliye Bakanı Hans-Rudolf Merz, İsviçre bankalarından çalınan veriler üzerinden, hiçbir ülke ile işbirliği yapmayacaklarını, açılacak vergi kaçakçılığı soruşturmalarına da yardımcı olmayacaklarını vurguladı.

İsviçre hükümeti, Berlin ile yeni bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması üzerinde ise müzakerelerin süreceğini duyurdu.

Anlaşma, İsviçre’nin banka gizliliği ilkesinin yumuşatılmasını ve gelecekteki vergi kaçakçılığı vakalarında Alman resmi makamlarına yardımcı olunmasını öngörüyor.

Bir vergi cenneti ve kara para aklama merkezi haline gelen İsviçre’nin, Almanya’nın yanı sıra diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ile yaşadığı sorunlar, ülke içerisinde de bankacılık sisteminde reform tartışmalarını başlattı.

Aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi dışındaki partilerin hemen hepsi, şu anki sistemin artık değiştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Liberal politikacılar, İsviçre’nin vergi kaçırmak amacıyla parasını İsviçre bankalarına yatıran insanlarla zengin olmaması gerektiğini vurguluyor.

İsviçre’deki banka hesaplarında yabancıların yüz milyarlarca avro mevduatı olduğu sanılıyor, ancak net rakamı kimse bilmiyor.

Bunun büyük bölümünün ise kara para olduğu öne sürülüyor.

Financial Times gazetesi, dibe vuran Yunanistan ekonomisinin, Avrupa Birliği’ne teslim edildiğini yazıyor.
Gazetenin haberi şöyle:

Avrupa Birliği, Yunanistan’ın yaşadığı mali krize el koydu ve ekonomide ipleri eline aldı.

Borçları 300 milyar avroya yaklaşan, bütçe açığı yüzde 13’lere varan Yunanistan, Avrupa Birliği’nin acı reçetesini kabul etmek zorunda kaldı.

Avrupa Birliği Komisyonu, Atina’yı kurtaracak pakete, katı önlemlerin uygulanması koşuluyla destek verdi.

Bundan böyle sıkı bir kemer sıkma politikası uygulayacak olan Atina, düzenli aralıklarla Brüksel’e rapor verecek.

İktidara gelir gelmez devasa ekonomik bir enkaz devralan Başbakan Yorgo Papandreu, Yunan halkını, ülkenin ekonomik bağımsızlığını yeniden kazanabilmesi için mücadeleye etmeye çağırmıştı.

Avrupa Birliği Komisyonu, yeni önlemler çerçevesinde Yunanistan’ın bütçe açığını, 2012 yılına kadar yüzde 3’e düşürmesini talep ediyor.

Yunanistan’ın bu hedefe varabilmek için sıkı bir tasarruf programı uygulaması gerekiyor.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun talep ettiği kemer sıkma önlemleri arasında, kamuda işe alımların durdurulması, memur maaşlarının düşürülmesi, alkol ve tütün ürünlerine uygulanan verginin artırılması, sosyal güvenlik reformu ve emeklilik yaşının 67’ye yükseltilmesi gibi adımlar bulunuyor.

Yunan hükümeti, bütçesindeki gelir ve gider dengesi konusunda, Avrupa Birliği Komisyonu’na üç aylık dönemler halinde raporlar sunacak. İlk rapor ise Mart ayı ortasında verilecek.

Yunanistan’ın, Brüksel’in tavsiyelerini uygulamaması durumunda bu ülkeyi yeni yaptırımlar bekliyor.

Yunan vatandaşları ise Avrupa Birliği’nin acı reçetesine tepkili. Ülkede, bu karara karşı protesto gösterileri düzenlenmesi bekleniyor. Kamu çalışanlarını temsil eden sendikalar, şimdiden, 10 Şubat’ta 1 günlük iş bırakma kararı aldı.

China Daily gazetesi, Pekin yönetiminin, Obama’nın ticarette döviz kurunun, Çin’e haksız kazanç sağladığı eleştirisine tepki gösterdiğini bildiriyor.


Gazetenin haberi şöyle devam ediyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Obama’nın döviz kurunun Çin’e haksız avantaj sağladığı suçlamasına sert tepki gösterdi.

Bakanlığın açıklamasında, Çin ulusal para birimi Yuan’ın makul bir düzeyde değerlendiğini haksız suçlamalarda bulunmanın ve baskının soruna çözüm getirmeyeceği belirtildi.

Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında son haftalarda gerilim tırmanıyor.

Washington ve Pekin arasında, önceki hafta internette sansür suçlamaları nedeniyle söz düellosu yaşanmıştı.

Amerikan istihbarat kurumları, Çin’i kendilerine siber saldırılar düzenlemek de suçluyor.

Washington ayrıca, İklim Zirvesi’nde anlaşma sağlanamamasından Çin’i sorumlu tutuyor. Et, lastik ve ham madde ticaretinde uygulanan kısıtlamalar da bir başka gerginlik konusu...

İran’a uygulanacak Birleşmiş Milletler yaptırımları konusunda da Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olan Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında sık sık anlaşmazlık yaşanıyor.

İki ülke arasında hassas olan bir başka konu da Tayvan.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Tayvan’a 6 milyar 400 milyon dolarlık silah satma kararı bu gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Çin, Washington’un bu kararına sert tepki göstermiş ve Tayvan’a silah satan Amerikan firmalarına ambargo tehdidinde bulunmuştu.

Obama’nın Tibetlilerin ruhani lideri Dalay Lama ile görüşme kararı da Pekin’in şiddetli tepkisiyle karşılaşmıştı.

Bu gergin atmosfere şimdi de iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde söz düellosu eklendi.

Obama Çin’i piyasalarını Amerikan ürünlerine açmamakla eleştirmiş, Pekin’e baskı yapacağını söylemişti.

Obama ayrıca, ülkelerin kendilerine karşı ticarette adil olmayan bir şekilde avantaj sağlamamaları için Amerikan Doları karşısında döviz kurlarının kontrol edileceğini vurgulamıştı.

Çin’in kuru düşük tutarak mallarını fiyat yönünden daha cazip hale getirdiği eleştirileri sadece Washington tarafından değil, diğer ticaret ortaklarınca da dile getiriliyor.

Pekin yönetimi yuanın dolar karşısında sabit olarak çıpalandırma uygulamasına 2005’te son vermişti.

Amerika Birleşik Devletleri’nin yanısıra bazı Avrupa ülkeleri de Çin’in düşük kur avantajıyla ihracatını artırmaya çalışmakla suçluyor.

Ancak Pekin yönetimi bu ülkelerin eleştirilerine de aynı sertlikle karşılık veriyor.

Çin son olarak Avrupa Birliği’nin ticaret uygulamaları aleyhinde Dünya Ticaret Örgütü’ne başvuruda bulundu.

Pekin yönetimi, Avrupa Birliği’ni Çin malı ayakkabılara haksız vergi uygulamakla suçluyor.

Avrupa Birliği Aralık ayında üreticilerini koruma gerekçesiyle Çin ve Vietnam’da üretilen deri ayakkabıların ithaline uygulanan vergileri artırma almıştı.

Çin’in Aralık ayında açıkladığı ticaret verileri, ülkenin Almanya’yı geçerek dünyanın en büyük ihracatçısı konumuna yükseldiğini göstermişti.

Çin, 2009’da dünyaya 1 trilyon 200 milyar dolar değerinde mal sattığını açıkladı.

Kaynak:TRT
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara