Patani’ye İstanbullu lider
Tayland Yönetimi’ne karşı bağımsızlık mücadelesi veren Patanili Müslümanların yeni lideri Nur Abdurrahman'ın İstanbullu olduğu ortaya çıktı. Peki kimdir Nur Abdurrahman?
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-04 13:28:00
Patanili Müslümanlar efsanevi liderleri Kebir Abdurrahman Tenvira vefat ettikten sonra lidersiz kalmışlardı. Geçtiğimiz aylarda Patani, Malezya, Şam, İsviçre, Almanya ve Suudi Arabistan’da Patanililer arasında yapılan seçimler sonucu Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi’nin liderliğine Nur Abdurrahman getirildi. Basına yaptığı açıklamalarda aslının İstanbullu olduğunu ifade eden Nur Abdurrahman kendisiyle ilgili şunları söylüyor: “Patani İslam Krallığı zamanında bölgeye İstanbul, Afganistan, Irak ve Yemen’den göçler olmuş. Benim dedelerim de Osmanlı Hilafeti zamanında İstanbul’dan Patani’ye gelmişler ve yerleşmişler. Rahmetli dedem biz küçükken aslımızın Türk olduğunu ve dedelerimizin İstanbul’dan geldiğini söylerdi. “Yok” “iyiyim” gibi kelimeler dedemden duyduğum bazı Türkçe kelimelerden şu an için hatırlayabildiklerim. Küçükken dedemden halifeyi ve İstanbul’u da çok duyardım. Bizim gibi İstanbul’dan gelen Patanililer arasında Osmanlı döneminde kullanılan kırmızı fesler de yaygındı. Dedemin arkadaşları bazı zamanlar, özellikle de önemli günler de bu kırmızı fesleri kullanıyorlardı.”
Lise yıllarında başlayan mücadele
1948 yılında Patani’nin Yala bölgesinde doğan Nur Abdurrahman ilk ve ortaokulu Yala’da Taylandlılara ait bir okulda okur. 7 yaşından itibaren Patani’nin köklü dini okullarından olan Pondok Medreselerinde Kur-an, Arapça, Tecvid, Akaid, Fıkıh gibi dersler alan Nur Abdurrahman lise eğitimini de yine İslami ilimlerin ağırlıklı olduğu bir okulda tamamlar. Daha lise yıllarından itibaren Patani’ni bağımsızlık hareketine katılan Nur Abdurrahman o günleri şöyle anlatıyor: “Bütün Patanililer gibi ben de çocukluğumdan itibaren vatanımın Taylandlı Budistler tarafından işgal edildiğini biliyordum. Lisede okurken arkadaşlarımla gizli toplantılar yapardık. Bu toplantılarda Patani’nin özgürlüğü için mücadele etmemiz gerektiğini konuşuyorduk. O dönemler Patani’de başka bağımsızlıkçı gruplar da vardı; fakat sol ve milliyetçi fikirleri taşıdıkları için biz bu gruplara uzak duruyorduk. Kebir Abdurrahman Tenvira Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi’ni kurup Patanilileri İslam’ın sancağı altında bağımsızlık için mücadele etmeye çağırınca biz de bu çağrıya uyduk. Liseyi bitirdikten sonra önce Suudi Arabistan’a daha sonra da Suriye’ye geçtim. Burada Şam Üniversitesi’ne kayıt yaptırdım ve böylece üniversite hayatım başlamış oldu.”
Filistinli direnişçilerle aynı safta
Filistin davasının kendisi için hep özel bir yer taşıdığını belirten Nur Abdurrahman, bir dönem de Filistinli direnişçilerin İsrail Ordusu’na karşı verdikleri mücadelenin içinde yer alır. 1970’li yıllarda Filistin için mücadele eden İslamcı gruplar olmadığı için Yasar Arafat’ın El Fetih Örgütü’ne katıldıklarını belirten Nur Abdurrahman sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “1973 yılında Patanili arkadaşlarım Mansur ve Eşari ile birlikte Lübnan’daki direniş gruplarıyla ilişkiye geçtik ve İsrail işgaline karşı savaşan Filistinlilere destek vermek için Lübnan’ın güneyindeki kamplarda eğitim almaya başladık. Filistinli direnişçilere katıldığımda benim yaşım 24’dü. 1 sene Filistinlilerle birlikte kamplarda yaşadık ve bu süre içerisinde İsrail askeri birliklerine karşı düzenlenen bir çok operasyona katıldık. O dönemler başta Beka Kampı olmak üzere Lübnan’daki kamplarda dünyanın dört bir yanından gönüllü direnişçiler vardı. Hatta Türkiye’den de bazı direnişçilerin olduğunu hatırlıyorum. Daha sonra Patanili arkadaşlarımla birlikte Şam’a geri dönerek yeniden okullarımıza kayıt olduk. Ben yabancı dilimi geliştirmek için İngilizce bölümüne girdim.”
Öğrenci hareketi ve 44 günlük gösteri
1970’li yıllarda Patanili İslamcı gençlerin, özellikle de öğrencilerin kendi aralarında oluşturdukları bir teşkilat yoktur. Bunu bir eksiklik olarak gören Nur Abdurrahman öğrencilerle toplantı yapmaya başlar ve bu toplantıların sonucunda Patani bağımsızlık mücadelesinde önemli bir yeri olan öğrenci teşkilatını oluşturur; “1974 yılının sonlarında Şam’da eğitim gören Patanili öğrencileri bir araya getirerek Patani Öğrenci Birliği’ni kurduk. Kongrede yapılan seçim sonucu arkadaşlar beni başkan seçtiler. Öğrenci hareketinin kurulmasıyla birlikte Patanililer arasındaki dayanışma daha da arttı. 1975 yılında Kebir Abdurrahman Tenvira beni Patani’ye gönderdi. Tayland askerleri Patanilileri evde, sokakta, medresede suçsuz yere öldürüyordu. Tenvira benden günlerce sürecek protesto gösterileri için Patanilileri örgütlememi istedi. Gerekli çalışmaları yaptık ve Tenvira’nın Patani halkına yaptığı çağrıyla gösteriler başladı. Tam 44 gün süren bu gösteri Patani tarihinin en büyük gösterisidir. Bu gösterinin ardından Patani’den ayrılıp Şam’a geldim. Şam’da bir süre kaldıktan sonra da Libya’ya geçtim. 1977 yılında Libya’da okuyan Patanili arkadaşlarımla Başkent Trablus’da öğrenci hareketi adına bir büro açtık.”
Libya’daki kamplar ve İran günleri
Nur Abdurrahman gençlik yıllarında yoğun olarak siyasi faaliyetlerin içinde bulunmasına rağmen okuma aşkını hiç kaybetmez. Şam’dan Libya’ya geçtiğinde bu sefer de Trablus’taki Davet Üniversitesi’ne kaydolur. Eğitimini Libya’da tamamlayan Nur Abdurrahman daha sonra İran’a gider. Nur Abdurrahman Libya ve İran günleri hakkında şunları söylüyor: “Libya Hükümeti ile kurduğumuz iyi ilişkiler sonucunda Patanili mücahidlerin eğitim almaları için Libya’da kamplar açtık. Bu kampların çok faydasını gördük. Ben daha sonra Libya’dan İran’a geçtim. O yıllar İran’da İslam devrimi olmuştu ve bu devrim hepimizi çok etkilemişti. Tenvira benden İran’da bir büro açmamı ve İranlı resmi makamlar nezdinde görüşmeler yapmamı istedi. Zamanla Ayetullah Muntazari’nin oğlu Ahmet Muntazari ile aramızda iyi bir arkadaşlık oluştu ve Ahmet Muntazari’nin yardımıyla Tahran’da bir büro açtık. Bir gün Ahmet Muntazari beni aradı ve bana İsfahan’da yapılacak mitingde İranlılara Patani’de Müslümanlara yapılan baskıları anlatmamı istedi. Binlerce İranlının katıldığı mitingde insanlara Patani’yi anlattım. Son derece heyecanlı geçen o mitingi hiç unutamam.”
“Tenvira benim öğretmenimdir”
Nur Abdurrahman’ın hayatındaki en önemli kişi Kebir Abdurrahman Tenvira’dır. Çocukluk yıllarından itibaren Tenvira’yı tanıyan Nur Abdurrahman kendini Tenvira’nın sadık bir öğrencisi olarak gördüğünü ifade ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “ Tenvira ile aramızda bir ağabey-kardeş ilişkisi vardı. Tenvira okumak için köyünden çıkıp Yala’ya gelmişti. Babam
Tenvira’yı çok seviyordu ve ona kalması için evimizin yakınında bir ev ayarlamıştı. Tek odası olan bu evde kalan Tenvira Yala’da liseyi okuyordu. Ben o zamanlar 7-8 yaşlarındaydım, Tenvira ise 17-18 yaşlarındaydı. Tenvira fikirleriyle sadece bizim grubumuz olan PULO’yu değil; Patani’deki bağımsızlıkçı bütün direniş gruplarını etkiledi. Tenvira İran’da, Libya’da, Şam’da, Avrupa’da bürolar açarak Patani’de yaşananları dünyaya duyurmaya çalıştı. Ayrıca yüzlerce Patanili genç, Tenvira’nın sayesinde Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde eğitim görerek Patanililerin eğitim seviyesini yükselttiler. Benim de Patani dışına çıkıp eğitim görmem Tenvira’nın teşvikleri sayesinde oldu. Tenvira hem Patani’deki İslami hareketin kurucularındandır; hem de Patani’deki kültürel devrimi başlatan kişidir.”
62 yaşındaki cesur savaşçı
Geçen hafta Şam’a gelen Patanili Müslümanların yeni lideri Nur Abdurrahman, ilk olarak “öğretmenimdi” dediği Kebir Abdurrahman Tenvira’nın Tel Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti. Tenvira’ya yaptığı ziyaret esnasında son derece duygulandığına şahit olduğumuz Nur Abdurrahman’a Şam’da yaşayan Patanili mülteciler de büyük bir ilgi gösterdiler. Nur Abdurrahman Patanili mültecilere yönelik yaptığı konuşmalarda özellikle şu mesajı verdi: “Ben Budist Tayland Yönetimi’nden korkmuyorum, siz de korkmayın. Özgürlüğü olmayan, toprakları ve evleri elinden alınan insanın en büyük silahı cesaretidir. Eğer Patani’nin özgür olacağına bütün kalbimizle inanırsak, ancak o zaman Budist Tayland Ordusu’nu vatanımızdan çıkarabiliriz. Sizden Patani’nin özgürlüğüne inanmanızı ve cesur olmanızı istiyorum.” Şam’da ayrıca Hamas, İslami Cihad Hareketi, Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi gibi direniş gruplarının temsilcileriyle de görüşmeler yapan Nur Abdurrahman en büyük hedefinin Patani’yi tıpkı Filistin gibi dünyaya duyurmak ve Patani meselesine İslam Dünyası’nın sahip çıkmasını sağlamak olduğunu söyledi. Şam-ı Şerif geçen hafta Asyalı bir misafiri ağırladı. Ben de bu vesileyle dinini, vatanını tutkuyla seven; özgürlüğe, hürriyete büyük önem veren 62 yaşındaki cesur bir adamı yakından tanımış oldum.
Kaynak: Gerçek Hayat Dergisi
SON VİDEO HABER
Haber Ara