Osmanlı Devleti'nin Uzakdoğu siyaseti
Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar Uzakdoğu’ya olan yardım ve ilgisini sürdürmüş. İşte Arşiv belgelerinde bilinmeyen gerçekler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-04 16:38:00
Yeryüzü Müslümanlarının Hamisi: Osmanlı Devleti
Osmanlı İmparatorluğu hilafeti üstlendikten sonra yeryüzündeki bütün Müslümanların hamisi olduğunun farkındaydı. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı alma nedeninin başında, Mısır’ın kontrolünde ve korumasında olan Hicaz’ın Portekizliler tarafından işgal teşebbüsünden kaynaklanmıştı. Mısır’da hüküm süren Memluklular Portekizliler’in Kızıldeniz’e girerek Cidde’ye saldırısını ve asker çıkarmasını engelleyememişlerdi. Osmanlılar’ın etkin müdahaleleri ile Portekizliler’in Cidde’ye yaptıkları saldırı püskürtülmüştü. Bu saldırı gerçekte Müslümanlar tarafından fethedilen ve acısı henüz taze olan İstanbul’a karşılık olarak yapılmıştı. Bu nedenle Cidde üzerinden Mekke ve Medine’nin tahrip edilmesi yani İslam’ın kalbi olan Kabe’ye yönelik ciddi anlamda ilk batılı saldırı olarak tarihe geçecekti. Bu teşebbüs belki Ebrehe ordusundan sonraki ilk büyük teşebbüs olsa da başarılı olamadı. Çünkü İslam Tarihi’nde Kabe’ye bu kadar yakın bir düşman saldırısı hiç olmamıştı. Osmanlı Devleti batılılar tarafından Hicaz’a yeni bir saldırı olduğu zaman Memluklular’ın bu bölgeyi koruyamayacağını anlayınca Kabe’nin korunması için Mısır’ın alınmasının şart olduğuna kanaat getirdi. Mısır alındıktan sonra Kızıldeniz’in giriş ve çıkışları kontrol altında tutmak için Yemen’de her zaman büyük bir askeri güç bulundurmuştur. Bununla da yetinilmeyerek Hicaz’ın karşı sahillerini kontrol altına almak için Habeşistan Krallıklarıyla sürekli iyi ilişkilerde bulunmuş, Kızıldeniz sahillerini koruyacak bir askeri güç bulundurmuştur.
Yeryüzünü fesada uğratmaya çalışan Sömürgecilerin korkulu rüyası
Osmanlı Devleti özellikle hacca gelen Malay Adaları sakinleri vasıtasıyla çok erken dönemde kurulan İslam devletleri ile temasa geçmiş, karşılıklı ticari ve diplomatik ilişkilere girilmiştir. Malay Adaları’nda kurulan İslam Devletleri özellikle 15. asırda Sömürgecilerin saldırılarına maruz kaldıklarında, zaman zaman askeri yardım talep etmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Hint Seferleri Hindistan’a ve Malay Adaları Müslüman devletlerine saldıran Portekiz ile İspanyolların saldırılarını önlemek amaçlı olmuştur. II. Selim tahta yeni geçtiği zaman Açe Sultanı Portekizliler’e karşı Osmanlı’dan yardım istemek amacıyla İstanbul’a elçi göndermiş, bu talep değerlendirilerek Açe’ye gemi, asker ve silah gönderilmiştir. Bu yardımlar bazen Babür İmparatorluğu’yla koordineli yapıldığı da olmuştur. Osmanlı Devleti’nin özellikle Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki Preveze Deniz Savaşı ile Avrupalılar’ın deniz gücü neredeyse yok edilmesi Malay Adaları açısından bir dönüm noktası olmuştur. Sömürgeci güçler bu hezimetten sonra uzun yıllar kendilerini toparlayamamışlardır. Bu hezimet ile Malay Adaları düşmanın hızlı ve kararlı saldırırsının kırılmasıyla rahat etmiştir. Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar Uzakdoğu’ya olan yardım ve ilgisini sürdürmüştür.
Arşiv belgelerinde bilinmeyen gerçekler
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bu ilişkileri doğrulayacak çok sayıda belge mevcuttur. Aşağıda vereceğim belgeler son dönemdeki ilişkilerin yoğunluğunu göstermesi açısından önemlidir.
1: Filipin adalarındaki ahali-i islamiyenin ihtiyaçları için ehil zatlardan birkaç kişinin gönderilmesi ile halife tarafından verilen elvah-ı mübarekenin ( mübarek levha ) Taluksanga şehrinde inşa olunan camiye asılması ile ilgili belge. Bu belgede Filipin Müslümanlarının ahvalinin takip edildiği, ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak giderilmeye çalışıldığını gösterir ( Tarih:1331, Dosya No: 231, Gömlek No:123, Fon Kodu: MV ).
2: Amerika ile yapılan anlaşma sonrası Filipin adalarına Şeyhülislam tayin edilen Mehmed Vecih Efendi’nin Hindistan ve havalisinde cihad ilanını yayabileceği hususunda Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti’nden Dördüncü Ordu Kumandanlığı’na çekilen cevabi telgraf ( Tarih:1333, Dosya No: 52, Gömlek No:82, Fon Kodu: DH. ŞFR ). Bu belge, Osmanlı Devleti’nin Filipin’de bulunan Moro Müslümanları ile ilişkisinin derinliğini göstermesi açısından çok önemlidir. Bugün Filipin’de Müslüman nüfustan haberi olmayan birçok Müslüman için Filipin Müslümanları’nın yüz yıl önce haberleşmenin zorluğuna rağmen nasıl haklarının korunduğunu gösteren önemli bir belgedir.
3: Filipin Şeyhülislamı Vecihi ‘yi Filipin’e sevk ve orada eline para geçinceye kadar idare etmesi için örtülü ödenekten Dördüncü Ordu Kumandanlığı’na para gönderilmesi ( Tarih:1333, Dosya No: 9, Gömlek No:12, Fon Kodu: DH.EUM.KLU ).
4: Filipin adaları İslam ahalisi vekili Con Finli’nin huzura kabulü ile ilgili belge ( Tarih:1331, Dosya No: 12, Gömlek No:1331/C-014, Fon Kodu: İ. MBH ). Bu belgede Filipin’de binbaşı iken Müslüman olan bir Amerikalı subayın İstanbul’da Padişah tarafından kabul edilerek Filipin Müslümanları hakkında bilgi vermesi anlatılıyor. Ayrıca bu zat Meşihat Makamı’na ve Osmanlı Devleti’ne bölgedeki güç dengeleri ve bölge Müslümanları hakkında önemli bir rapor sunmuştur.
5: Filipin Adaları’nda tesis edilen birinci sınıf şehbenderliğe, Başşehbender ( Konsolos ) ünvanını muhafaza etmek üzere Ragusa Şehbenderi Necib Hac Efendi’nin tayin edildiğine dair belge ( Tarih:1328, Dosya No: 423, Gömlek No:1328/B-22, Fon Kodu: İ..HR.. ).
6: Osmanlı tebasının ( halkının ) Küba ve Filipin adalarına muhaceretlerinin men’i hususunda İspanya Hükümeti bir takım tedbirler aldığından; buralara gidecek Osmanlı tabiyetlilerin pasaportlarının vize edilmemesi neticesinde Osmanlı Devleti’nin İspanya nezdinde yaptığı girişimler ele alınıyor. ( Tarih:1308, Dosya No: 1762, Gömlek No: 97, Fon Kodu: DH.MKT ). Bu belge İspanyollar’ın Osmanlı vatandaşlarının Filipin ve Küba’ya gitmelerini engellemeye çalıştıklarını konu edinmekte, Osmanlı Devleti’nin girişimleri ele alınmaktadır.
7: Sumatra adasında ( bugünkü Endonezya’da ) bulunan ve Tanbuzi Sultan ünvanını taşıyan Zeynelabidin adlı kimsenin Mehmed Zeyn adıyla ceziredeki ( adadaki ) diğer reislerle aralarında olan hudud meselesinin tesviyesinde padişahın tavassutunu ( aracı olması ) temin için Dersaadet’e geldiğine dair belge ( Tarih:1316, Dosya No: 26, Gömlek No: 67, Fon Kodu: Y.. PRK.HR ). Bu belge Sultan II. Abdulhamid döneminde Müslümanların aralarındaki sorunları halifeye götürdüklerine dair önemli bir belgedir. Endonezya’daki hudut meselesinin bile İstanbul’da çözüleceğini gösteren bir vesika.
8: Sumatra ceziresinden Açe memleketi hükümdarı, ahali ve rüesasının Osmanlı Devleti himayesine girme taleplerine dair arşivde bulunan bu belge, Osmanlı Devleti’nin sınırlarının nerelere kadar uzandığını gösteren önemli bir bilgi içeriyor. ( Dosya No: 457, Gömlek No: 55, Fon Kodu: MKT.MHM ).
9: Sumatra adasındaki Niyaz kıtası Müslümanları emirinin Saltanat-ı Seniyye tabiiyetini kabul ile donanmadan gemi talep ettiklerine dair belge ( Tarih:1320, Dosya No: 229, Gömlek No: 12, Fon Kodu: Y.. MTV. ).
10: Sultan II.Abdulhamid dönemine ait belgede Endonezya’da Müslümanlar’ın istiladan kurtulmaları için, Harbiye mektebine talebeler getirilip, mukavemet kuvvetleri teşkil ettirmek lüzumundan bahsediliyor. Malay Adaları’ndan Harp okuluna öğrenci alındığını, yetiştirilerek memleketlerine gönderildiğini belgeleyen vesikalardan biri ve bunlara dair fotoğraflar elimizde mevcut. ( Tarih:1308, Dosya No:10, Gömlek No: 60, Fon Kodu: Y.. PRK.MYD ).
11: Batavya ( Cakarta ) Müslümanları’nın Osmanlı askerinin yetimleri ve dulları için toplayacakları ianenin (yardımların ) kabulünü rica ettiklerine dair belge ( Tarih:1315, Dosya No:380, Gömlek No: 74, Fon Kodu: Y.. A…HUS. ).
12:Hollandalı Ament adlı şahsın arazisinin icar( kira ) bedeli yüzünden İslam ahalisine reva gördüğü mezalim üzerine çıkan isyan sırasında bir çok müslümanın askeri kuvvetlerce katl ve telef edildiklerine dair malumat ve tafsilatı havi raporun Batavya Başşehbenderliğinden gönderildiği ( Tarih:1334, Dosya No:6, Gömlek No: 55, Fon Kodu: DH.EUM.4.Şb ).
13:Çanakkale muharebesinin gidişatıyla ilgili raporların Malay diliyle yerli gazetelerde neşri ve Çanakkale ile Gelibolu zaferlerinin Malay Müslümanları arasında sevince yol açtığı, bundan böyle hutbelerin padişahın halifelik sıfatı yanında gazilik unvanı ilavesiyle okutulacağı hakkında Batavya Şehbenderliği'nin faaliyetleri ( Tarih:1915, Dosya No:2323, Gömlek No: 15, Fon Kodu: HR.SYS ).
14: Batavya'da cami-i kebirde ictima' eden binlerce efrad-ı müslimenin salat-ı iyd-ı said-ı fıtr'ı ( ramazan bayramı namazı ) eda eyledikleri ve namazdan sonra Padişah ve Asakir-i Osmaniye'nin muzafferiyeti için dua ettikleri ( Tarih:1915, Dosya No:2415, Gömlek No: 40, Fon Kodu: HR.SYS ).
Bu belgeler her zaman ve her yerde Müslümanlar’ın birbirlerinin dertleriyle dertlendiklerini, birbirlerini kolladıklarını, imkanlar ölçüsünde yardım ettiklerini, dua ettiklerini, birbirlerinin zaferleriyle bayram ettiklerini, katliama uğradıklarında matem tuttuklarını, doğal afetlerde birbirlerine koştuklarını; bunu yaparken de kıtaları bile aştıklarını gösterir belgelerdir. Dün olduğu gibi bugün de bu mazlum ümmetin birliğe ihtiyacı var. Belki de dünden çok daha fazla…
SON VİDEO HABER
Haber Ara