Dünya basınında bugün
Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan haber, yorum ve analizler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-02 12:02:00
ALMANYA
SÜDDEUTSCHE ZEİTUNG
2 Şubat 2010 Salı gününün basın özetlerine Süddeutsche Zeitung’un Kıbrıs’taki toplumlar arası görüşmeleri konu alan yorumuyla başlıyoruz. Yorumda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Lefkoşe ziyaretinin etkisiz kalacağı öne sürülüyor:
“Kıbrıs’ı bölen, korku, güvensizlik, önyargılar, kanlı bir geçmiş ve somut siyasi çıkarlardır. Mülkiyet anlaşmazlığı bir zamanların bölünmüş Almanya’sını akla getiriyor. Aynı zamanda, zengin güneyle fakir kuzeyin birleşmesiyle ilgili endişeler de dağıtılabilmiş değil. Ama hepsinden önemlisi, Kıbrıs’ın Türkiye tarafından rehin alınması. Öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri bu kozu kaybetmek istemiyor. Kıbrıs önemli olduğundan değil. Adanın stratejik önemi sanıldığı kadar fazla değil. Generallerin asıl gayesi, Kıbrıs kozuyla Ankara hükümetini dizginlemek. Silahlı kuvvetler 40 bin askerini Kıbrıs’tan çekmemekte diretirse, Türkiye’nin Avrupa Birliği hayalleri Akdeniz’de batabilir.”
WESTDEUTSCHE ZEİTUNG
Alman gazetelerinden derlediğimiz yorumlara Westdeutsche Zeitung'un Yunanistan’daki borç krizini konu alan değerlendirmeyle devam ediyoruz.
“Almanya Dışişlerli Bakanı’nın Atina’da diplomatik nezaket icabı sarf ettiği, ‘Alman-Yunan ilişkilerinin son derece sıkı olduğu ve karşılıklı güvene dayandığı’, şeklindeki sözleri aslında duyulan güvensizliği perdelemeye yetmiyor. Berlin yönetimi, gırtlağına kadar borca batmış Para Birliği sonuncusu Yunanistan’ın ortak para birimi euroyu riske sokmasından büyük endişe duyuyor. Yunanistan, 2001 yılında ortaklarını kandırarak Euro Bölgesi'ne girdikten sonra da, Helen efsanelerini andıran yalanlarıyla, Para Birliği üyelerini enayi yerine koymaya devam etti.”
FRANKFURTE ALLGEMEİNE ZEİTUNG
Astronomik borçlanmayı öngören Amerikan bütçe taslağını yorum konusu yapan Frankfurter Allgemeine Zeitung, Obama yönetiminin bu bütçeyle yılı idare etmesinin bile zor olacağı görüşünde:
“2010 yılında ABD’nin bütçe açığı 1 trilyon 600 milyar doları bulacak. Bu rakam, gayrı safi yurtiçi hasılanın %10’una tekabül ediyor. 2011 yılında ise bütçe açığının 1,3 trilyon dolara düşmesi hedefleniyor. Ama bunun başarılacağı şüphe götürür. Beyaz Saray’ın bütçe taslakları, Kongre’den hiçbir zaman yara bere almadan geçemedi. Bu bakımdan önümüzdeki yılın bütçe açığı hedefinin tutturulması son derece zor olacak. Obama yönetiminin tasarruf öncelikleri, bütçe giderlerinin azaltılmasına yaramayacak. Sosyal güvenlik ve savunma bütçelerinde indirim öngörülmüyor. Aksine, savunma bütçesi 700 milyar dolara çıkacak. Bu, Obama’nın Avrupalı müttefiklerinin tasavvur edemeyeceği bir rakam.”
TAGESZEİTUNG
Deprem felaketinde en az 180 bin kişinin hayatını kaybettiği Haiti’de öksüz çocuk ticaretine teşebbüs edenlerin artması endişeyle izleniyor. Berlin’in Tageszeitung gazetesi, insan tacirlerinin göz diktiği çocukların çoğunun öksüz bile olmadığını yazıyor:
“Felaket ve kaos talebi artırır, ticareti kolaylaştırır. Çavuşesku rejiminin yıkılmasından sonra Romanya’nın yetimhaneleri süper markete dönmüştü. Şimdi sıra Haiti’de. Çocuk sahibi olma arzusunun yerine gelmeyişi, acilen ve şahsen yardım etme güdüsüyle birleştiğinde ortaya saflık ve düşüncesizlik çıkıyor. Çocuk tacirlerinin kötü emellerine alet olunduğu, bilmek bile istenmiyor. Öksüz olsa da olmasa da, her çocuğun kendi vatanında, kendi dil, kültür ve diniyle yetişmeye hakkı olduğu unutuluyor.”
MARKİSCHE ALLGEMEİNE
Alman yüksek okullarında İslam ilahiyatçısı yetiştirme önerisinin yankıları sürüyor. Potsdam’da yayımlanan Märkische Allgemeine gazetesi konuyu şu satırları ayırmış:
“Batılı anlamda aydınlanmış İslam ya İslam âleminde kabul görmez ya da bölünmüş durumdaki dinî cemaatlere bir yenisinin eklenmesine yarar.
Kısmen açıkça dile getirilen, İslam karşısındaki hegemonyacılık eğilimi de bariz bir şekilde hissediliyor. Nasıl bir Hrıstiyan, dinini Tahran’daki bir fakültede öğrenmek istemezse, bir Müslüman da Avrupalı din öğretmenleri karşısında aynı kuşkuyu duyar. İslam’daki aydınlanma, Müslümanlara düşen bir görevdir.”
İNGİLTERE
DAİLY TELEGRAPH
Daily Telegraph gazetesi bugünkü manşetinde, Papa 16. Benediktus'un İngiliz hükümetine daha önce eşi benzeri görülmemiş şekilde saldırdığını belirtiyor.
Dün İngiltere ve Galler'den 35 Katolik piskoposu ağırlayan Papa, İngiltere hükümetini kendi deyimiyle 'adil olmayan' eşitlik yasalarının kabulü için uğraşmakla suçlamış. Papa'ya göre, İngiltere'de iktidardaki İşçi Partisi'nin meclise sunduğu yasal düzenlemeler, "esasında Doğanın Kanunları'nı ihlal ediyor".
Katolik Dünyası'nın lideri, düzenlemelerin ibadet edenlerin inançlarına bağlı kalmalarını engelleyeceği, toplumu daha eşit hale getirmekten çok din özgürlüğünü sınırlandıracağı kanısında.
İngiltere'de kilise liderleriyle, İşçi Partisi arasında da, bu konuda tartışma yaşanmıştı. Dini liderler, önerilen düzenlemelerin yasalaşması halinde, eşcinselleri din adamlığına kabul etmekten ya da onlara ayrımcılık yaptıkları gerekçesiyle haklarında dava açılmasından korkuyor.
'Finansman için ileri, bilim için geri bir adım'
İngiliz gazeteleri, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın dün açıkladığı 3 trilyon 800 milyar dolarlık bütçe tasarısına sayfalarında geniş yer ayırmışlar.
TİMES
Barack Obama, insanoğlunu yeniden Ay'a taşımayı öngören bir projeyi iptal etmişti. Times başyazısında 21 Temmuz 1969'da Ay'a ayak basan astronot Neil Armstrong'un "Bu benim için küçük ancak insanlık için büyük bir adımdır" sözünü andıran bir yorum yapmış. Gazeteye göre Barack Obama'nın uzay projesini askıya alması "Bütçenin finansmanı açısından ileri ancak bilim için geri bir adım".
FİNANCİAL TİMES
Financial Times ise bütçenin genelini değerlendirdiği başyazısında, Amerika için bütçenin kısa vadede açık vermesinden daha önemli olan şeyin, uzun vadeli problemler olduğunu vurguluyor. Gazete, Barack Obama'nın, doğru yönde adımlar atsa da, ülke maliyesi için tehdit oluşturan bazı konulara çözüm getirmediği kanısında.
Sağlık harcamalarının çoğalması, sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskının artması ve boşa yapılıp tam denetlenmeyen askeri harcamalar, Financial Times'a göre Amerika için ciddi birer sorun.
'Genel Sekreter Kıbrıs'ta çok az ilerleme sağladı'
İngiliz gazetelerinin bazılarında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un Kıbrıs'a yaptığı ziyarete ilişkin haberler de yer alıyor.
GUARDİAN
Guardian'daki haberde, Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs müzakereleri konusunda iyimser olduğu belirtiliyor. Simon Tisdall imzalı yazıda, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un, Kıbrıs'ta liderlerin görüşmelerini sürdürme ve adayı yeniden birleştirmeye yönelik çabalarını arttırma sözü verdiklerini söylediği aktarılmış.
TİSDALL
Tisdall, Ban'ın bu açıklamasını "donuk" olarak nitelendirmiş. Yazarın esas dikkat çektiği nokta, Genel Sekreter'in bu açıklamasına karşın tarafların yeni bir beyanda bulunmamaları. Guardian yazarına göre bu da, Genel Sekreter'in, görüşmelerdeki tıkanıklığı aşma yolunda çok az ilerleme sağladığını gösteriyor.
Financial Times'ın Lefkoşa'daki muhabiri Andreas Hacıpapas, Genel Sekreter'in şu sözlerine yer vermiş: "Kıbrıs'ta liderlerin soruna tarafların karşılıklı yararına bir çözüm bulacaklarına ikna oldum".
Gazetenin Ankara ve Atina'daki muhabirleri Delphine Strauss ve Kerin Hope'ın kaleme aldıkları yazı ise Ban'ın gezisiyle ilgili haber ve yorumları içeriyor. Yazının başlığı, "Birleşmiş Milletler, Kıbrıs görüşmelerinde tarafları cesaretli olmaya teşvik ediyor".
BM geçen hafta, Kıbrıs'ta iki toplum liderinin müzakerelerde, önerilen federal devletin yapısı konusunda ilerleme sağladıklarını duyurmuştu. Ancak Financial Times'taki haberde, tarafların iş en zor konulara geldiğinde, birbirlerinden hayli uzakta oldukları belirtiliyor.
Gazete bu konuları ise Türkiye'nin askeri varlığı, toprak ve herhangi bir çözümü onaylamaları gereken seçmenler için en hassas konu olan mülkiyet olarak sıralamış.
Financial Times, Kıbrıs Türk toplumu lideri Mehmet Ali Talat'ın, kısa süre içinde seçmenlere, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi yolunda gerçek bir umut vermemesi halinde, Nisan ayındaki başkanlık seçimini kaybedecek gibi göründüğünü belirtiyor.
Gazetedeki yazıda, seçimleri "milliyetçi" olarak nitelendirilen Derviş Eroğlu'nun kazanması halinde, Kıbrıs Sorunu'na çözüm bulunması yolunda umutların azalacağı aktarılmış, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin de, sorunun çözümüne bağlı olduğu hatırlatılmış.
'Terry kaptanlığı bırakmaya hazır'
İngiltere'de, hafta sonundan bu yana belki de çok tartışılan konu, Chelsea'nin yıldız futbolcularından John Terry'nin, milli takım kaptanlığını bırakıp bırakmaması gerektiği. Chelsea'nin de kaptanı olan evli ve ikiz çocuk babası John Terry'nin, eski takım arkadaşı Wayne Bridge'in kız arkadaşı Vanessa Peroncel'le ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı.
İNDEPENDENT
Independent ise bugünkü haberinde, Terry'nin milli takım kaptanlığını bırakmaya hazır olduğunu duyuruyor. İngiltere Menajeri Fabio Capello, en geç 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleri için Pazar günü Varşova'da yapılacak kura çekiminin hemen ardından, konuyla ilgili kararını verecek.
John Terry ise Cuma günü Capello'yla yüzyüze bir görüşme yapacak. Bu arada daha önce John Terry'yi en iyi arkadaşlarından biri olarak gören Wayne Bridge'in de artık Terry'ye tepkisi dolayısıyla milli takımı bırakmayı değerlendirdiği bildiriliyor.
(ajanslar)
Haber Ara