İsmet Özel şaşırtmaya devam ediyor...
İsmet Özel, o zaman da insanları şaşırmıştı bugün de şaşırtıyor. Ezberi bozmayı çok sever İsmet ağabey, her zaman başka bir cepheden bakma, adeta bir ahlakı olmuştur onun.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-01 09:14:00
Tanıdığım İsmet Özel’i tanıtmak isteyişimin temelinde, yaşadığımız yeri ve tarihi daha iyi anlamaktır. İsmet Özel ile alakalı yazılanları hesaba katmadan onu anlamak istiyorum, bunu ne kadar becerebilirim bilemem. Çünkü son zamanlarda etrafında çokça gürültü koptu.
Yaygaracılar, gürültünün büyüklüğüne bakarak kıymet biçiyorlar. Hâlbuki her kişinin kıymeti yaptıkları ve erdemiyle değerlendirilmelidir. Ne yazık ki ülkemizde değer yargısı medyatik olmak ve başkasının işine yaramakla orantılı hale gelmiştir.
İsmet Özel, İslam dünya görüşünü seçtiğinde de gürültü kopmuştu, ona ısrarla “başıma saksı düştü, Müslüman oldum” dedirtmek istediler. Fakat o, hangi şartlar beni sosyalist yaptıysa ayni sebeplerden ötürü Müslümanlığı seçtim diye ısrar etti. Yani çocuğum öldü, hastalık geçirdim vs. onun için Müslüman oldum demesini istediler. Kasıt belli idi; arayışı sürdürenler, İslam’ı seçmeyi akıllarına getirmesinler. Müslüman dünya görüşünü seçmek, deli divanelerin, meczupların ve başına gelen belaları kaldıramayanların işidir.
Özel, o zaman da insanları şaşırmıştı bugün de şaşırtıyor.
Ezberi bozmayı çok sever İsmet ağabey, her zaman başka bir cepheden bakma, adeta bir ahlakı olmuştur onun.
Zor zamanda konuşan adamdır, şair sezgisiyle tehlikeyi hissedebilendir. Karakoç, “şairler toplumdan 50 yıl ileride yaşarlar” der, Özel, bunu doğrular gibidir. O, bugünden çok geleceğe konuşur, fakat bugünden kaçarak bunu yapmaz. Herkesin gözü önünde haykırarak seslendirir düşüncesini, biraz kırgın, biraz kızgın biraz hırçın bir dille.
Onun dili daima sert ve sesi yüksektir. Kelimeleri seçerek kullanır, şiirde dil kullanımı bana şair Nef’i’yi çağrıştırır. Sese ve fonetiğe çok önem verir.
Kendini tüm insanlıktan sorumlu tutar, onun şahsi bir tarafı yok sanırsınız. Bu hal onu hem hırçınlaştırır, hem dik duruşunu sağlar. Dünyanın tüm meselelerini o sırtlar, dünyayı sırtlayan adamdır, fakat o kadar kendini kaptırır ki, onun bu tavrını onun anlamlandırdığı gibi anlamlandırmayanları ihanetle suçlayabilir.
Onun durduğu yer daima doğrudur, başkaları hep hata eder. İsmet Özel’i buna sürükleyen sebepler vardır; terk ettiği dünyadan İslam camiasına geldiğinde çok umut bağladı. Biraz Abdülkadir es-Sufi’nin etkisiyle, rafine ve nev-i şahsına münhasır bir İslamî hayat beklentisine girdi. Modern dünyaya kafa tutan ve örnek bir hayat sergileyen bir beklentiydi. Ne yazık ki camia onun isteklerine cevap verecek durumda değildi. Müslümanlar, siyasette ve toplumsal alanda yer edindikçe ilkeler çiğnendi ve Özel’i çileden çıkardı.
Kılık kıyafetten zihin yapısına kadar, büyük değişim oldu, bu ilerleme genişleme değil sapma ve ilkesizlik olarak tezahür etti. İsmet Özel de buna sürüklenmek istendi fakat o, direndi ve değişmedi.
Bu hızlı dönüşüme tepki olarak daha da gelenekçi biri olarak karşımıza çıktı. Hâlbuki şair kimliği bu kadar gelenekçiliğe müsaade etmemeli idi. Şiir onun için bir sığınak bir koruyucu hami idi. İş o kadar vehim olarak kabul edildi ki şiiri bile hiçe saydı. Özel için şiir, bir direniş, var oluş meselesidir. Şiirle var olmak sahici var oluştur. Şiirin saçağı, sapmadan, eğilmeden bükülmeden olduğu gibi kalmayı sağlayan sığınaktır.
Fakat son Türklük meselesinde bu saçağı kısmen zedeledi. Şair İsmet Özel, vakur ve dirençlidir, nazik ve kelimelerdeki ince manayı sezebilendir, İslam’a ve İslamî değerlere gizli gizli saldıranların o gizli kinlerini dil tefekkürüyle anlayandır.
Kadim müfessirler gibi, dile dayanan ve hükmünü dile bina etmesini bilendir. Onda dil, bir milletin varlık sebebidir. Dili hafife alandan ciddi manada fikir sadır olmaz, ciddi mücadele adamı da olmaz diye inanır.
Özel, insanların iç içe girmesini ve ayni düşünmesini de farklı yorumlar, insanlar sadece muhtaçtır, birbirine muhtaç değil, ancak birbirini hesaba katmalıdırlar o kadar. Bu gün Özel, belki yeteri kadar hesaba katılmadığı düşüncesine kapılmıştır. Her insan teki çok farklıdır, insanları ayni düşünceye ikna etmek veya ayni düşünce etrafında eritmek bir nevi öldürmektir. Şöyle der: “senin felakete uğramanı istemem. Çünkü seni öldürürsem(seni kendi duygu ve düşüncelerim içinde eritip kendime benzetirsem) bana yardım edemezsin.” (Tahrir vazifeleri1/11) Her insan teki kendisi kalsın ve birileriyle dayanışma içinde hayatını yürütsün ister.
Son çıkışları bugüne kadar elde ettiği saygınlığı ve itibarı zedelemiş durumdadır. Bakalım İsmet Özel bir daha bizi şaşırtıp yeni bir hamle yapacak mı, yoksa bu zedelenmeye razı mı olacak?
Bekleyip görelim…
*Yayıncı-Yazar.
Haber Ara