Garibanla değil faizcilerle uğraşın
Türkiye, işsizlik, darbe, yasaklar ve krizle boğuşurken, Tekel işçileri de 50 gündür sokakta. Faizlere giden paraya acımayan hükümet, Tekel işçisine giden paradan rahatsız oluyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-01 15:37:00
Türkiye, 50 gündür kar kış demeden sokaklarda yaşayan, seslerini hükümete duyurmak için yapmadık eylem bırakmayan Tekel işçilerinin trajedisini canlı olarak izliyor. Özelleştirilen Tekel Fabrikalarından özlük haklarını kaybederek 4-C'li işçi statüsüne geçirilmek istenen işçiler, maaşlarının düşmesinden ziyade özlük haklarının kaybolmasına karşı çıkıyor. Siyasetin toz dumanı ve kısır döngüsü içinde unutulmaya yüz tutan "işçi-emek" problemine kulak tıkayan tüm çevrelerin dikkatini çekmeyi başaran Tekel işçileri, Tuzla'daki işçiler ve maden işçileri gibi özelleştirmenin yanı sıra kamuoyunun ve medyanın da epeydir uzağında idi.
Merhamet hani
Çoluk çocuk, kadın erkek, dondurucu soğuk altında iki aya yakın bir zamandır sokaklar hak arayan, coplanan, gazlanan, havuzlara atılan Tekel işçileri aslında Türkiye'nin yakın tarihine iz düşecek bir kırılmaya da vesile oldular. Öyle ki işçi hakları veya emek kavramları ile ilgili konuşmak bile "ulusalcı-demokrat" ayrışmalarına neden olacak denli toplumu paranoyak bir ruh alemine sokmuş durumda. Toplumu rehabilite etmek, dengeleri oturtmak, gerekli önlemleri almak, adalet mekanizmasının bozuk çalıştığına inanan kitlelerin inancını sağlamlaştırmak her şeye rağmen siyasi iktidarın görevleri arasındadır. Hükümet kanadından olaya soğukkanlı bakanların sayısı hemen hemen hiç yok. Öyle ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Hükümetin tek hatası Tekel işçilerine merhametli davranmaktır" bile dedi.
Erdoğan bile şaşırmış!
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ise Türk-İş'le görüştükten sonra meselinin çözümüne yönelik talimat vermesinin altında 4-C ile ilgili ayrıntıları daha yeni öğrendiği medyada yazıldı. Türk-İş yönetimiyle TEKEL işçileri için görüşen Erdoğan'ın, 4-C'nin neleri içerdiğini sendikacılardan işittiği, işçilerin tazminat haklarının ellerinden alındığını yeni öğrendiği ileri sürüldü.
Görüşmede hazır bulunan Türk-İş heyetinin bazı kişilerin, Başbakan Erdoğan'a bir bilgi notu hazırladığı, bu notta TEKEL işçilerinin isyanına neden olan hak kayıplarının sıralandığı ve bu notu inceleyen Erdoğan'ın binlerce TEKEL işçisinin sahip oldukları hakları nasıl ve neden kaybedecekleri anlatıldığında bazı kritik konularda durumdan haberi olmadığı belirtildi.
TEKEL işçileri, "4-C'ye geçtiklerinde çalışma sürelerinin ve ücretlerinin düşeceğini, İhbar ve kıdem tazminatı haklarını kaybedeceklerini, fazla çalışma ücreti alamayacaklarını, Emeklilik şartlarının neredeyse tamamen ortadan kalkacağını, 4857 sayılı yasaya göre işçi tanımına girmeyeceklerini ve toplu sözleşme haklarından yararlanamayacaklarını, Ücretli izin haklarının düşeceğini ayrıntılı bir şekilde ilk kez Başbakan Erdoğan'a anlatma fırsatı yakaladıkları belirtiliyor. Erdoğan'ın da Türk-İş yönetimine, "Nasıl tazminat hakları olmayacak?" diye sorduğu öne sürüldü.
Tekel fabrikaları nasıl özelleştirildi?
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2008 yılının şubat ayında Tekel'in sigara ve tütün bölümü için üçüncü kez düzenlediği ve 17 dakika gibi kısa bir sürede biten özelleştirme ihalesinde yalnızca 'yüksek fiyat'ı öne çıkartan politikası, bugün binlerce işçinin sokaklara dökülmesine neden oldu. İhale sonucunda British American Tobacco (BAT) 146 yıllık Tekel'e ait Adana, Ballıca, Bitlis, Malatya, Samsun ve Tokat sigara fabrikalarının sahibi oldu. Varlık satış yöntemiyle yapılan özelleştirme ihalesi sonucunda Tekel'in Samsun, Tekel 2000-2001 ve Maltepe markaları da BAT'nin oldu. İhaleden kısa bir süre sonra da BAT, özelleştirme yöntemi 'varlık satışı' olarak belirlenen ve bir istihdam garantisi bulunmayan sözleşmeyi gerekçe göstererek, Türkiye'deki fabrikasında çalışan işçilerin çoğunu işten çıkaracağını duyurdu. Üçüncü ve son kez yapılan ihaleyi de yine BAT 1 milyar 720 milyon dolar ile kazandı.
Hükümet en çok parayı veren firmayı tercih edince, işçileri makine ile aynı değerde tutmuş oldu. İşçiler fabrikaları ve markaları kalmayan Tekel'de kaldı. Tekel işçilerinin hem maaşlarından, hem de özlük haklarından önemli kayıplarla karşılaşacakları 4 C uygulaması kapsamına girecekleri 31 Ocak 2009 tarihinde kesinleşince, 12 bin Tekel işçisi de direnişe başladı.
"4-C" ne anlama geliyor
Ak Parti'nin TEKEL işçileri için bulduğu formül, özelleştirilen işletmelerdeki tazminatını almayıp çalışmak isteyen işçileri, 4-C statüsüne geçirmek. Tekel işçileri ise, kendilerine tanınan "4-C" yani sözleşmeli personel statüsünü istemiyorlar. Peki işçilerin ısrarla karşı çıktığı "4-C" ne anlama geliyor ve neleri kapsıyor: 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, memurlar ile sözleşmeli ve geçici personeller; A, B, C fıkralarıyla tanımlanıyor. C fıkrası, özelleştirmelerden dolayı başka kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilecek geçici personelleri kapsıyor. C statüsünü tanımlayan ilk şart, bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olması. Bu şekilde çalışanlara 4-C'li deniyor.
Bu maddeye göre bir işçi en çok 10 ay çalışabiliyor. Bu süre 4 aya kadar inebiliyor. Geçici personellere, tahsil dereceleri dikkate alınarak belirlenecek brüt aylık ücretler ödeniyor.
4/C kapsamına alınan çalışanlar, gelir eksikliğinin yanı sıra sosyal haklar açısından da ciddi kayıplar yaşayacak. işçi veya memur statüsünde kabul edilmeyen 4/C'liler, sendikal haklarını da kullanamayacaklar.
90 katı faize giriyor
Bir yıldan az süre ile çalışmaları öngörüldüğü için ücret ve sosyal haklarını en fazla 10 ay süreyle alabilen 4-C'liler, geriye kalan 2 aylık sürede ne sosyal güvenceye ne de ücret haklarına sahip olmayacak. 4 ayda 2 günden fazla sağlık raporu alamayan ve mazeret izni kullanamayan 4/C'lilerin hasta olmaya dahi hakları yok.
"4-C" statüsünün resmen kölelik düzeni olduğunu vurgulayan işçiler, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem olmadığını önü sürüyor.
Tekel işçilerine ödenen aylık 40 trilyonu, "yetimin hakkını yedirmek" olarak gören Başbakan Erdoğan'ın, sadece 2010 yılında milletin parasından faize yapacağı ödeme ise 60 katrilyon!
Yani 2010 yılında fakire, fukaraya dağıtılacak kömür ve diğer yardımın miktarı, iç ve dış borç faizlerine verilecek paranın yüzde 7'si kadar.
Tazminat yok, emeklilik yok!
-Bugün bir Tekel işçisi ortalama bin 400 lira maaş alıyor.
-20 yıllık bir tekel işçisinin aldığı net maaş, bin 750 lira.
-"4-C" statüsüne geçecek ilkokul mezunu bir işçinin maaşı 772, lise mezununun 856, üniversite mezunu işçinin maaşı ise 938 TL'ye düşecek.
-"4/C"ye tabi çalışanlar, senede en fazla 11 ay çalışabiliyor ve yıllık izin de kullanamıyor.
-"4-C"liler, İhbar ve kıdem tazminatı alamıyor.
-"4/C " iş yasası kapsamında değerlendirilmiyor.
-"4-C'ye geçenlerin Emeklilik şartları neredeyse tamamen ortadan kalkacak.
-4857 sayılı yasaya göre işçi tanımına giremeyecekleri için sendikal haklarını da kullanamayacaklar.
-Toplu sözleşme haklarından yararlanamayacaklar.
-Halen 25 bine yakın "4-C"statüsünde çalışan işçi var.
Kurtulmuş: Allah (CC)'tan korkun!
Tekel işçileri, 50 gündür sürdürdükleri eylem boyunca en ağır eleştirileri ve en sert sözleri Başbakan Erdoğan ile Maliye Bakanı Şimşek'ten işitti. Bakan Şimşek ile Başbakan Erdoğan'ın tutumunu eleştiren Saadet lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un bu konudaki sözleri oldukça anlamlıydı. Şöyle diyordu Kurtulmuş, "Başbakan yetimleri bu kadar düşünüyorsa, tütün depolarında zaten üç kuruşa çalışan emekçi kardeşlerimiz hakkında konuşmayacak. Önümüzdeki sene 56.8 milyar faizciye verilecek paranın hesabını yapacak. Maliye Bakanı, 'biz bunlara merhamet ettik' diyor. El insaf! Kuldan utanmıyorsanız, Allah'tan korkun" dedi.
Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal:
Kazanılmış haklar geri verilsin
"Özelleştirme sonrasında işyerleri kapatılan Tekel işçileri, özlük haklarının korunarak başka kamu kurumlarına geçmeyi talep ediyor. Tekel işçilerini, hak arama mücadelelerinde destekliyoruz. Hükümeti bu konuda acilen ve kesin çözüm üretmeye davet ediyoruz. Söz konusu eylemler öncelikli olarak siyasi yorum ve mülahazaların ötesinde; iş garantisi talebi, kazanılmış hakların geri alınamaması, emeğe saygı, eşit işe eşit işlem ve açlık grevi ile birlikte gündeme gelen sağlık sorunları bakımından değerlendirilmelidir. Tekel işçilerinin, özlük haklarının korunmasını da içeren bir formülle taleplerinin karşılanmasını istiyoruz. Sürecin taraflarca müzakere edilerek en uygun bir şekilde sonlandırılması gerekmektedir."
Kaynak: Milli Gazete
SON VİDEO HABER
Haber Ara