Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

''Bekleyenler yanlış yapar''

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Yeni yatırım yapmak, yeni ihracat kanalları açmak, iç ve dış piyasaya yeni ürünler sunmak için, krizin etkilerinin tamamen geçmesini bekleyenler, yanlış yaparlar' dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-29 09:18:00

''Bekleyenler yanlış yapar''
Malatyalı İşadamları Derneği'nin (MİAD) düzenlemiş olduğu, 'Türkiye Sanayisi'nin Global Pazardaki Yeri ve 2010 yılı Hedefleri' konulu toplantıda konuşan Ergün, eskiden işadamların, kendileriyle aynı şehirde, aynı işi yapan firmaları rakip olarak gördüklerini, rekabeti yurt içinde sınırlayan bu anlayışla, şirketlerini geliştirmenin de önünü istemeden kapattıklarını kaydetti.

Ergün, şimdi ise firmaların, dünya ile rekabet etmeleri gerektiğini ve bu rekabet yarışında yurt içindeki bir çok firma ile ittifak kurmalarının faydalı olacağını bildiklerini ifade etti.
Bakan Ergün, önümüzdeki süreçte firmaların birbirlerinin imkan ve becerilerinden azami derecede istifade etmeleri, ortaklık ve birleşme kültürünü daha çok geliştirmeleri gerektiğini kaydetti.

Bugün yeni bir işletme kurarken veya mevcut bir işletmeyi yönetirken, bulunulan şehrin veya Türkiye'nin şartlarına göre değil, dünyanın şartlarına göre hareket etmek gerektiğine işaret eden Ergün, her fırsatta Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olduğunu söylediklerini ve potansiyeliyle övündüklerini vurguladı.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, şöyle devam etti:
'Böyle bir ülkenin kendi içine kapanmak gibi bir alternatifi, tercih hakkı yoktur. Biz, ülke olarak dünyaya açılacağız, dünyayı tanıyacağız. Sadece dünyada yaşanan gelişmelerden etkilenen bir ülke olmayacağız, dünyada yaşanan gelişmelere yön veren bir ülke de olacağız. Bunu başarabiliriz, kendimize güvenirsek, heyecanımızı taze tutarsak, korkulara prim vermezsek, dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olabiliriz.

Dünyada işlerin iyi gittiği dönemlerde bile, kendi dinamiklerinden kaynaklanan küçük çaptaki sarsıntılarla alt üst olan ekonomimiz, dünyada büyük çalkantılara neden olan bu küresel kriz karşısında oldukça başarılı bir performans sergilemiştir. Ekonominin toparlandığına ve işlerin yoluna girmeye başladığına dair birçok olumlu sinyal almaya devam ediyoruz.'


'Krizden çok, dedikodusundan etkilendik"

Merkez Bankası tarafından açıklanan Ocak ayına ait kapasite kullanım oranının, 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren başlayan olumlu seyrin devam ettiğini gösterdiğine işaret eden Ergün, açılan şirket sayılarına bakıldığında da Aralık ayında 4 bin 177 şirket kurulduğunu ve bir önceki yılın aynı ayına göre, yüzde 56 gibi yüksek bir artış yaşandığını dile getirdi.

Ergün, ekonomik krizin, ekonomik şartlar ve piyasalardaki durum kadar psikolojik faktörlerden de kaynaklandığını belirterek, Türkiye'nin ekonomik krizden daha çok, krizin dedikodusundan etkilendiğini ifade etti.

Bireylerin ve işletmelerin gelecekle ilgili olumsuz öngörülere sahip oldukları ekonomilerde, işlerin daha kötüye gideceğini belirten Ergün, açılan şirket sayısındaki artışın, psikolojik eşiğin de aşıldığını, tahminlerin olumluya döndüğünü, girişimcilerin ekonomiye gün geçtikçe daha çok güvendiklerini gösterdiğini vurguladı.

Bakan Ergün, 'Türkiye'deki güven ve istikrar ortamını bozacak her türlü teşebbüs, Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür. Dünya pazarlarına güçlü gireceğiz ki ekonomimizi büyütelim. Biz iş adamlarımıza dedik ki 'siz okyanus pazarına mı gireceksiniz, biz yelkenlerinize rüzgar doldururuz'. Bir de yelkenleri kesmeye çalışanlar da var onlarla da mücadele ediyoruz' diye konuştu.

Bu güvenin ortaya çıkmış olmasının, 2010 yılında ekonominin toparlanma sürecini de çok olumlu etkileyeceğini ifade eden Nihat Ergün, bu durumun Türkiye'nin gelecek yıllardaki performansının artmasına katkı sağlayacağını anlattı.

Bakan Ergün, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu şeyin güven olduğunu vurgulayarak, hükümet olarak 7 yıldır her zaman güven ve istikrar üzerinde durduklarını kaydetti.
Türkiye'nin, özel sektör yatırımlarıyla girişimci ruhunu artırarak, daha çok üretim ve ihracat yaparak güçleneceğini dile getiren Ergün, bir ülkede girişimlerin artması için, yatırım ortamının düzeltilmesi ve risk algısının azaltılması gerektiğini söyledi.


'Avrasya bölgesinin teknoloji üretim merkezi.."

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, eskiden Türkiye'nin en büyük sorununun kamu maliyesinde yaşandığını ve her yıl üst üste verilen büyük bütçe açıkları neticesinde, faiz ve enflasyonun çok yüksek, ekonominin oldukça riskli olduğunu, şimdi ise mali disipline riayet eden bir iktidar olduğunu, kriz döneminde dahi bütçe açığını orta vadede risk oluşturmayacak bir seviyede tutmayı başardıklarını vurguladı.

Ergün, Türkiye'nin artık makroekonomik düzlemde güçlü bir altyapıya sahip olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Önümüzdeki süreçte, özel sektörümüzün yeniden yapılanmasına, daha dinamik bir yapıya bürünmesine ve gelişmesine odaklanmamız gerekiyor. Orta ve uzun vadede, katma değeri yüksek ürünlere geçmeyi, Avrasya Bölgesinin teknoloji üretim merkezlerinden biri olmayı hedefliyoruz. Türkiye, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyorsa, bu yapısal dönüşümü hayata geçirmek zorundadır.

Sanayimizin rekabet edebilirliğini ve verimliliğini artırmak için, bu dönüşümü hızlı ve başarılı bir şekilde hayata geçirmek durumundayız. İşletmelerimizin belli bir başarıyı yakalamaları kadar, o başarıyı sürekli yenilemeleri ve dönüştürmeleri için de becerilerini sürekli artırmaları gerekiyor. Küresel ekonomik düzen, işletmeleri sürekli yenilenmeye mecbur etmektedir, bu dinamik çevrede 'bir müddet dinleneyim' dediğiniz anda, birileri gelip sizi geçebiliyor.'

Kendilerini sürekli yenilemeyen, farklı müşteri tercihlerine odaklanamayan, kalite vurgusunu güçlendiremeyen firmaların, özellikle kriz ortamlarında büyük zorluklar çektiğini bildiren Ergün, bu nedenle, işletmelerin tasarım ve markalaşma çalışmalarına büyük önem vermeleri gerektiğine işaret etti.


'Atı alanlar Üsküdar'ı çoktan geçmiş olur"

Bakan Ergün, 2010 yılının Türkiye için uzun ve istikrarlı bir büyüme döneminin ve yapısal değişimlerin başlangıç yılı olacağına işaret ederek, bu nedenle bu yıl atılacak adımların, gelecek açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, şunları kaydetti:
'Yeni yatırım yapmak, yeni ihracat kanalları açmak, iç ve dış piyasaya yeni ürünler sunmak için, krizin etkilerinin tamamen geçmesini bekleyenler, yanlış yaparlar. Çünkü böyle yapanlar, her şeyin güllük gülistanlık olmasını beklerken, atı alanlar Üsküdar'ı çoktan geçmiş olurlar. Unutmayalım, ekonomide mutlak iyimserlik diye bir şey yoktur, bütün risklerin ortadan kalkması gibi bir durum söz konusu değildir.

Ekonomik ortamda risk her zaman olacaktır, mühim olan bu riski yönetebilmektir, zaten girişimcilik, yöneticilik bu riskleri başarıyla üstlenebilme, idare edebilme sanatıdır. Birçok uluslararası rapor ve tahmin, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olacağını göstermektedir. Türkiye'de bu dönemde yatırım yapanlar, uzun dönemde karlı çıkacaktır. Bu noktada sizleri de cesur olmaya, yatırım yapmaya, teşviklerden yararlanmaya, dünyaya açılmaya, okyanusları aşmaya davet ediyorum. Hükümet olarak, yatırımcının, bu ülke için istihdam oluşturan, üretim yapan, kalkınma hedefimize katkı sağlayan herkesin yanında olacağımızı bir kez daha vurguluyorum.'

AA

Haber Ara