'Suikast yapacaklarmış gibi konuştular'
Birinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanığı Selim Akkurt, itirafçı olmaya karar verdiğini belirterek, polisin söylediği her şeyi yaptığını ileri sürerken Fehmi Koru ve Osman Baydemir'in isimlerini verdi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-26 21:01:00
Yıldırım, TÜBİTAK'ın CD'deki seslere ilişkin yaptığı çözüm ile kendi yaptığı çözümü karşılaştırarak, TÜBİTAK'ın açıkça bir karartma uyguladığını, ses uyumuna uygun, anlam karmaşasına neden olacak çözümlemeler yaptığını savundu.
TÜBİTAK ve kendi incelemesi ile tezat oluşturan konuşma kayıtlarını parça parça mahkeme salonunda dinleterek farklılıklar bulunduğunu iddia eden Yıldırım, 'Hiçbir tartışmaya gerek yok. Benim kulaklarım iyi duyar. Sizin kulaklarınız da iyi duyar. Önemli olan bunu kulakların değil, vicdanların duymasıdır' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Selim Akkurt da 'İtirafçı olmadan Ergenekon'dan çıkılmıyor. Ben de itirafçı olmaya karar verdim' diyerek başladığı konuşmasında, kendisine yönelik karalama kampanyası yapıldığını söyledi.
Akkurt, kaçak yaşadığı yıllarda polisin bilgisi dahilinde gezdiğini ifade ederek, 'Polis ne söylerse yaptım. Kuvayı Milliye Derneği'ne onların istekleriyle girdim' dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün 'Kim bu polisler' sorusuna Akkurt, Mutlu E, Ali Fuat Y. ve İsmail E. olduğunu ileri sürdü.
MİT'in de bilgisi olduğunu savunan Akkurt, Hizbullah ve DHKP/C'ye yönelik operasyon yapılacağının söylendiğini, ancak operasyonun bu davaya ilişkin yapıldığını anladığını kaydetti.
Akkurt, tutuklanmadan birkaç ay önce İstanbul Emniyet Müdürlüğünde eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve savcı Zekeriya Öz ile görüştüğünü ifade ederek, 'Beni oraya İsmail E. getirdi. Beni onore edecek sözler söylediler. Bana güvendiklerini anlattılar. Görevimi başarıyla yaptığımı söylediler' iddiasında bulundu.
'Fehmi Koru ve Osman Baydemir'e suikast yapacak gibi telefonda konuşmamı istediler' diyen Akkurt, Muhammet Yüce ile suikast yapacaklarmış gibi telefonda bu talimatlar üzerine konuştuğunu anlattı.
Akkurt, Muhammet Yüce'nin de 'MİT'çi Mustafa' adlı birisiyle görüştüğünü anlatarak, 'Buradaki sanıkların hiçbiriyle fikri birliğim yok. Benim 7 sülalem Fethullahçıdır. 5 yıl imam hatipte okudum. Sülaymancıların yurdunda kaldım. Onlar için her şeyi yaparım. Benim ne işim var bunlarla. Beni bir örgütten yargılayacaksanız Fethullah terör örgütünden yargılayın' diye konuştu.
'Tahminen bunlar bana birini öldürteceklerdi ama ben de yetenek olmadığını görünce vazgeçtiler' diyen Akkurt, Çolakkadı, Öz, Mutlu E, Ali Fuat Y. ve İsmail E'nin duruşmada dinlenilmesini istedi.
Mahkeme bu itiraflarını yeterli görecekse kendisinin tahliye edilmesi gerektiğini ifade eden Akkurt, yeterli görmezse konuşacağı daha çok şeyi olduğunu söyledi.
Duruşmada tutuklu sanık Zekeriya Öztürk de üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu hakkında reddi hakim talebinde bulundu.
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti adına açıklama yapan Başkan Şengün, Haşıloğlu'nun çekilmesini gerektirecek bir neden olmadığını açıkladığını belirterek, reddi hakim talebi de zamanında yapılmadığı için kabul edilmediğini bildirdi.
Şengün, olumsuz hava koşulları nedeniyle de duruşmanın 28 Ocak Perşembe günü saat 09.30'a ertelendiğini açıkladı.
-EYMÜR'ÜN İFADESİ İZİNLE Mİ ALINDI-
Tutuklu sanıklardan Nusret Senem de mahkemeye sunduğu yazılı dilekçesinde, ikinci davanın sanıkları Mustafa Balbay ve tahliye olan Gürbüz Çapan ile aynı koğuşta kaldığını belirterek, 22 Ocak 2010 günü MİT Samsun Bölge Başkanı ya da başka bir MİT görevlisinin Çapan ile görüşmek üzere duruşma salonuna geldiğini öne sürdü.
Dilekçesinde, Çapan'ın tahliye edildikten sonra F7'deki koğuşuna geldiğinde 'MİT Samsun bölge Başkanı geldi. Duruşma sırasında bana 'Buradakilerle kendini fazla özdeşleştirmişsin. Mesafe koy' dedi' diyen Senem, MİT Müsteşarlığına yazı yazılarak MİT Samsun Bölge Başkanı ya da başka bir MİT görevlisinin 22 Ocak 2010 Cuma günü Gürbüz Çapan ile görüşmek üzere duruşma salonuna MİT müsteşarlığının emriyle mi geldiğinin ve Çapan'a 4 sayfalık bir yönlendirme mektubu gönderilip gönderilmediğinin sorulmasını talep etti.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 11 avukatı tarafından mahkemeye sunulan dilekçede de MİT mensuplarının tanık olarak dinlenilmesinin izne tabi olduğu hatırlatıldı.
MİT Müsteşarlığına yazı yazılarak, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün, dosyada bulunan tanık ifadesi için izin alınıp alınmadığının sorulması istenilen dilekçede, izin verilmeksizin alınmışsa bu ifadenin dosyadan çıkarılması talep edildi.
Dilekçede, Eymür için böyle bir izin verilmişse, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un tanıklığı konusunda neden izin verilmediğinin sorulması istendi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara