Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ak Parti ile CHP birlikte düşüyor

A&G araştırma şirketinin yeni anketine göre, yükselişte iki parti MHP ve kapatılan DTP var. CHP ile AK Parti ise düşüşte. Ayrıca orduya güvende en düşük noktada...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-25 17:03:00

Ak Parti ile CHP birlikte düşüyor
Adil Gür açıkladı: "Ergenekon soruşturmasından önce, orduya güven yüzde 90 civarındaydı. Halkın orduya güveni, son darbe ve suikast iddialarıyla yüzde 63,4’e düştü.”

İnsanlarımız hangi konularda nasıl tepki veriyorlar? Şu anda seçim yapılsa, siyasi partilerin alacağı oy oranları ne? Kimler hangi partiye oy veriyor? Kürt açılımı siyaseti nasıl etkiliyor? Hangi parti hangi partiden oy alıyor? Hangi partinin seçmenleri kendilerini nasıl tarif ediyor? Ekonominin siyasete etkisi nasıl gözüküyor?

Neşe Düzel bunları sordu Türkiye’nin önde gelen güvenilir kamuoyu araştırmacılarından A ve G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür cevapladı.

Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adil Gür her ay Türkiye genelinde araştırmalar, kamuoyu yoklamaları ve saha çalışmaları yapıyor.

Açılımla ilgili de son dönemde peş peşe beş araştırma yapan Adil Gür, son seçmenin kimliği ve tercihiyle ilgili kamuoyu araştırmalarını da 26-27 aralıkta ve ocakın ilk haftasında gerçekleştirdi.

“Ergenekon soruşturmasından önce, orduya güven yüzde 90 civarındaydı. Halkın orduya güveni, son darbe ve suikast iddialarıyla yüzde 63,4’e düştü." diyen Gür, “Bugüne dek Türkiye’de orduya güven hiç yüzde 80’lerin altına düşmemişti. Üstelik biz araştırmayı yaptığımızda henüz Balyoz harekâtı haberleri yoktu.” açıklamasını yapıyor.

İşte Neşe Düzel'in Adil Gür röportajı:

Son zamanlarda, askerlerin hazırladıkları çeşitli darbe planlarıyla ilgili belgeler yayımlanıyor. Ergenekon kapsamında gömülü silahlar ortaya çıkıyor. Subaylar tutuklanıyor. Bütün bunlar askerin halk nezdindeki imajını nasıl etkiliyor?

Biz bu ayın ilk haftasında bir araştırma yaptık. “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiaları ve darbelerle ilgili gündeme gelen haberler sizin orduya olan güveninizi azalttı mı” diye sorduk. Böyle bir soru bir kamuoyu araştırmasında ilk kez soruldu. Bu soruya yüzde 36,6, “Evet, benim orduya olan güvenim azaldı” dedi. Yani her yüz kişiden 37’si, “son zamanlardaki darbe veya suikast iddiaları benim orduya güvenimi azalttı” diyor.

Daha önce orduya güven neydi?

Ergenekon soruşturmasından önce orduya güven yüzde 90 civarındaydı. Ergenekon tartışmalarıyla birlikte güven yüzde 80-82’ye düştü. Darbe ve suikast iddialarıyla da yüzde 63,4’e geriledi. Yani son dönemde halkın yüzde 15-20’sinin daha orduya olan güveni azaldı. Büyük bir oran bu. Ayrıca araştırmada, erkekler ve kadınların orduya güveni de farklı çıktı.

Kim daha çok orduya güveniyor?

Her yüz erkekten kırkı orduya güvenim azaldı derken, kadınlar daha ordudan yana durdular. Orta ve üst yaş grubundakilerde de gençlere oranla orduya güven daha fazla düştü. Bunun nedeni, orta yaş grubundakilerin geçmiş darbe dönemlerinin vahametini bilmeleri olsa gerek.

İnsanlar orduyla ilgili ne düşünüyorlar?

Bugüne dek Türkiye’de orduya güven hiç yüzde 80’lerin altına düşmemişti. Üstelik biz bu araştırmayı yaptığımızda Balyoz harekâtıyla ilgili cami bombalama gibi senaryolar ortada yoktu. Bugün Balyoz harekâtıyla ilgili haberlerin yarattığı tartışma, şimdiye kadarki darbe planlarının ve iddialarının yarattığı tartışmadan çok daha fazla. Önümüzdeki aylarda yapacağımız araştırmalarda bunun sonuçlarını göreceğiz. Orduya olan güven daha da olumsuz etkilenebilir.

Peki, partilere göre orduya olan güvende bir farklılık var mı?

Evet var. İnsanların orduyla ilgili düşünceleri sadece cinsiyete, yaş grubuna göre değil, partilere ve eğitime göre de değişiyor. Eğitim yükseldikçe “orduya olan güvenim azalmadı” diyenlerin oranı yükseliyor. Bunun nedeni, bu ülkede eğitimliler CHP seçmenidir. Sadece üniversite mezunları oy kullansa, CHP bu ülkede tek başına iktidar olur. Üniversite mezunları açısından CHP hep birinci partidir. Türkiye’de sadece ilkokul mezunları ve düşük gelir grupları oy kullansa, Ak Parti yüzde 50’den fazla oy alır. Gelelim orduya olan güvene... Bir kere insanlar, bu tip sorulara mensup oldukları partinin söylemleri doğrultusunda cevap veriyorlar.

Peki, AKP’liler bu soruya ne cevap verdiler?

Her yüz Ak Parti seçmeninin 41,3’ü, her yüz CHP seçmeninin 24’ü, her yüz MHP seçmeninin de 31’i “orduya güvenim azaldı” diyor. CHP’lilerin yüzde 72’si, MHP’lilerin yüzde 67’si ise “orduya güvenim azalmadı” diyor. DTP’lilere yani Barış ve Demokrasi Partililere gelince, yüzde 71,8’i “orduya güvenim azaldı” diyor. Abonelerimiz için yaptığımız bu ankette, orduya güven konusu ilk kez bu şekilde soruldu ve işte bu sonuçlar çıktı.

Ordu her zaman en güvenilir olan kurum olarak çıkardı araştırmalarda. Niye ordu en güvenilir kurum olarak görünüyordu?

Mehmetçik dediğimiz şey, Muhammed’in ordusu anlamına geliyor. Herkes çocuğunu peygamber ocağına gönderiyor. Sorarım size, insanlar güvenmediği bir yere çocuğunu hiç teslim eder mi, gönderir mi? İnsanlar gönül huzuruyla çocuklarını oraya emanet ediyorlardı. Orduya olan güvenin yıllar boyunca çok yüksek olmasında, ‘peygamber ocağı’ algısının büyük etkisi var. Ayrıca şu da söz konusu. Osmanlı döneminde saltanata duyulan sevgi ve güven, Cumhuriyet’le birlikte orduya yöneldi.

Padişahın yerini ordu mu aldı?

Evet. Toplum olarak biz orduyu saltanatla özdeşleştirdik. Eskiden devletin sahibi padişahtı, Cumhuriyet döneminde devletin sahibi ordu oldu. Orduya, ‘ peygamber ocağı’ dediğimiz için, ona, çocuklarımızı emanet ettiğimiz için ve onu saltanatın yerine koyduğumuz için hep ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ yaklaşımıyla davrandık ve orduyu hiç şikâyet etmedik. Aslında Türkiye’de son dönemlerde sadece orduya değil bütün kurumlara olan güven yıprandı.

Gerçekler ortaya çıktıkça ve her şey açıkça tartışıldıkça, her şey gibi güven meselesi de normalleşiyor ve insanlar, kurumlara hak etmedikleri güveni artık göstermiyor olamaz mı? Acaba insanlar, kurumlara nihayet hak ettikleri güveni mi göstermeye başlıyorlar? Mesela sivil siyasete güven artıyor mu?

Hayır artmıyor. Kavgacı, çatışmacı sert söylemler yüzünden sivil siyasetçilerin imajı da gelişmiyor. Karşısındakine vurdukça, aslında kendisine de vuruyor siyasetçi. Bugün hükümete güven yüzde 35 iken, muhalefete güven yüzde 20 bile değil. İnsanların yüzde sekseni muhalefete ve medyaya güvenmiyor. Yargıya da güvenmiyorlar. Biz araştırmalarımızda insanların algılarını ölçüyoruz ve uzun yıllardır bu sonuçlar çıkıyor.

Bugün seçim olsa halkın oylarının nasıl dağılacağını biliyor musunuz?

“Bugün seçim olsa ne olur?” diye hem 26-27 Aralık 2009’da hem de bu ayın ilk haftasında birer araştırma yaptık. Ocak ayında 2412 kişiyle görüştük. Bu araştırmanın sonucuna göre, Ak Parti’nin oyu yüzde 32-33 bandına kadar indi. 2009 yerel seçimlerinde yüzde 38,4 oy alan Ak Parti, o günkü oylarının dört, beş puan altında seyrediyor.

Sizin araştırmanıza göre diğer partilerin oylarında nasıl bir gelişme yaşanıyor? CHP’nin oy oranı ne şu anda?

CHP’nin oy oranı yüzde 21-22 bandında. 29 Mart yerel seçimlerinin bir puan altında. CHP’nin, 2009 mayıs, haziran aylarında oyu yüzde 26-27’ye kadar çıkmıştı. Önce Kürt açılımındaki tavrı nedeniyle batıda büyük şehirlerde yaşayan, AKP’ye oy vermeyip CHP’ye oy veren Kürtleri kaybetti. Sonra Onur Öymen’in Dersim açıklamaları nedeniyle Kürt Alevilerin oylarını bir miktar yitirdi. Böylece CHP’nin oyu 2009’un yaz başından bu yana beş puan geriledi.

MHP’nin oy oranı ne oldu?

Oyu üç, dört puan arttı. Yüzde 20’ye yaklaştı. MHP’nin son seçimde oyu yüzde 16’ydı. CHP toplumun kendisinden beklediği değişimi yapmazsa, MHP de bu arada dindar ve muhafazakâr seçmenleri kazanacak politikalar uygularsa, MHP, CHP’yi geçebilir ve ülkede ikinci parti olabilir. Çünkü CHP düşerken MHP yükseliyor, MHP düşerken CHP yükseliyor. CHP yüzde 26-27’ye çıktığında, MHP yüzde 15 ve altına düşmüştü. Bu yüzden bu iki partinin iktidar alternatifi olabilmesi için toplam oyun artması lazım. Aslında şu da var. CHP’nin problemi Deniz Baykal değil. Partinin problemi, CHP’nin söylemi, duruşu ve yönetimi.

CHP’nin politikasını Baykal belirlemiyor mu sizce?

Belirlemiyor. CHP’nin delegelerini hangi ekip belirliyorsa, partinin politikasını, söylemini de o ekip belirliyor. Sivas’taki, Balıkesir’deki delegeleri Baykal belirlemiyor bence. CHP’nin sekiz, on kişiden oluşan öyle katı duruşlu ve ketum bir yönetimi var ki...

DTP’nin yerine kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP’nin) oy oranı ne oldu peki?

DTP-BDP’ninki yüzde 5,7’den yüzde 7’lere çıktı. Hatta bir ara yüzde 7,5 oldu. Son dönemde oyu artan iki parti var. Biri MHP, diğeri DTP-BDP. İkisi de milliyetçi partiler. Dediğim gibi son araştırmada MHP’nin oyu yüzde 19-20 çıktı. Saadet’inki yüzde 5, DSP’nin ve Abdüllatif Şener’in oy oranları da yüzde 3 civarında oldu. Seçimlere kadar seçmen tercihleri değişebilir tabii. Türkiye’nin önünde önemli meseleler var. Anayasa değişikliği, darbe tartışmaları ve açılımlar var. Ama Türkiye de artık 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren seçim sürecine girdi.

Sizce erken seçim olabilir mi?

Dediğim gibi Türkiye bu ay başından itibaren bir seçim sürecine girdi. Artık bundan sonra yapılacak bir seçimin erkeni ya da zamanında yapılanı yoktur. Başbakan’ın, ekim, kasımda seçim isteyenleri vatana ihanetle neden suçladığını anlamış değilim. Başbakan, seçimi mart, nisanda yapabiliriz diyor. Nisanla kasım arasında şunun şurasında kaç ay var ki... Burada seçime karar verecek olanlar Meclis’te 337 gibi bir çoğunluğa sahip olan Ak Parti milletvekilleridir. Ak Parti, kazançlı çıkacağını hissettiği her an seçime gidebilir. Normalde 18 Temmuz 2011’de yapılacak olan seçim, üç ay sonra da olabilir, 2010’un sonunda da olabilir. Ya da 2011’in baharına kalabilir.

AKP’nin oyları Kürt açılımından etkilendi mi?

Ak Parti’nin oyunun 5 puan düşmesinin iki ana nedeni var. Bir ekonomi, iki açılım. Her ne kadar ekonomik kriz 2008 ekiminde çıktıysa da, halkın krizi yaşaması ve derinden hissetmesi günden güne artıyor. Mesela 2009 martında, halkın yüzde 45’i hükümeti ekonomik krizden sorumlu tutarken, 2009 aralıkında yüzde 58 hükümeti sorumlu tuttu. Anlayacağınız, 2008’de başlayan krizin etkileri halka altı, yedi ay sonra katlanarak yansımaya başladı. Ak Parti’nin oyunun düşmesinde ikinci neden de açılım sürecini iyi yönetememesi oldu.

Habur olayı, oyunu nasıl etkiledi ?

27 Nisan muhtırası, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı Ak Parti’nin oylarını nasıl arttırdıysa, Habur da oylarını öyle azalttı. Habur seçmenin hafızasında derin iz bıraktı. DTP’nin Habur ve Diyarbakır gösterileriyle Ak Parti bir miktar daha oy kaybetti ve 32-33’e kadar indi.

AKP oylarında düşüş sürüyor mu?

Ak Parti bir buçuk aydır daha fazla oy kaybetmiyor, buralarda duruyor. Eğer 18 ekimde Habur’daki görüntülerden sonra bir seçim yapılsaydı yüzde 30’dan daha az oy alacaktı. O görüntüler kamuoyunda infiale neden oldu. Aynı şekilde ‘One minute’ haftasında seçim yapılsaydı yüzde 50 oy alacaktı.

AKP’nin kaybettiği oyları kim aldı?

Türkiye’de son dönemlerde çok şey değişti. Birkaç yıldır ‘uzaklar yakın, yakınlar uzak’ oldu.

Anlamadım...

Bu, şu demek. Beş yıl önce AKP’den vazgeçen birinin MHP’ye veya Saadet Partisi’ne gitmesini beklerdiniz mantık gereği. Halbuki şimdi MHP; CHP’den oy alıyor. CHP de MHP’den... Abdüllatif Şener ve Saadet’in yanı sıra Mustafa Sarıgül de Ak Parti’den oy alıyor. Sarıgül’ün yanındaki insanların Baykal muhalifi eski CHP’lilerden oluşması nedeniyle kamuoyunda, ‘Sarıgül, CHP’den oy alacak’ diye yanlış bir algı var. Sarıgül, CHP’den daha çok Ak Parti seçmeninden oy alıyor. Halbuki bakıyorsunuz.. MHP CHP’den alıyor, CHP MHP’den oy alıyor. Biri, dünün sol partisi, diğeri dünün merkezin de sağında olan bir partisi...

Mustafa Sarıgül kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan biri. Niye CHP’den daha az oy alıyor?

CHP’de şöyle bir yerleşik seçmen davranışı var. “Ben partinin yönetiminden ve politikalarından memnun değilim ama, oyumu bölersem AKP’nin önünü açmış olurum” diyor CHP seçmeni. Bu yüzden, Sarıgül’ün sadece eski CHP’lilerden oluşan siyasi bir oluşumla işi çok zor.

Niye zor?

Çünkü Mustafa Sarıgül, Tayip Erdoğan tipinde bir siyasetçi. “Sarıgül’e oy verebilirim” diyen kitleler, daha çok varoşlarda yaşayan düşük gelirli ve düşük eğitimli insanlar. Sarıgül, partisinin vitrinine dindar, muhafazakâr, milliyetçi isimler koyduğu takdirde, Ak Parti’ye alternatif olur.

Siz bu sektörün eskilerindensiniz. Siyasi havayı ölçen anketler yapıyorsunuz yıllardır. Anket sonuçları seçmen tercihlerini değiştirir mi?

Anket sonuçları asla ve kata seçim sonuçlarını değiştirmez. Seçmen tercihleriyle ilgili kamuoyu araştırmalarının sonuçları, insanlara sadece bir fikir verir.

Seçmen kamuoyu araştırmalarından etkilenmez mi?
Türkiye’de maalesef bazı kişi veya kurumlar veya siyasi partiler anket sonuçlarıyla seçmenin etkilenebileceğini zannederler. Oysa seçmen anket sonuçlarından etkilenmez. Seçmenlerin çok küçük bir kısmı anket sonuçlarından etkilenebilir. Kimi güçlü olana oy verebilir. Kimi de tam tersi, “zaten güçlü olan kazanıyor. Bari ben gönlümdekine oy vereyim, o da varlık göstersin” diyebilir. Bu nedenle anketlerin seçmen tercihlerine olan etkisi, bizim araştırmalarımıza göre nötrdür. Açık konuşalım...

Evet...

Aslında bu anketlerin sonuçları, siyaseti finanse edecek olanları, o parti için çalışmayı ve aday olmayı düşünenleri etkiliyor. İnsanlar anketlerden güçlü çıkan partilere yöneliyor, seçimlerde onları finanse edip, onlardan aday olmaya çalışıyor. Bu yüzden siyasi partilerin bu anketlerde güçlü görünmeleri, hem teşkilatlarını diri tutmak açısından hem de siyasetin finansmanını sağlamak bakımından çok çok önemlidir.

(taraf)
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara