Dolar

34,9542

Euro

36,6146

Altın

3.021,23

Bist

10.058,63

Korkular ve fırsatlar arasında GDO

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) "Fırsatlar ve Korkular Arasında GDO’lar" adlı bir panel düzenledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-22 23:56:00

Korkular ve fırsatlar arasında GDO
Haber Merkezi / TİMETURK

SETA Vakfı tarafından 21 Ocak Perşembe günü düzenlenen “Korkular ve Fırsatlar arasında GDO’lar” başlıklı panelde TAGEM Genel Müdürü Doç. Dr. Masum Burak ve bitki genetiği uzmanı ve Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Şakiroğlu genetiği değiştirilmiş organizmalara ilişkin tartışmaları ve yönetmeliği değerlendirdi. Panelde, ayrıca Şakiroğlu’nun SETA için yazdığı “Fırsatlar ve Korkular Arasında GDO’lar” başlıklı analiz de kamuoyuna açıklandı.

Üzerine en fazla şehir efsanesi üretilen konulardan birinin de GDO’lar olduğuna değinen Muhammed Şakiroğlu, GDO’lara ilişkin Türkiye ve dünyada devam eden tartışmaların konuyu içinden çıkılmaz bir hale soktuğunu vurguladı. Konuşmasında GDO’ların üretim amacı, dünyada ve Türkiye’de devam eden tartışmalar ve GDO’ların geleceği üzerine odaklanan Şakiroğlu, GDO’ların temel üretim amaçının haşere, ayrık otları mücadele ve kalitenin arttırılması olduğunu söyledi. GDO üretiminin ABD ve Güney Amerika ülkelerinde yoğunlaştığına değinen Şakiroğlu, bu ülkelerinde ağırlıklı olarak soya fasulyesi, mısır ve pamuk üretildiğini söyledi. GDO’lu ürünlerin getirisinin küresel ekonomide önemli bir yer tutmaya başladığını vurgulayan Şakiroğlu, ABD’de 1996 yılından itibaren toplum ekonomik getirinin 62 milyar dolar, Arjantin de ise 6 milyar dolar olduğunu belirtti.

GDO’ların sürekli arttığına değinen Şakiroğlu, buna karşın GDO’ların fırsat ve risklerine yönelik uygun bir tartışma zemini oluşmadığını, tartışmaların siyasi kavgalar ve çatışmalar üzerinden yürütüldüğünü söyledi.

GDO’larla ilgili tartımaşlardan en önemli noktalardan birinin de bu ürünlerin insan ve çevre sağlıgı üzerine etkileri olduğunu söyleyen Şakiroğlu, GDO’lu ürünlerin üretilmeden masaya yatırıldığı ve bu ürünlerin insan sağlığına ilişkin etkilerini herkesin irdelediğini söyledi, buna karşın bu ürünlerin sağlık risklerinin de olabileceğini belirten Şakiroğlu, ancak bunun GDO’lu ürünlerin her durumda sağlık riski taşıdığı anlamına gelmediğini söyledi.

Burak: “Yeni yasa tasarısı kapsayıcı ve risk analizleri iyi yapılmış”

Tarım alanında devam eden küresel gelişmelerin Türkiye’yi bir tutum ve strateji belirlemekle karşı karşıya getirdiğine dikkat çeken Şakiroglu, doğru bir strateji geliştirilmediği takdirde bunun gelecekte Türkiye’nin tarımını baltalayacağı uyarısında bulundu.



GDO yönetmeliğiyle ilgili kamuoyunda bir çok spekülasyon yapıldığını belirten Şakiroğlu, yönetmeliğe ilişkin görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Yönetmelik iyi hazırlanmış. Risk grupları belirlenmiş ve iyi bir risk analizi yapılmış, konuya ilişkin kaygılar kapsayıcı bir şekilde ele alınmış. Ancak önemli olan bunu icra edebilmektir.” GDO’lara ilişkin sürecin çok hızlı geliştiğine dikkat çeken Şakiroğlu bu gelişmelere ayak uydurmak için çerçeve bir yasa çıkarılması gerektiğini söyledi. GDO’lar konusunda önerilerini de dile getiren Şakiroğlu bu konuda acilen yapılması gerekilenleri de tarımbiyo teknolojilerinin üretilmesi ve biyotekonoloji araştırma enstitülerinin açılması olarak sıraladı.

TAGEM Genel Müdürü Doç. Dr. Masum Burak ise GDO’lara ilişkin mevzuatı ve bu konuda toplumda devam eden tartışmaları değerlendirdi. GDO’lara ilişkin yönetmeliğin kamuoyunda bilgi sahibi olunmadan yürütüldüğünü ve konuya ilişkin yaklaşımların pozisyon almaya yönelik olduğuna dikkat çekti. GDO’lara ilişkin Türkiye’de çok az uzman bulunduğunu belirten Burak, GDO’lara ilişkin yasa tasarısının 16 Aralık 2009 tarihinde TBMM teslim ettiklerini ve tasarının mecliste ilgili komisyonlarca değerlendirildiğini belirtti. Tasarının AB standartlarında ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını da dikkate alan bir tasarı olduğuna değinen Burak, yeni tasarıya göre onlarca uzmanın onayından geçmeyecek bir ürüne asla üretim izni verilmeyeceğini, yasayı ihlal eden kişilere yönelik hapis cezasını da içeren caydırıcı önlemler bulunduğunu söyledi.

Tohum mülkiyeti konusunda devlet öncülük etmeli

Konunun küresel bir hal aldığını söyleyen Burak, Türkiye’nin biyolojik zenginliğini muhafaza etmek ve bu konuda devam eden gelişmelerle uyum sağlamak için tarım bakanlığı olarak önemli girişimlerde bulunduklarını, gelecek aylarda dünyanın en büyük üçüncü gen bankasının Türkiye’de açılacağını, bu gen bankasında 250 bin çeşit genin muhafaza edileceğini söyledi. Muhammed Şakiroğlu da konunun ulusal güvenlik açısından stratejik bir hal almaya başladığını bu konuda özellikle de ABD ve Kanada’da tohumun mülkiyetine ilişkin tartışmaların yapıldığını vurguladı. Şakiroğlu, Türkiye’de bu konuda tarım bakanlığının devreye girmesi ve tohumun mülkiyeti noktasında öncülük etmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Şakiroğlu’nun ayrıca tohum mülkiyeti ve biyoçeşitliliğin ABD tarafından bir güç unsuru olarak da kullanılmaya başladığına dikkat çekti.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara