Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

''Tesadüfün böylesi''

Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesinin ardından, 3'ü eski 1'i yeni dört çarpıcı ayrıntı ortaya çıktı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-20 09:35:00

''Tesadüfün böylesi''
2006 yılında Mehmet Ali Ağca'ya, hatalı beraat kararı veren hakimin o dönem savcı olan eşi, daha sonra istifa ederek Ağca'nın avukatı olduğu ve tahliye sürecini idare ettiği. İşte "tesadüfün böylesi" dedirten süreç.

Gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin katili ve Papa suikastı hükümlüsü Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesinin ardından, 3'ü eski 1'i yeni dört çarpıcı ayrıntı ortaya çıktı.

Ağca'nın 2006'daki yanlış tahliyesine karar veren mahkemelerden biri Kartal 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ydi. Mahkemenin, tahliye kararını veren heyetinde Neslihan Aboşoğlu da bulunuyordu. Hâkimin, o dönemde Kartal savcısı olan eşi Yılmaz Aboşoğlu istifa ettikten sonra Ağca'nın avukatı oldu ve tahliye sürecini yönetti.

HÂKİMİN KOCASI AVUKATI:

Ağca 12 Ocak 2006'da yanlış tahliye olduğunda, bu kararın verilmesinde itiraz üzerine son sözü Kartal 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi verdi. Mahkeme heyetinde Neslihan Aboşoğlu da bulunuyordu. Hâkimin eşi Yılmaz Aboşoğlu da o dönemde Kartal Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapıyordu. Yılmaz Aboşoğlu, Ağca'nın tahliye sürecine savcı olarak müdahil olmadı, yani mütalaa vermedi, görüş bildirmedi. Ancak Yılmaz Aboşoğlu kısa süre sonra savcılıktan istifa ederek İstanbul Barosu'na kayıtlı serbest avukatlık yapmaya başladı.

YARGITAY'A ATAMA

Yılmaz Aboşoğlu yıllar sonra önceki gün kamuoyunun karşısına bu kez Ağca'nın avukatı olarak çıktı. Ağca'nın ailesi, Ankara Barosu avukatlarından Hacı Ali Özhan'ı azlettikten sonra Yılmaz Aboşoğlu'na vekalet verdi. Aboşoğlu da Ağca'nın önceki günkü tahliye sürecini yöneten iki avukattan biri oldu.

TESADÜFÜN BÖYLESİ:

Ağca 2006'da tahliye olurken birçok mahkemede farklı işlemler yapılmıştı. Bu mahkemelerden biri de Üsküdar 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ydi. O dönemdeki Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin kararına göre, Üsküdar 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Ağca'nın cezalarını toplarken yanlışlık yapmıştı.

Yargıtay'ın bozduğu bu kararı veren mahkemenin başkanlığını Meryem Üstüner yapıyordu. Üstüner'in yolları önceki gün tesadüfen Ağca ile bir kez daha kesişti. Ağca tahliye olduğu ve lüks oteline çekildiği saatlerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda da (HSYK) uzun süredir kriz olan Yargıtay üyeliği seçimleri vardı. HSYK çalışmalarını geç saatlerde tamamladı ve Yargıtay'a seçilen 34 hâkim arasında Meryem Üstüner de yer aldı.

KARAVANA YEDİ

BİR GÜNLÜK ASKERLİK, DUHULÜ 12 OCAK: Ağca önceki gün tahliye edildikten sonra en çok çürük raporu alarak askerlikten kurtulması konuşulmaya başlandı. Ağca'nın Sincan F tipi Cezaevi'nden çıkıp doğrudan askerlik şubesine gitmesi gerekirken, GATA'ya götürüldü. Ağca'nın bu tercihinde 2006'da yaşadığı, bilinmeyen ilginç bir detay etkili oldu.

Ağca'nın yanlış tahliye edildiği 12 Ocak 2006'da Tuzla Piyade Okulu'nda askere alındığı ortaya çıktı. Ağca burada sadece gün içinde kaldı, bir kez karavana yedi, avukatlarının imzalı taahhüt vermeleri üzerine kışladan çıktı. Bu bilgiyi doğrulayan eski avukatı Mustafa Demirbağ o günü şöyle anlattı:

"Biz o gün elimizi kolumuzu sallayarak gideceğimizi düşünürken birden Pendik Askerlik Şubesi'ne götürüldük. Buradan da doğrudan Tuzla Piyade Okulu'nda askere aldılar. Biz hemen ilgili makamlara itiraz ettik ve sağlığının elverişli olmadığını savunduk. Bunun üzerine de aynı günün akşam saatlerinde Haydarpaşa GATA'ya sevk edildi ve bilinen malum askere elverişsizlik kararı verildi."

KARANLIK GÜNLER

8 GÜNÜN SIRRI: "Ağca yanlış tahliye edildiği 12 Ocak 2006'dan sonra bu yanlışlığın ortaya çıkıp yeniden tutuklandığı 20 Ocak 2006'ya kadar ne yaptı, nerde yaşadı?" Bu sorunun cevabı hep karanlıkta kaldı. Demirbağ, Ağca'nın 8 gününe ilişkin şu iddialarda bulundu:

"İlk üç günü askeriye ve GATA arasında geçti. Hattâ biz GATA'dayken, CHP lideri Deniz Baykal bile 'Ağca ve avukatı yurtdışında' diye açıklama yaptı. Biz bu açıklamayı Haydarpaşa GATA'da televizyondan duyduk. İlk 3 gün benim evimdeydi. O dönemde gazeteciler, televizyoncular, herkes ulaşmaya çalışıyor, 'yurtdışına kaçıralım' gibi işgüzar tekliflerde bulunanlar bile oldu. Sonra benim ev bir şekilde tespit edilince, bir arkadaşımdan rica ettim ve onun evine götürdük. Burada da 5 gün kaldı ve sonra yeniden tutuklandı. Bu evde de ben, Ağca ve kardeşi Adnan Ağca vardı. Yargıtay'ın 'yanlış tahliye edilmiştir' kararını da bu evdeki televizyondan duyduk."

ŞİFRENİN ŞİFRESİ


Ağca, Ankara Sheraton Oteli'ne yerleştikten sonra internete girmek için şifre istedi. Ağca'nın bu şifreyi pasaport işlemleri ve ABD ile İspanya'daki televizyon kuruluşları ile yazışmak için aldığı ortaya çıktı. Ağca'nın yakın çevresi, özellikle ABD ve İspanya'dan gelen televizyon yayınına çıkma tekliflerine, "Olay daha çok sıcak. Hem şimdi pasaport sorunu var. Birkaç gün bekleyin" yanıtını verdi.

(Sabah)

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara