Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dünya basınında bugün

Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan önemli haber, yorum ve analizler...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-18 12:38:00

Dünya basınında bugün
Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi domuz gribinin hala etkili olduğunu belirtiyor.

Gazete, bazı ilaç firmalarının hastalığı abarttığına ilişkin son dönemde yapılan açıklamalara karşın H1N1 virüsünün can almaya devam ettiğini; Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerinin de hastalığın hala büyük bir tehdit olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Gazetenin haberi şöyle devam ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü, domuz gribi salgınının dünyanın bazı bölgelerinde hala etkili olduğunu bildirdi. Örgüt, hastalıktan dünya çapında ölenlerin sayısının 14 bin olduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nden yapılan açıklamada, son dönemde Hindistan, Nepal ve Sri Lanka’da salgının hızla yayılmaya başladığı belirtildi.

Açıklamada Fas, Cezayir ve Mısır’da da H1N1 virüsünün etkin biçimde yayılmaya devam ettiği; aralarında Türkiye, Romanya, Ukrayna ve İsviçre’nin bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinde de hastalığa bağlı solunum yolu rahatsızlıklarının bulunduğu kaydedildi.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise, H1N1 virüsünün ortaya çıktığı geçen yılın Nisan ayından Aralık’a kadar geçen sürede, 39 milyon ila 80 milyona kişinin H1N1 virüsünü kaptığı düşünülüyor. Bazı uzmanlar ise Amerika Birleşik Devletleri’nde virüse yakalanan kişi sayısı 55 milyon olduğunu söylüyor.

Amerika’da 362 bin kişinin domuz gribinden ötürü hastanelerde tedavi gördüğü ve 16 bin kişinin hastalıktan öldüğü tahmin ediliyor.

Mevsimsel griple karşılaştırıldığında 65 yaş altındaki kişiler, 65 ve üstü yaş grubuna göre domuz gribinden daha ciddi etkileniyor. Ancak, domuz gribinden ölüm vakalarının mevsimsel gripten daha fazla olmadığı da belirtiliyor.

Öte yandan, yaklaşık 300 milyon nüfusa sahip ABD’de şu ana kadar yalnızca 61 milyon civarındaki kişinin grip aşısı olduğu tahmin ediliyor. Yaklaşık 160 milyon kişi öncelikli hedef grubunda yer almasına ve 130 milyon dozun üzerinde domuz gribi aşısı üretilmesine rağmen, aşının yeteri kadar yapılmadığı görülüyor.

Guardian Gazetesi Haiti depremine değinmiş haberinde
Haber şöyle:
Haiti’de salı günü meydana gelen depremin merkez üssündeki yıkım tablosunun başkent Port au Prince’den çok daha dramatik olduğu bildirildi.

Başkentin 20 kilometre dışındaki Leogane kasabasına giden gazeteciler, bölgenin bir kıyamet yerini andırdığını, hemen hemen bütün binaların yıkıldığını, binlerce kişinin evsiz kaldığını aktarıyor.

Port au Prince’te ise hayatta kalanlar çaresiz şekilde yardım malzemelerinin kendilerine ulaştırılmasını bekliyor.

Öte yandan, kurtarma ekiplerinin bir kadını enkaz altında sağ çıkarması salı gününden bu yana karamsar haberlerin geldiği Haiti’den umut ışığı içeren bir ayrıntı oldu.

Birleşmiş Milletler, Port au Prince’in 20 kilometre batısındaki Leogane’de binaların yüzde 90’a yakının yıkıldığını açıkladı. Bölgedeki muhabirler, halkın şeker kamışı tarlalarına sığındığını söylüyor.

Birleşmiş Milletler’in başlattığı yardım kampanyasında 560 milyon dolar civarında bağış toplanırken, bu kaynakla üç milyon kişiye altı ay süreyle yardım edilmesi hedefleniyor.

Öte yandan uluslararası yardımlar da ülkeye ulaşmaya devam ediyor. Hafta boyunca zorlanılan yardım ulaştırma çalışmalarında kısmen de olsa ilerleme kaydedildi, başkentin bazı bölümlerine yardım götürüldü.

Ancak, yollardaki tıkanıklar nedeniyle, ülkeye ulaşan yardım malzemeleri, havaalanında birikiyor. Yakıt sıkıntısı da Birleşmiş Milletler’in yardımların ulaştırılması ve yaralıların nakli çalışmalarını olumsuz etkiliyor.

Haiti’de depremzedelere yardım çalışmaları tüm yoğunluğuyla sürerken, güvenlik kaygıları giderek artıyor. On binlerce kişinin ölümüne yol açan depremden bir kaç gün sonra bazı çetelerin halka saldırdığı ve yağmalamalar olduğu bildiriliyor.

Başkentte yardım mazlemelerinin paylaşılması konusunda da kavga çıktığı haberleri de geliyor. Salı günü meydana gelen 7 şiddetindeki depremde ölü sayısına ilişkin de belirsizlik var.

Haiti Başbakanı Jean Max Bellerive 100 bin ölü tahmininin asgari olacağını söylüyor. Bazıları ise ölü sayısını yarım milyon olarak telaffuz ediyor.

Depremde ölenler arasında üç bakan ve çok sayıda da senatörün de bulunduğu bildiriliyor.

Tehran Times Gazetesi İran’daki depremlerin paniğe yolaçtığını taşımış sayfalarına
Gazete İran’ın Kuzistan eyaletinde ard arda hafif ve orta şiddette ard arda meydana gelen depremlerin büyük paniğe yol açtığını kaydediyor.

Haber şöyle devam ediyor.
Fars Haber Ajansı, Kuzistan eyaletine bağlı Endimeşk kentinde 15 saatte büyüklükleri richter ölçeğine 3 virgül 3 ile 5 arasında değişen 15 sarsıntının kaydedildiğini duyurdu.

Sarsıntıların birbirini takip etmesi halkta paniğe neden olurken bir süre kent ile iletişim tamamen kesildi.

Depremlerde ölen ya da yaralanan olmadı ancak 150 dolayında ev küçük çaplı hasar gördü.

Dünyanın beşinci büyük petrol ihracatçısı olan İran, jeolojik açıdan aktif fay hatlarının üzerinde yer alıyor ve ülkede sık sık depremler meydana geliyor.

Washington Post Gazetesi ABD’deki asker intiharlarının artışına dikkat çekiyor
Gazete, Amerikan birliklerinin dünyanın çeşitli yerlerinde operasyonlarına hız verdiği bir dönemde, intihar vakalarında yaşanan bu ciddi artışa dikkat çekiyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon yetkilileri, önceki sene intihar eden asker sayısının 140 olduğunu, geçen yıl ise bu sayının 160’a kadar artarak rekor kırdığını söyledi ve 2009’u "korkunç bir yıl" olarak nitelendirdi.

Ordu bünyesindeki intiharların önlenebilmesi amacıyla kurulan çalışma grubunda görevli bir albay, intiharların nedenlerinin aydınlatılamadığını söyledi.

Irak ve Afganistan savaşlarının ortaya çıkardığı olumsuz psikolojinin, intihar vakalarında önde gelen etkenlerden olduğu düşünülüyor. İntihar eden askerlerin üçte ikisinin, Irak veya Afganistan’da çatışmalara katıldığı belirlendi.

İntiharların önüne geçmeye çalışan askeri yetkililer, orduda gödev yapmak üzere yüzlerce psikologu görevlendirdi.

Kathimerini Gazetesi Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Yunanistan’ı ekonomik durumundan ötürü uyardığını yazıyor.

Gazetenin haberi şöyle;
Almanya Başbakanı Angela Merkel, avro bölgesine üye her ülkenin Maastricht kriterlerini uygulaması ve kamu borçlarını düşürmesi gerektiğini söyledi.

Merkel, bütçe açığı devasa rakamlara ulaşmış bazı Avrupa ülkelerinin Avro bütünleşmesine darbe vurduğunu da kaydetti. Merkel, kriz sırasında avronun güvenilir para birimi olma özelliğini koruduğunu belirterek, bu durumun sürmesi için avro bölgesine üye her ülkenin üzerine düşeni yapmasını istedi.

Almanya başbakanı, Yunanistan hükümetinin açıkladığı kemer sıkma önlemlerine de destek verdi.

Bu arada Avro bölgesi maliye bakanlarının, Yunanistan’daki ekonomik krizi ele almak ve çözüm üretmek amacıyla bir araya geleceği bildirildi.

Yunanistan’da bütçe açıkları avro bölgesindeki üst sınırın tam dört katı. Bu durum avro üzerinde de aşağı yönlü baskı oluşturuyor.

İngiltere basının manşetlerinde, Haiti'yi Salı günü vuran ve 100 binin üzerinde insanın öldüğü tahmin edilen deprem var.

Felaketin beşinci gününde yani dün, başkent Port au Prince'e kısmen de olsa yardım malzemeleri ulaştı.

Ancak dağıtımda ciddi sorunlar yaşanırken, yağma ve şiddet olayları görülüyor.

İşte bu tabloda Guardian, farklı bir fotoğrafı taşımış manşetine. Gazetenin yan yana kullandığı fotoğrafların birinde, bir el arabasına üst üste konularak mezarlığın girişine bırakılmış cesetler var.

Hemen yanında ise Haiti sahillerinden birine yanaşmış lüks bir yolcu gemisi.

Manşet: "Haiti'nin mezarlıklarında yer yok, ama turistik yolcu gemileri demirleyecek yer bulabiliyor."

Başkent ve çevresinde binlerce cesedin sokaklarda çürüdüğünü, ancak sadece 100 kilometre ötedeki plajlara gemilerin yanaştığını vurguluyor gazete.

Haberde, bu durumun gemideki turistler arasında da bölünme yarattığı, bazıları tatilllerine devam ederken, bazılarının bu durumdan rahatsızlık duyarak kamaralarından çıkmadığı belirtiliyor.

Haiti'de havaalanı tartışması

Financial Times ise olayın farklı bir boyutunu manşetine taşımış.

Habere göre, ABD'nin depremin hemen ardından, Haiti hükümetinin izniyle başkentteki havaalanının yönetimini devralması sıkıntı yaratıyor.

Fransa başta olmak üzere bazı ülkeler ve yardım kuruluşları acil yardım taşıyan uçakların komşu Dominik Cumhuriyeti'ne yönlendirilmesine itiraz ediyor.

Sıkıntı öyle bir boyuta varmış ki Haiti Cumhurbaşkanı bir açıklama yaparak, "Çok zor bir durumla karşı karşıyayız. Sakin olmalı ve birbirimizi suçlamak yerine yardımın koordinasyonuna odaklanmalıyız" çağrısında bulunmuş.

"ABD Haiti'ye karşı sorumlu"

Independent Haiti'deki durumu değerlendirdiği başyazısında Amerika Birleşik Devletleri'ni bu ülkeye yönelik sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyor.

"Washington öteden beri Haiti'yi nüfuz alanının bir parçası olarak gördü. Aralarındaki bağlar derin. Amerika'da 420 bin Haitili göçmen yaşıyor."

"Washington geçmişte Haiti siyasetine birçok kez müdahale etti. Bunlara işgal de dahildi. Amerika soğuk savaş yıllarında, Haiti'nin Küba'yı örnek almaması için bu ülkedeki baskıcı rejimleri destekledi."

"1991'de Cumhurbaşkanı Jean Bertrand Aristide'in devrilmesi ve Amerika'ya doğru yoğun bir göç ile son bulan askeri darbeye yardım etti. Özensiz gıda yardımları da, ülkedeki tarımsal üretimin altını oydu ve ekonomisinin gelişimini engelleyerek Haiti'yi Batı yarıkürenin en yoksul ülkesi haline getirdi."

"Adil olmak gerekirse, son dönemde Washington'ın sorumluluklarının giderek bilincine vardığının işaretleri de görüldü."

"Amerika geçen yıl, Haiti'nin borçlarının 1,2 milyar dolarının IMF ve Dünya Bankası tarafından silinmesini destekledi. Şu anda da ülkedeki anayasal hükümeti destekliyor."

"Amerika Haiti'yi ayağa kaldıracak, onu daha müreffeh bir geleceğe yöneltecek kaynağa da nüfuza da sahip. Bu trajedi, geçmişteki utanç verici müdahalelerini ve kötü niyetli ihmalini tamir etmesi için bir fırsat olabilir."

"Batı Halepçe'den utanç duymalı"

Times, Kimyasal Ali lakabıyla bilinen ve kuzeni Saddam Hüseyin döneminde savunma ve içişleri bakanlığı yapan Ali Hasan el Mecid'in dün Bağdat'ta yargılandığı mahkeme tarafından dördüncü kez idam cezasına çarptırıldığını duyuruyor.

Daha önce Şiilere yönelik katliam ve Kürtlere yönelik soykırım suçlarından üç idam alan el Mecid, bu kez Kimyasal Ali diye anılmasına neden olan 1988'deki Halepçe katliamından hüküm giydi.

Times, 5 bin Kürt'ün hayatını kaybettiği bu katliamdan, görmezden geldiği için Batı'nın da utanç duyması gerektiğini belirtiyor ve şu satırlara yer veriyor:

"Bu katliam Saddam Hüseyin'in gaddarlığının bile sınırlarını aşıyordu. Ancak daha şok edici olan, Batı'nın olayı küçümseyici tepkisiydi."

"Amerika suçu İran'a atmaya çalıştı. İngiltere ise Bağdat'taki rejim ile ilişkilerini hiç birşey olmamış gibi sürdürdü."

"Saddam'a hiçbir müeyyide uygulanmadı. O da iki yıl sonra Kuveyt'i işgal etti, 1991'de binlerce Şii'nin ölüm emrini verdi."

"Batı'nın bu katliama gereken tepkiyi vermemesi, George Bush ve Tony Blair'in 2003'te Saddam Hüseyin'i devirmek için ahlaki bir gerekçe öne sürmesini de güçleştirecekti."

Ağca'nın sırları

Times Mehmet Ali Ağca'nın bugün cezaevinden salıverileceği haberine de yer veriyor.

Gazete Ağca'nın, Papa İkinci Jean Paul'e yönelik suikastın ardında KGB'nin olup olmadığına açıklık getireceği umutlarının arttığını belirtiyor.

Ağca'nın geçen hafta, serbest kaldıktan sonra suikast girişimiyle ilgili tüm bilinmeyenleri açıklayacağını söylediğini hatırlatan gazete şu satırlara yer veriyor:

"13 Mayıs 1981'deki saldırının ardından tutuklandığında, bu suikaste tek başına giriştiğini söylemişti. Daha sonra Moskova adına hareket eden Bulgar ajanlarının da olayda parmağı olduğunu söylemiş, ancak sonra bu iddiasını geri çekmişti."

"Olayı araştıran İtalyan yargıçlar ise, Papa'ya suikastın bir Sovyet komplosu olduğuna inanıyor. Moskova'nın o dönemde, Papa'nın memleketi Polonya'da ortaya çıkacak Sovyet karşıtı bir ayaklanmanın, tüm Doğu Bloku'nu çökertebileceği endişesiyle hareket ettiği düşünülüyor."

İsrail-Türkiye gerilimi

İsrail ile yaşanan büyükelçi krizinin ardından, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın dünkü Türkiye ziyaretine değinen Independent, Barak'ın Ankara temaslarında zedelenen ilişkileri onarmaya çalıştığını yazıyor.

Ancak gazete iki ülke arasında, sadece İsrail'in Filistin'de yürüttüğü politikalar değil, Türkiye'nin İran'a yaklaşımı konusunda da büyük bir görüş ayrılığı olduğunu hatırlatıyor.

Kaynak: TRT / BBC
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara