Korku kayıt altında

İnsanoğlu birçok büyük sorunun üstesinden gelse de tabiatı gereği 'küçük' korkularıyla baş edemeyebiliyor. Bu görüşü destekleyen görüntülere ise çevremizde ya da kendimizde bulabiliriz.

Az rastlamamışızdır, devasa yılanlarla oynayabilen insanların küçücük fareden korktuğuna ya da aslanla mücadele edebileceğini söyleyen hatta abartıp Afrika'da safariye katılacağını iddia eden kişilerin küçücük böceklerden fazlasıyla tırstığına.

Bu garip korkulara eklemeler yapabilme olasılığımız olsa da, gerçek olan bir şey var ki, her insanın korkuları farklı ve kendine özgüdür.

Aslında korku dediğimiz şeyi beynimizin bize oynadığı bazen eğlenceli fakat çoğunlukla ürkütücü oyunlar olarak da görebiliriz. Sinema sektörü de insanların bu zaafından faydalanıp, farklı türde korku filmleri çekti ve çekmeye de devam ediyor.

Beyaz perde de gördüğümüz korku unsurlarını vampir, mutant, uzaylılar, seri katil, sapkın kişilik ve bilinmeyen yaratıklar olarak görsek de insanı asıl etkileyenler filmler ise çoğunlukla kandan uzak duran psikolojik gerilimlerdir.

Bu korku türünün son örneği ise tıpkı 'Blair Cadısı' ve 'Rec' filminde olduğu gibi kayda alınmış basit görüntülerden oluşan 'Paranormal Activitiy.'

Ürkütücü ses ve görüntüler

'Paranormal Activitiy' seyircisine korku unsuru karakterleri sunmasa da seyirciyi bilinmeyenle korkutmaya çalıştığından bunu layıkıyla başarabiliyor.

Tıpkı yukarıda da dediğimiz gibi seyirciye psikolojik oyunlar oynuyor. Film, evlerinde tuhaf seslere ve garip olaylara daha fazla tahammül edemeyen çiftin yaşamlarını kayıt altına almasıyla başlıyor.

Çift başlarda istedikleri sonucu alsa da, bilinmeyen yaratığın kayıt altına alınması onu fazlasıyla kızdıracaktır.

Geri dönüşü olmayan bir yola girdiklerini fark eden çift için bilmedikleri bir yaratıkla savaşmaktan başka seçenek yoktur. Devamında ise ayrıntıya fazla giremeyeceğimiz gelişmeler vuku buluyor ve kaliteli bir finalle film kapanıyor.

Özellikle de gece sahnelerinde ve bilinmeyen cismin kendisini hissettirdiği sahnelerde fazlasıyla irkiliyor ve istemsiz oyuncularla beraber sağınıza solunuza bakıyorsunuz.

Filmin sloganı da zaten 'tek başınıza seyretmeyin' bu sloganı abartı bulsanız da sinemada o garip sahnelerden sonra gözleriniz bir dost, arkadaş ve akraba arayacaktır.

Az harca çok kazan

Filmi son yıllarda yapılan küçük bütçeli iyi kar getiren filmler furyasına da dahil edebiliriz. Nasıl ki 'Blair Cadısı' yapımcısına 60 bin dolara mal olup, dünya çapında 250 milyon dolar kazandırdıysa, Paranormal Aktivitiy de sadece 15 bin dolara mal olmuş bir film.

Amerika'da gösteriminde yaklaşık 110 milyon dolarlık bir hâsılata kavuşan film yapıcısının yüzünü fazlasıyla güldürmüş görünüyor. Aslında bu tür filmlerden şu sonucu çıkarmak da mümkün, az para, iyi zeka ve çok kazanç.

'Tek başınıza seyretmeyin'

'Paranormal Activitiy' korku filmlerinde gördüğümüz kanlı ve cinsel içerikli sahnelerden uzak dururken, doğal bir anlatıma sahip. Devamlı hareket halindeki kameraya yansıyan görüntüler ise seyirciyi fazlasıyla korkutabiliyor.

Kamera sadece gece sahnelerinde sabitlenirken bu sırada gelişen olaylar huzursuz edici olabiliyor. Yönetmenliğini Oren Peli'nin yaptığı filmin oyuncu kadrosunda ise öne çıkan iki kişi var. Onlar da doğal olarak Katie ve Micah çiftini canlandıran Katie Featherston ve Micah Sloat.

İkili rolleri gereği gerçekçiliği ve doğallığı fazlasıyla seyirciye hissettirebiliyor. Aslında zor bir oyunculuk deneyimi olsa da bu, adı fazla duyulmamış iki oyuncu için rollerinin üstesinden gelmiş diyebiliriz.

Özellikle de gece görüntülerinde ve bilinmeyen cismin kendisini hissettirdiği sahnelerde fazlasıyla irkiliyor ve istemsiz oyuncularla beraber sağınıza solunuza bakıyorsunuz.

(milli gazete)

Korku kayıt altında

Seyirciyi bol kanlı sahneler yerine, bilenmeyen bir yaratıkla korkutmaya çalışan 'Paranormal Activity' bunu fazlasıyla başarıyor. Seyirciyi devamlı tetikte tutan film psikolojik gerilim seven seyirciye hitap ediyor.