'İsrail hedefine varmıştır'
Ortadoğu konusunda uzman isimlerden biri olan gazeteci Hüsnü Mahalli, "Türkiye kendi içinde konuyu istediği kadar tartışsın ve kriz nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın İsrail hedefine vardı." dedi ve İsrail konusunda ilginç açıklamalarda bulundu.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-14 19:41:00
Mahalli İsrail'in Başbakan erdoğan'ın "one minute" tavrının intikamını aldıklarını ve bu hareket üzerinden uluslarlarası kamuoyuna mesaj gönderdiklerini söyledi.
Hüsnü Mahalli yazısında Ehud Barak'la ilgili noktalara da değindi. Barak'ın İsrail açısından ağırlığına dikkat çeken gazeteci Barak'ın kirli geçmişiyle ilgili detaylara da yer veriyor yazısında. Geçtiğimiz günlerde belgeseliyle gündeme gelen Oliver Stone'un da İsrail tarafından yakında tartışılacak isim olduğunu duyuran Mahalli İsrail'in dünyaya mazlumu oynadığını vurguladı.
İşte Hüsnü Mahalli'nin yazısı:
ŞAHİNLER VE GÜVERCİNLER
Türkiye kendi içinde konuyu istediği kadar tartışsın ve kriz nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın İsrail hedefine vardı. Büyükelçi Çelikkol'u önceden hazırlanmış bir tezgahla 'aşağılamayı' amaçlayan İsrail aslında tüm dünya kamuoyuna 'İşte bakın biz İsrailliler 'one minute'in intikamını aldık ve Türkleri aşağıladık' dedi.
İsrail kendince son dönem tüm dünyada hızla yükselen Türkiye'nin prestijine büyük darbe indirdiğini düşünmektedir.
Kim ne derse desin bildik görüntülerle İsrail bu hedefini gerçekleştirmiştir. Çünkü bu saatten sonra İsrail ve Türkiye'deki iç tartışmalar dünya basınına yansımamakta ve yansımayacaktır.
Yani İsrail'in attığı gol kaleye girmiştir.
Dönelim Türkiye içi tartışmalara...
Bazı köşe yazarları ile bildik uzman ve aydınlar 'Erdoğan Davos'ta 'one minute' demeseydi İsrail, büyükelçimize yaptığını yapmayacaktı' türünden konuşmalar yaptı ve yazdı. Yani fatura Erdoğan ve dolayısıyla hükümete çıkartılarak İsrail'in yaptıkları bir anlamda Türk halkına haklı gösterilmek istendi.
Başkaları da 'Efendim İsrail'de yalnızca Dışişleri Bakanı Lieberman bu terbiyesizliği yapmıştır' diyerek İsrail'i ya da İsrail hükümetini korumaya kalkışmıştır.
Yani bu kişilere göre İsrail'de 'Şahin' ve 'Güvercinler' var.
'Şahinleri' Başbakan Netanyahu'nun desteklediği Lieberman, 'Güvercinleri' ise pazar günü Ankara'ya gelecek olan Savunma Bakanı ve İşçi Partisi lideri Ehud Barak temsil ediyor.
Birlikte bakalım...
Lieberman 1978'de ailesi ile birlikte Moldovya'dan Filistin topraklarına göç eden bir Yahudi. Gelmeden önce de barlarda fedailik yaptığı söyleniyor. Lieberman son Gazze saldırısı sırasında hükümeti sert şekilde eleştirerek Filistinlilerin nükleer ya da kimyasal bombalarla toptan yok edilmesini istiyordu.
Peki Barak...
'Yıldırım' anlamına gelen soyadından da anlaşıldığı gibi hep yıldırım gibi çarpıyor ve 1959'dan itibaren görev aldığı İsrail ordu ve istihbaratında hep öldürmüş, işkence yapmış, kadın kılığına girerek cinayet işlemiş ve öldürülen Filistinlilerin cesetleri önünde poz vermiştir.
BM İnsan Hakları Konseyi; İsrail'i insanlık ve savaş suçu işlediğini kanıtladığı son raporunda Barak ve 200 İsrailli yetkilinin yargılanmasını istiyor. Bu nedenle Barak ve onun subayları İngiltere'ye gidemiyor. Ama daha önemlisi Başbakan Erdoğan'ın kızgınlığına neden olan Aralık 2008'deki Gazze saldırısının kararını Barak vermiştir.
Ve bu kişi bir 'Güvercin' olarak Ankara'ya geliyor ama Türkiye'ye silah ve askeri malzeme satmak için.
Dönelim olayın kendisine...
Büyükelçi Çelikkol'a bildik davranışta bulunan Ayalon, İkinci Kanal'a verdiği demeçte 'Benim yaptığım aslında Türkiye'ye karşı yapılması gerekenin en azıdır. Zamanı geldiğinde daha fazlasını yapacağım' dedi.
Peki Türkiye ne yaptı, ne yapacak?
Kişisel olarak görüntüler ve kapı önünde bekletilen büyükelçinin yakın çekim görüntüleri kanımı dondurdu.
Türkiye böylesi aptalca, bayağı ve küstahça bir tezgahı hak etmiyor ve zamanı geldiğinde mutlaka karşılığını verecektir.
İsrailliler son bir yılda Türkiye'den yüzlerce gazeteci, akademisyen ve benzerlerini kendi ülkelerine davet ederek 'Biz sizi seviyor ve Türkiye'nin dostu olmak istiyoruz' diyerek kendi propagandalarını yapmak yerine Davos'tan itibaren 'erkekçe' Türkiye ile hesaplaşmayı tercih edebilirlerdi.
Ama yapmadılar ve yapamazlardı.
Bunun birçok nedeni var ama en önemlisi Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası güç ve prestiji. Çünkü kendi saldırganlık politikalarından vazgeçmeyi düşünemeyen İsrailliler Türkiye'nin uluslararası hukuk ve insani vicdan açısından haklı olan Filistin ve genel olarak Arap ülkelerinin safına geçmesiyle çok zor ve tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalabileceklerini biliyor.
İsrailliler ya da İsraillilerin 'Şahin'leri işte bu nedenle çok tehlikeli bir oyun peşinde.
İsrail; İslam aleminin en önemli ve büyük ülkesi, bu coğrafyanın 400 yıl yöneticisi ve Osmanlı'nın mirasçısı Türkiye'yi daha fazla Arapların yanına iterek Batılı kamuoyuna 'İşte bakın NATO ve AB üyesi ve İslamcı Erdoğan'ın yönetimindeki Türkiye bile Müslümanlarla birlik oluyor ve Yahudileri yok etmek istiyor' diyerek yine bildik mazlumu oynamaya çalışıyor.
Belki de İsrail ünlü Amerikan yönetmen Oliver Stone'nun son belgeselinin tartışmalarına hazırlanıyor. Çünkü Stone belgeselinde Hitler'in bir günah keçisi olduğunu IBM, General Motors ve benzeri Amerikan şirketlerinin Hitler'in Nazi Partisi'ne büyük miktarda mali destek sağladıklarını ve onu kullandıklarını söylüyor.
Belgesel yayınlandığında belki de Stone 'Bazıları Yahudi kökenli olan Amerikan işadamlarının bu desteği olmasaydı belki de Hitler Yahudi soykırımını yapmazdı' diyecek ya da ima edecektir.
(akşam)
SON VİDEO HABER
Haber Ara