''Politikacı Ertuğrul Özkök''
"Yeni bir lider doğuyor" ilanında bulunan Taha Kıvanç, "Bu kadar keskin lâfları Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli'nin ağızlarından bile duymadık." açıklamasında bulundu. Kıvanç'ın işaret ettiği isim Ertuğrul Özkök.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-11 15:53:00
Gazete ve medya dünyası için önemli bir dönemin aktörü olan Özkök'ün istifa sonrası attığı her adım, yaptığı her söylem mercek altında.
Erturğrul Özkök değerlendirmelerinden biri de Yeni Şafak Gazetesi'nden Taha Kıvanç'a ait. Kıvanç "politikacı Ertuğrul Özkök" tanımlamasını Özkök'ün parti liderleri düzeyinde söylemlerde bulunmasıyla destekliyor.
İşte Kıvanç'ın politikaya yeni heyecanlar getireceğine inandığı Özkök'e yaptığı liderlik yorumu:
Eski yayın yönetmenleri yazar yapılıyor bizde. Bazısını kesmeyebiliyor yazarlık; özellikle de manşetlerden ülkeyi sarsmaya alışmış, konumunu perde gerisi pazarlıklarda değerlendirmeyi bilmiş olanlar yalnızca yazar kalmakta zorluk çekebiliyor. Çekerse çeksin, çare yok; gelenek böyle, eski yönetmen yazarlığa devam ediyor...
Kısır-döngü bu defa değişebilir, eski yayın yönetmeni ve ekibi vaktiyle tepe tepe kullanmaya alıştıkları gücü bir başka alanda yeniden kazanmayı düşünebilir. Hürriyet'in başından yeni ayrılan Ertuğrul Özkök'te böyle bir gelenek kırıcı potansiyel görüyorum.
Ege Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) 25. Yüksek İstişare Toplantısı'na katıldı Ertuğrul Özkök ve hemşehrisi işadamları önünde yaptığı konuşmada kapkara bir tablo çizdi.
Aynı gün Hürriyet'in sitesinden konuşma metnini okuyunca ben müthiş etkilendiğime göre, karşısına çıktığı kişiler “İşte aradığımız yeni lider” demişlerdir.
Şu değerlendirme bir parti lideri ağzına daha iyi yakışmaz mı: “Türkiye, AB'nin temsil ettiği gerçek anlamda demokratik coğrafyaya mı ait olacak; yoksa giderek rol model olan Çin, Rusya gibi modellere benzeyerek otoriter hatta totaliterliğe tecavüz etmiş bir siyasi anlayışla mı yönetilecek?”
Evet, bu politik değerlendirme Ertuğrul Özkök'e ait. Şu değerlendirme de: “Evet, askeri vesayet zararlıdır, hiçbir topluma mutluluk getirmez. Ancak, askeri vesayeti kaldırırım derken yerine demokratik olmayan başka bir silahlı vesayeti koymaya başlarlarsa, daha ciddi sorunlar yaşanılır. Asker belli bir disiplinle hareket etmesini bilen kurumdur. Karşısına elinde silah olan başka bir kurumu illegal telefon dinleme yolları, kanunsuz alıp götürme, sabahları gözaltına alma, sindirme yoluyla baskı yaratarak yeni bir vesayet dönemi başlarsa askeri vesayetten daha kötü bir dönemdir. Askeri vesayet dönemleri sivil vesayetlerden daha kısa sürmüştür. Öbürlerinin kalıcılığı daha fazladır. Dünyada en kanlı idareler sivil şekilde gelmişlerdir.”
Bu kadar keskin lâfları Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli'nin ağızlarından bile duymadık. Helâl olsun...
Ergenekon'a inanmayan, bu yolla demokratikleşilemeyeceği görüşünü tekrarlayan Ertuğrul Özkök, yayın yönetmenliğini bıraktıktan sonra kendini iyice serbest hissediyor olmalı ki, daha önce bu açıklıkla yazmadığı 'demokratik açılıma' muhalefetini de keskinleştirmiş: “Bugüne kadar yatırım artarsa Güneydoğu'da sorun çözülür dedik. Olmadı. Kürtçe konuşma serbest bırakılırsa çözülür dedik. Yine olmadı. Sokak isimlerinden sonra farklı talepler de gelmeye başladı.”
Yanlış anlamayasınız diye şuracığa kaydedeyim: Ben İzmir konuşmasıyla önümüze serilen 'politikacı Ertuğrul Özkök' figürünü yönetmenliği ve yazarlığından daha sempatik buldum.
Hürriyet'te onun ayrılmasından sonra kendilerini 'öksüz' hissetmeye başlayan politikaya meraklı yazar dostları ile Milliyet ve Vatan el değiştirirse rahatsız olacakları da yanına alıp bir partinin saflarına geçse... Veya hep birlikte yeni bir parti kursalar...
Oyumu vermem herhalde, ama politikaya getireceği yeni heyecandan ötürü kendisini alkışlarım.
(Yeni şafak)
SON VİDEO HABER
Haber Ara