Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Zorunlu askerliğin ağır bedeli

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, terör bölgesinde zorunlu askerlik yapanların bölge dışına çıkarılması gerektiğini belirtti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-06 10:34:00

Zorunlu askerliğin ağır bedeli
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, zorunlu askerliğin, terörle mücadelede her açıdan maliyeti en yüksek seçenek olduğunu belirterek, “En kısa zamanda terör bölgesindeki tüm zorunlu askerlik yapan kişiler bölge dışına çıkarılmalı. ‘Acemiler’ teröristle mücadeleyi yavaşlatıyor, kayıpları ve teröristlerin propaganda güçlerini arttırıyor” dedi.

Bu kişilerin hayati istihbarat zaaflarına yol açtığına dikkat çeken Laçiner, teröristle mücadelede mevcut yapının yeterince esnek ve hızlı olmadığına dikkat çekti.

USAK'ın internet sitesinde bir yazı kaleme alan Laçiner, terörle mücadelede profesyonel ordunun önemine dikkat çekti. Laçiner, teröristle mücadele stratejisindeki en önemli zayıf halkalardan birinin, mücadelede yoğun bir şekilde zorunlu askerliğini yapan kişilerin kullanılmasının oluşturduğunu anlattı. Laçiner, zorunlu askerliğini yapan kişiler ile teröristle mücadele etmenin maliyetinin yüksek, etkisinin ise oldukça sınırlı bir yöntem olduğunu kaydetti.

Birkaç aylık eğitim sonunda dünyanın en tehlikeli karakollarına gönderilen bu kişilerin teröristler karşısında çok yetersiz kaldığını dile getiren Laçiner, "Çoğu durumda bu askerler kendi hayatlarını ve arkadaşlarının hayatlarını tehlikeye atmaktadır. Askerliklerinin sonunda iyi birer savaşçı haline gelebilen ve bölgeyi çok iyi tanıyan az sayıda istisnai yetenek ise terhisleriyle birlikte sivil hayata geri dönmekte, orduya hizmetlerini sürdürememektedirler. Böylece büyük bir emek, zaman ve kaynak harcanarak yetişmiş kişilerin sivil hayata dönüşü ülke, birey ve ordu açısından ciddi bir israfa da yol açmaktadır. Nispeten konuyu öğrenmiş ve askeri disipline yatkın hale gelmiş askerlerin terhisi ile birlikte on binlerce acemi asker yeniden aynı süreçlerden geçmekte, böylece ordu subayları sil baştan büyük bir görevle karşı karşıya kalmaktadır. Yeni gelenlerin eğitimi ve bölgeye intibakı profesyonel askerler için de emek, zaman ve enerji kaybına yol açmaktadır. Birikim oluşamamakta, eğitmen subaylar emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünmektedirler. Bu durum, profesyonel askerlerde de bir tür yılgınlığa sebep olabilmektedir." ifadelerini kullandı.

"İSTİHBARAT ZAAFINA YOL AÇIYORLAR"

Terör mağduru bölgelerde de hassas noktalarda görev alan zorunlu askerliğini yapan kişilerin, hayati istihbarat zaaflarına da yol açtığına dikkat çeken Laçiner, binlerce kişinin yeterli kontroller sağlanamadan hassas bölgelerde görev alabildiğini belirtti. Dağlıca Baskını'nda terör örgütünün içeriden bilgi aldığı şüphelerinin bunu doğruladığını anlatan Laçiner, şöyle devam etti:

"Bugün ordunun tüm kademelerinde nereden geldiği tam tespit edilemeyecek binlerce kişi bulunmaktadır. Bu durumdan ordu da rahatsızdır. Özellikle son yıllarda dışarıya sızan bilgiler nedeniyle hassas belgeleri dışarı aktarabilecek noktalara zorunlu askerliğini yapanları yerleştirmeme politikası geliştirilmektedir. Ancak ordunun neredeyse tüm noktaları hassastır. Yeri gelir en basit bir depo dahi hassas nokta haline dönüşebilir. Dahası Genelkurmay veya kuvvet komutanlıklarının belli katlarında görevlendirilmeyen bu kişiler terörün en yoğun olduğu bölgelerde rahatlıkla görevlendirilebilmektedirler. Bazı durumlarda iletişimi sağlayan telsizin başında duran, şifreleri öğrenebilen, operasyon planlarına hâkim olabilen, saldırı anında diğerlerini koruması gereken, askerlerin yemeklerini hazırlayan bu kişilerin terörist veya terör örgütü sempatizanı olma olasılığı her zaman vardır. Bu kadar büyük bir kitleyi hakkıyla kontrol edebilmek güçtür. Bunun için Türk istihbarat birimlerinin kaynakları, teçhizatı ve yeterli organizasyon kabiliyeti bulunmamaktadır. Kaldı ki bu yetenekler geliştirilse dahi zorunlu askerlikte sayı öylesine büyüktür ki yine de sızmalar mutlaka olacaktır. En hassas yerlerde görev alan zorunlu askerliğini yapan bu kişiler terhislerinden sonra sahip oldukları önemli bilgileri dışarı da taşımaktadırlar. Bu durum hem askeri sırlar hem de güvenlik açısından büyük zaaflara yol açmaktadır."

"Tüm hayatı dağlarda terör eylemleri yapmakla geçen teröristlerin karşısına birkaç aylık eğitimle bölgeye gelmiş ve geri kalan günlerini sayarak geçiren, nöbette, çatışmada ailesini, işini, eşini, yavuklusunu vs. düşünen askerler ile yola çıkmak çok da akılcı değildir." diyen Laçiner, ülkesini ne kadar severse sevsin görevin önemini ne kadar anlar ise anlasın, geçicilik hissi içindeki bir Mehmetçik'ten bir profesyonelin uzmanlığını beklemenin mümkün olmadığını kaydetti.

Bir kedi veya köpek sesine ateş eden asker sayısının hiç de az olmadığını dile getiren Laçiner, taciz ateşi başlayınca rastgele ateş açan ve arkadaşlarının hayatını tehlikeye sokan askerler olduğunu belirtti.

"ZORUNLU ASKERLİĞİN MALİYETİ YÜKSEK"

Zorunlu askerliğin, terörle mücadelede hemen hemen her açıdan maliyeti en yüksek seçenek olduğuna dikkat çeken Laçiner, "Sözün özü, bu dengesizliğin mutlaka aşılması ve profesyonelleşmeye geçilmesi gerekmektedir. Mümkün olan en kısa zamanda terör bölgesindeki tüm zorunlu askerliğini yapan kişilerin bölge dışına çıkarılması gerekir. Terör bölgesindeki 'acemiler' teröristle mücadeleyi yavaşlatmakta, kayıpları artırmakta, teröristlerin propaganda güçlerini de artırmaktadırlar. Terörle mücadelede asıl işi profesyonellerin yaptığı, er ve eratın sadece takviye olarak görev aldıklarını söylemek ise mümkün değildir. Bunun doğru olmadığını anlamak için bugüne kadar çatışmalarda şehit olanların rütbelerine bakmak dahi yeterlidir. Türkiye ne yazık ki hala terörle mücadelede yoğun bir şekilde zorunlu askerliğini yapan kişilerden faydalanmaktadır." ifadelerini kullandı.

Orduda inisiyatif kullanımının, benzeri ordulara göre daha az olduğunu savunan Laçiner, görüntüde alttan üste bilgi akışı olduğunu ancak fiiliyatta altın üste hoşlanmayacağı düşünülen bilgi ve görüşleri aktarmasının kolay görünmediğini ileri sürdü. Başarıdan çok başarısızlığın ölçüldüğünün altını çizen Laçiner, terfi dönemleri yaklaşırken yaşanan telaş, verilen şehitlere dayalı bir cezalandırma veya yakalanan patlayıcı veya terörist sayısına odaklı bir başarılı bulma yaklaşımının modern terörün mantığı ile uyumlu olmadığını vurguladı.

Düzenli ordular ile teröristle mücadelenin en önemli handikabının teröristler karşısında nispeten hantal kalmaları olduğuna dikkat çeken Laçiner, merkezi emir-komuta sisteminin bölgedeki değişimlere yeterince uyum sağlayamadığını savundu. Çoğu kez kayıpların, ilk saldırı anında verildiğine dikkat çeken Laçiner, şu görüşlere yer verdi:

"Karakol ve mobil timler örneğinde olduğu gibi ordular çoğu kez açık hedef oluşturmakta, yapılanmaları gereği teröristlerin işini bu anlamda kolaylaştırabilmektedirler. Klasik düzenli ordu mücadelesinde hava kuvvetleri, kara kuvvetleri, jandarma gibi on binlerce, hatta KKK'nda olduğu gibi yüz binlerce askerden oluşan devasa yapıların uyumu gerekmekte, bu uyum ise her zaman sağlanamamaktadır. Tek bir birim içinde emir-komuta zincirinde mesajların hareketi zaman alırken, diğer kuvvetlerin devreye girişinde zaman kaybı daha da artmaktadır. Hava gücünün, birkaç dakikalık mesafeye 5 saatte, bazen çok daha uzun bir zamanda vardığına dair örneklerin sayısı çok fazladır. Bu sorunları giderebilmek için tatbikatların birden fazla kuvvet arasında yapılması, iletişim sistemlerinin uyumlu hale getirilmesi, kırmızı alarm benzeri en üst iletişim gerektiren anlarda daha hızlı ve farklı bir iletişim hattının kurulması gerektiği rahatlıkla söylenebilir. İstihbarat akışında ciddi sorunlar olduğu anlaşılmaktadır. İstihbarat elde edilmesine karşın gereğinin yapılmasında da iletişim sorunları olduğu görülmektedir. Güvenlik birimleri arasındaki iletişim, algı ve güven sorunlarına da bir an önce eğilmek gerekmektedir. Teröristle mücadelede mevcut yapı yeterince esnek ve hızlı değildir. Terörist saldırıların doğasına uygun, onunla mücadele edebilecek bir yapıya sahip olduğumuzu söyleyebilmek zordur. Bu yapıda ciddi revizyona gidilmesi şarttır."

(CİHAN)
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara