Dünya Basınında Bugün
Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili önemli gazete ve dergilerde yer alan haber, yorum ve analizler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-05 11:22:00
Ülkede çok sayıdaki medya organı Başkan Barack Obama’nın 2009 performansı ve 2010’dan beklentilere kapsamlı olarak yer verirken WASHINGTON POST gazetesi ise Başkan’ın eşi First Lady Michelle Obama’nın performansını değerlendirmiş...
Gazetenin köşeyazısında 2009 yılında tek bir konuya odaklanmak yerine birçok konuya eğilen ama hiç birinin "savunucusu" olmayan Michelle Obama’nın bir First Lady olmaktan çok "rock yıldızı" izlenimi verdiği görüşü dile getiriliyor.
Yazıda, Michelle Obama’nın sağlık reformu, sağlıklı beslenme, gönüllülük, sanat eğitimi, asker ailelerinin desteklenmesi ve kadın eşitliğinin de aralarında olduğu 100’den fazla etkinliğe ev sahipliği yaptığı ve Beyaz Saray’ı "sanatsal etkinliklerin kutlandığı bir mekana dönüştürdüğü" belirtiliyor.
Washington Post, takviminde çok sayıda teşekkür ziyareti, yuvarlak masa toplantısı, kurdele kesme töreni ve resepsiyon olmasına karşın Obama’nın etkinliklerinden yalnızca birkaçının "görüntü ve kutlama heyecanının ötesinde" yankı bulduğu yorumunu yapmış. Gazete, formalite şeklinde düzenlenen bu tür etkinliklerin First Lady’nin verdiği mesajların etkinliğini azalttığını görüşünü de savunuyor.
New York Times, Barack Obama’nın terörizmle mücadele politikalarına ilişkin tartışmaları kapsamlı olarak değerlendirilmiş:
"Noel günü Detroit üzerinde ucuz atlatılan terör saldırısı girişimi Obama’nın köktenci terörle mücadelede yeterli olup olmadığı sorularını da gündeme getirdi. Aslında Başkan Obama, vaktinin ve enerjisinin büyük bölümünü Taliban ve El Kaide liderlerinin yok edilmesine harcıyor. Bush döneminde Pakistan - Afganistan sınırındaki hedeflere yönelik başlatılan operasyonlar sayısı artarak sürüyor. Obama’nın başkanlığının ilk yılında buraya 53 ayrı hava saldırısı düzenlendi. Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA’nın insansız hava araçlarıyla düzenlediği bu saldırılarda yaşanan sivil kayıplar gerek Pakistan gerekse insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor. Ancak Obama, "CIA terörle mücadelesinde neye ihtiyacı varsa alacak" sözleriyle örgütün anti-terör operasyonlarına tam destek veriyor.
Pakistan’ın Afganistan sınırına yönelik füze saldırılarında Taliban lideri Beytulah Mesud, Osama Bin Ladin’in oğullarından Saad Bin Ladin ile Özbekistan’daki köktenci direniş lideri Tahir Yuldashev öldürülen isimler arasında...
Son günlerde tüm dikkatler bombalı saldırı tehdidi nedeniyle İngiliz, Fransız ve Amerikalıların büyükelçiliklerini boşaltmak zorunda kaldığı Yemen’e çevrildi... Yemen Obama’nın terörle savaşında çok sayıda başlığın bir araya geldiği bir ülke... Suudi Arabistan’ın güneyindeki bu fakir ülke köktenci gruplara doğal bir barınma ortamı sağlıyor. Aynı zamanda geçen sonbaharda Fort Hood üssünde Amerikalı askerlerin üzerine ateş açan Binbaşı Nidal Hasan’ın esinlendiği ideolojinin kaynaklarından biri... Resmi açıklamaya göre Noel günü Detroit üzerinde bir yolcu uçağını havaya uçurmaya kalkışırken son anda önlenen Nijeryalı ile Yemen’deki gruplar arasında bağlantı var.
Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri tıpkı Pakistan ve Afganistan’da olduğu gibi Yemen yönetimine de hem siyasi hem maddi destek vermeye başladı.
Terör tehdidine havada, karada ve denizdeki tüm sınırlarındaki güvenlik önlemlerini olağanüstü ölçüde arttırarak yanıt veren Amerikan yönetiminde son dönemde yeni bir "tehdit" endişe yaratıyor. Fort Hood üssündeki olayın faili Yemen kökenli bir Amerikan vatandaşı...
Pakistan kökenli bir Amerikan vatandaşının da, Hindistan’ın Mumbai kentindeki terör saldırısıyla bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Son olarak çok sayıda Somalili Amerikan vatandaşının Pakistan ve Afganistan’a giderek Taliban ile El Kaide saflarına katıldığı bildiriliyor.
Yemen’deki gelişmeler İngiliz Financial Times’ın gündeminin ilk sıralarında yer alıyor :
"Bitmek bilmeyen ekonomik sıkıntılar ve merkezi hükümetin yetersizliği El Kaide ve benzeri örgütlerin beslenebileceği rahat bir ortam sağlıyor. Kimi uzmanlara göre Yemen, ikinci bir Somali haline gelebilir. Noel günü bir yolcu uçağına terör saldırısı girişiminde bulunan kişinin Yemen’le bağlantılarının ortaya çıkması da Amerikan ve İngiliz yönetimlerini harekete geçirdi. Londra’da Yemen’e yardım konusunda uluslararası bir konferans toplanacak, Amerika Birleşik Devletleri de bu fakir Arap devletine maddi ve askeri desteğini arttırıyor.
Ancak gerek Yemenli gerekse yabancı uzmanlar uyarıyor: ’Sadece güvenlik alanında destek yeterli olmayacak. Yemen’in siyasi, ekonomik ve sosyal alanda da düzene sokulması lazım. Yoksa sonu gelmeyen askeri operasyonlar Yemen’de zaten yükselişte olan Batı karşıtlığını daha da besleyecek"
Sahadaki durum da bu yaklaşımı destekler nitelikte... Ülkede fakirliğin en yoğun olduğu bölgelerde El Kaide daha da güçleniyor. Sokaktaki Yemenli yönetimden iş, eğitim, sağlık hizmetleri ve adalet bekliyor. Olmadığı yerlerde de El Kaide’nin sosyal ağı devrede...
Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, 30 yıldır bu ülkenin başında... Salih’in çevresinde oluşan iktidar odağı, ülkenin en büyük gelir kaynağı petrolden sağlanan gelirin dağıtılmasından sorumlu... Doğal olarak da hızla tükenen petrol kaynaklarının getirisinden Salih ve çevresi ağırlıklı olarak faydalanıyor. Halkın yönetime olan inancı azalırken, El Kaide’ye destek artıyor"
İngiliz Independent gazetesi ise Yemen’i "Arap Afganistan’ı" olarak tanımlamış...İngiltere ve Amerika bu ülkeye müdahale ettikleri için pişman olabilir. Yemen’de devlet otoritesi ülkenin dört bir yanında direnişle karşı karşıya... Amerikan ve diğer batılı ülkelerin büyükelçiliklerini kapatması intihar bombacıları çağında bu tesislerin ne kadar saldırıya açık olduğunu ortaya koydu. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi yabancı büyükelçilikleri ve tesisleri halkın tepki duyduğu ağır koruma altındaki yabancı kalelere dönüştürmek de bunları emperyalist tasarımların sembolleri haline getirmekten başka işe yaramayacak.
Yemen’de Suudi Arabistan’ın müdahalelerini gözardı eden, Somali’deki anarşiyle mücadelede etkin olamayan ve hızlı sonuç amaçlayan bir yabancı girişim başarısızlığa mahkumdur. Daha da önemlisi, bazı Batılı başkentlerdeki, Yemen’deki militanlara karşı ’önleyici saldırı’ söyleminden de vazgeçilmesi gerekir.
Bu tür tehditler, Irak ve Afganistan’daki tecrübeler dikkate alındığında, bölgedeki siyasi gerilimin ateşini yükseltecektir. Yemen’de faaliyet gösteren militan grupların yarattığı terör tehdidi dikkate değer... Ancak uluslararası toplumun, bu ülkedeki durumu daha da kötüleştirmemeye özen göstermesi de gerekiyor.’’
Haber Ara