Özel Harp'i yazdı Hürriyet'ten uzaklaştırıldı
Gazeteci-Yazar Fatih Güllapoğlu, 1952 yılında NATO bünyesinde kurulan Özel Harp Dairesi'nin ABD'nin kontrolünde olan bir Gldayo yapılanması olduğunu savundu.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-31 13:05:00
Fatih Güllapoğlu, "Tanksız Topsuz Harekat" kitabıyla Özel Harp Dairesi'ni ilk kez gündeme getirdi. Fatih Güllapoğlu 1991 yılında yayına çıkan kitabın oluşma sürecini, öncesinde ve sonrasında yaşadığı olayları Cihan'a anlattı.
"Tanksız Topsuz Harekat" kitabına yazmaya başladığı dönemde Hürriyet'in Fraknfurt bürosunda çalıştığını belirten Fatih Güllapoğlu, Mehmet Sarı isimli bir kişiden kendisine gelen ilginç bir ihbar üzerine Belçika'ya giderek şahısla görüşmeye başladığını ve kitabı da yazmaya o zaman karar verdiğini söyledi. Kitapta sedece birşeyin eksik olduğunu bunun da Genelkurmay'ın görüşü olduğunu belirten Güllapoğlu, ancak o dönemde elindeki belgelerle Genelkurmay'a giderek karış görüş sormaya koktuğunu söyledi. Güllapoğlu, "Olaylara baktığım zaman çok ciddi bir takım şeyler var, bütün bunlar içerisinde bir yaşamsal tehlikeye uğrayabilirsiniz diye insan çekiniyor. Bu nedenle karşı tarafın konu olan Milli Güvenlik Kurulu Toplumla İlişkiler Başkanlığı denilen kuruluşun yetkililerinin yetkililerine soru yöneltemedim." şeklinde konuştu. Güllapoğlu ancak yıllar sonra Tuncer Kılınç'ın MGK Genel Sekreteri olduğu dönemde dönemin Toplumla İlişkiler Dairesi Başkanı'nın kendisine "Sayın Güllapoğlu bazı şeyler vardır bazı zamanlarda sonuçta doğruyu anlatmıştır" dediğini ve kitabın doğruluğunun teyit edildiğini belirtti.
"FATİH ÇEKİRGE 'BU İŞTEN VAZGEÇ' DEDİ"
Kitabını hazırlamak için geceli gündüzlü araştırmalar yaptığını aktaran Fatih Güllapoğlu, Hürriyet Ankara Bürosu'nda dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu ile gazete içerisinde bir görüşme yaptığını söyledi. Görüşmenin ardından Fatih Çekirge ile konuyu paylaştığını aktaran Güllapoğlu, "Bana kasayı gösterdi. 'Yani Fatihciğim inan burada öyle bilgiler var ki. Bunları benim kalkıp yazmam mümkün değil. Bence sen bu işten vazgeç. Böyle bir çalışma sana zarar getirebilir.' dedi." diye konuştu.
Kendisinin ise Fatih Çekirge'ye "Herşeyden korkacaksak o zaman bu mesleği yapmanın ne anlamı var." dediğini söyledi. Güllapoğlu Fatih Çekirge'nin o zaman kasasında bulunan bilgileri Askerle olan iyi ilişkisinden dolayı haberleştirmemiş olabileceğini ifade etti.
"HÜRRİYET'TEN TECRİT EDİLDİM"
Kitabı yayınladığında yine Hürriyet'in Frankfurt Bürosu'nda çalıştığını belirten Fatih Güllapoğlu, ilginç bir şekilde tüm haberlerden tecrit edildiğini söyledi. Aniden başka ilginç gelişmelere de şahit olduğunu ifade eden Gülllapoğlu Hürriyet'te tecrite uğradığı dönemi şöyle anlattı:Bir takım şeyler de yaşadım. İhtarlar verildi. Ama o kadar komik ihtarlar ki; beraber çalıştığım arkadaşımı küçük görmüşüm. Bakışlarımla şey yapmışım. Abuk sabuk şeyler. Bir iki kişiyi de şey yaptılar. Bunların hiçbir şekilde geçerliliği olmadı. Tam tersine ben beraber çalıştığım arkadaşlarıma Türkiye'den de deneyimim olduğu için her zaman deneyimlerimi aktardım ki bunu da aslanlar gibi söyleyecek çok sayıda arkadaşım var. 2 sene tecrit edildim. Bu kitabı yazdıktan bir süre sonra bir vesileyle İstanbul'daydım. O zaman Seçkin Türesay, Doğan Hızlan vardı, Ertuğrul Özkök var mıydı yok muydu? hatırlamıyorum. Bir konu oldu kitapla ilgili 'Canım devlet böyle bir şey yapar mı? Devletin içinde böyle şey olur mu? Bunlar boş şeyler falan demişlerdi. Ama hazırlıklı gelmişler Ankara ile irtibatlanma olmuş. 'Fatih senin ipin çekiliyor' dediler. Bunu söyleyenlerin biri de Doğan Hızlan'dı."
Yayınladığınız kitap neden Hürriyet yönetimini bu kadar rahatsız etti sorusuna Güllapoğlu şu cevabı verdi: "Ankara'dan ilgili kurumlardan o konuda bir şey geldiğine inanıyorum. Bunu Fatih Çekirgeyle olan konuşmamda da anlatmıştım size. Bu boşu boşuna olmaz. Benim gözümün içine baka baka 'Devlet bu işlere karışır mı?' diyenler bütün bu olaylar yaşanıyor dünyadaki olaylar bana o gün o lafı söyleyen ağabeylerim acaba vicdan azabı çekiyorlar mı?"
"SABRİ YİRMİBEŞOĞLU 6-7 EYLÜL OLAYLARINI ÇOK KEYİFLİ ANLATTI"
Dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı Sabri Yirimbeşoğlu'nun "6-7 Eylül olaylarını biz organize ettik" sözünü de hatırlatan Fatih Güllapoğlu, Yirmibeşoğlu'nun olayı büyük keyifle anlattığını aktardı. Güllapoğlu şöyle konuştu: "O dönemde devletin görevlisi ve devlet için çalıştıklarını düşünüyorlar. İnsanlar bu uygulamaları yaparken vatanın aleyhine Bir şey yaptıklarını düşünmüyorlar. Muhteşem bir organizasyondu derken başarıya ulaştıklarının bir belgesi olarak söylemiş oluyor. Onun yerine empati kurmanız lazım. Gerçekten o harekat başarılı olmuş bir harekattır, harekatı düşünen ve planlayanlar açısından. Ama sonuçlarına baktığımız zaman olay çok daha farklı tabii ki."
Sabri Yirmibeşoğlu'nun daha sonra katıldığı bir programda kitapta yazılanları inkar etmesini ise Güllapoğlu şöyle yorumluyor: "Sonuç olarak bu işin bizim devletimiz tarafından yapıldığı biliniyor. Buna rağmen bir asker olarak bilginin saklı tutulmasından hareketle böyle bir yalanlamaya gitmiş olabilir."
"KOZMİK ODADAKİ ARAMA ASKERLE SİVİLLERİN UZLAŞMASI SONUCUNDA YAPILIYOR"
Özel Harp Dairesi'nin NATO bünyesinde Gladyo yapılanması olarak kurulduğunu söyleyen Güllapoğlu, Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in ilk kez bunu fark ettiğini ancak şartlardan dolayı üzerine gidemediğini belirtti. Güllapoğlu, "Özel Harp Dairesi NATO bünyesinde kurulmuş ama Amerika kontrolünde. Özel Harp da Gladyo çerçevesinde kurulan bir yapı. Rahmetli Ecevit zamanında bunu fark ediyor. Ama sonuçta güme gitti. O da sonradan öğreniyor. Devleti eğer Başbakan yönetiyorsa, Başbakan'dan gizli hiçbir şey olamaz. Gerçek demokraside böyledir. Bu gün Türkiye Cumhuriyeti'ni idare eden bir Başbakansa ve Cumhurbaşkanı vasa onlardan habersiz hiçbir şey olmaması gerekiyor. Onlardan habersiz yapılan herşey çete hareketidir. Demokrasiyle aynı kaba koyamazsınız bunu. Ama bu öyle bir olaydır. Belki de Genelkurmay'da bu güne kadar bunu kaldırmakta zorlandılar. Sonuçta bir konsensusla bu noktalara gelindi. Çünkü bu tür yapılanmaları Amerika'nın Avrupa'da kaldırma gerekçesi devletlerin kontrolünden çıkmış olması. Ne olursa olsun, ne Genelkurmayın, ne polisin, ne Milli İstihbarat Teşkilatı'nın hiçbir zaman kendi içlerinde devleti yönetenlerden bağımsız bir yapılaşmaya izin vermemeleri gerekir." ifadelerini kullandı.
Tüm dünyanın Gladyo tasfiye operasyonlarını 1990'lı yıllarda yaptığını ancak Türkiye'nin geciktiğini ve araya Körfez Savaşı'nın girmesiyle sürecin geri plana itildiğini aktaran Güllapoğlu, Avrupa'da yapılan tasfiye sürecinde Türkiye'nin bulunamadığını dile getirdi. Bu gün Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yapılan aramada Bülent Arınç'a suikast girişimi ile ilgili bir belgeye ulaşılacağına inanmadığını söyleyen Güllapoğlu yapılan aramaları ise bu işlerin artık sivillere devredilme sürecinin başlangıcı olarak yorumladı. Güllapoğlu, "Bu gün kim ne derse desin, bir gazeteci olarak demokratikleşme açısından bu güne kadar en önemli adımlar bu iktidar döneminde atılmıştır. Kimse kusura bakmasın. Ve ben bu işin, Özel Kuvvetler'deki aramanın da sonuç olarak, sayın Genelkurmay Başkanımız ve Başbakanımız bir toplantı yaptı MGK öncesinde, bir uzlaşma sonucunda böyle bir aramanın gerçekleştiğini düşünüyorum.
Cihan
SON VİDEO HABER
Haber Ara