Avrupa'da entellektüel felçlik
Le Monde Diplomatique Uluslararası gelişmelere Avrupalı entellektüellerin kendi pencerelerinden değil de Amerikalı strateji uzmanların penceresinden bakmasını tartışmaya açtı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-29 14:37:00
Prestijli Fransız aylık gazete Le Monde Diplomatique, Avrupalı strateji uzmanlarının çoğunun uluslararası bir sorun hakkında Avrupa’nın ne düşünmesi gerektiğini değil de, Amerikalıların ne düşündüğünü merak ettiklerini, Avrupa'nın acilen kendi kriz değerlendirme kapasitesine sahip olması gerektiği uyarısını yaptı. Gazete "uluslararası gelişmelere Amerikalı strateji uzmanlarının penceresinden bakmak, onlar gibi düşünmek; entellektüel felçliğe işaret eder" suçlamasında bulundu.
"Stratejik Bir Avrupa Düşüncesi Nasıl Olmalı" başlığıyla verilen analizde "Avrupa'nın dost ve düşmanını daha ne zamana kadar ABD tanımlayacak ?" diye soruldu. Pierra Conesa tarafından kaleme alınan analizde özetle şu görüşlere ye verildi:
"'Düşman' imgesinin tanımında stratejik düşünce merkezlerinin rolü hayati önem taşır. Hatta bu, onların üç varlık nedenlerinden biridir: Tehditkar olacak “öteki”nin kim olduğunu belirlemek; risk hiyerarşisini sıralayarak buna karşı alınması gereken savunma sistemlerinin gerekliliğini göstermek; güç kullanımının meşruiyetini ortaya koymak.
ABD'de, yüksek bütçeli, 500 ila 1.500 think-thank kuruluşu olduğu varsayılıyor, bunların en ünlüsü olan Rand Corporation, 1.500 personel çalıştırıyor, yurtdışında da 4 bürosu var. Fransa Savunma Bakanlığı'nın stratejik işler delegasyonu ise 100 kişi çalıştırıyor. İsveç’te Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü, sadece 50 kadar araştırmacıyla yetinirken, İngiliz İnternational İnstitute for Strategic Studies 40 kişi çalıştırıyor. Demek ki Batı strateji tartışmaları, Amerikalı strateji uzmanları tarafından ortaya atılıp yönlendiriliyor.
Amerikan düşünce merkezlerinin savaş yanlısı Neoconlar tarafından ele geçirilmiş olması da çok önemli bir aşamaya işaret eder.
Avrupa’nın, kendi stratejik kimliğini olgunlaştırmak yerine ABD’yi takip ettiği bugün tartışılmaz bir gerçek. Neticede krizler konusunda önemli bir aktör haline gelmiş olan Avrupa Birliği bir devlet değildir, bu nedenle polis veya istihbarat servislerine sahip olmadığı gibi kendisini doğrudan haberdar edebilecek bir dışişleri bakanlığına da sahip değildir. Demek ki uluslararası krizleri ve gelişmeleri çözümleyebilmek için tamamen dıştan gelecek uzmanlıklara bağlıdır.
Peki Avrupa Komisyonu’nun elinde neleri var? 2002 yılında kurulmuş olan Avrupa Birliği Güvenlik İnceleme Enstitüsü’nde yalnızca 10 kadar full-time çalışan araştırmacı mevcut.
Meselenin özü şu: Kurumsal sorunlarına saplanıp kalmış Avrupa bir güç haline gelebilecek mi ve gelmeli mi? Bu soruya verilecek cevap “evet” ise peki bu hangi sınırlar dahilinde olmalı? Çünkü Avrupa kurumları konsensüsler ve müzakereler üzerine kurulmuşken, uluslararası gelişmelere Amerikalı strateji uzmanlarının penceresinden bakmak, onlar gibi düşünmek; entelektüel felçliğe işaret eder. Avrupa acilen kendi kriz değerlendirme kapasitesine sahip olmalıdır.
Ne yazık ki, Avrupalı strateji uzmanlarının çoğu uluslararası bir sorun hakkında Avrupa’nın ne düşünmesi gerektiğini değil de, Amerikalıların ne düşündüğünü merak ediyorlar."
Le Monde Diplomatique’in Türkçe edisyonu yayınına önümüzdeki aydan itibaren, aynı içerikle ama “Turque Diplomatique” ismiyle devam edecek.
SON VİDEO HABER
Haber Ara