Tüm illerden Gazze konvoyuna destek
Dünyanın değişik ülkelerinden Gazze'ye gitmek için Mısır sınırına kadar giden "Viva Palestine" konvoyunun günlerdir sınırda bekletilmesi Türkiye'nin birçok ilinde protesto edildi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-27 16:34:00
Dünyanın değişik ülkelerinden Gazze'ye yola çıkan "Viva Palestine" özgürlük konvoyunun Mısır sınırında günlerdir bekletilmesi Türkiye'nin birçok ilinde halk tarafından protesto edildi. Binlerce kişinin katıldığı protesto gösterisinde yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Van Halkı,
Bu gün burada, Siyonist İsrail Devletinin zulmüne karşı, Filistin’li kardeşlerimiz için çabalayan, yeryüzünün onurlu insanlarına destek olmak için toplandık.
Bilindiği gibi, İsrail devleti, kuruluşundan günümüze kadar geçen 60 yıllık tarihi süreç içerisinde, Arap komşularıyla 1949 Savaşı, 1956 Süveyş Krizi, 1976 Altı Gün Savaşı 1973 Yom Kippur Savaşı, 1982 Lübnan’ın işgali, 2006 Lübnan Savaşı olmak üzere birçok çatışmaya girmiştir. Bunlara Filistinlilere yönelik Batı Şeria ve Gazze’ye düzenlenen pek çok saldırı da eklenebilir. Bu çatışmaların hepsinde İsrail’in temel amacı, bölgedeki jeopolitik ve demografik dezavantajlarını tersine çevirmek olmuştur. Bunu da büyük ölçüde başarmıştır. 1949–1967 yılları arasında yaklaşık 8.000 mil kare toprağa ve 900 bin nüfusa sahip olan İsrail, 2000 yılına gelindiğinde 10.800 mil kare toprağa ve 6 milyonu aşkın bir nüfusa ulaşmıştır.
İsrail işgal ettiği bu topraklarla asla yetinmemiş, 1949-1967 yılları arasında da Filistinliler’e karşı amansız bir sindirme ve yoketme harekatına devam etmiştir. Bu kanlı katliamlar sonucu, “Gazze Bölgesi”nin dörtte üçünü, “Kudüs Bölgesi”nin yarısını ve kuzeyde “Nahariyya Bölgesi”nin tamamını işgal etmiştir.
Bilhassa 2000’ li yıllardan sonra Filistinliler kendi vatan toprakları üzerinde, bölünmüş parçalanmış bir şekilde, adeta açıkhava hapishanesini andıran ve tamamıyla İsrail’in vicdanına terk edilmiş bir vaziyette yaşamak zorunda bırakılmıştır.
Değerli Van halkı,
Bugün İsrail’in Gazze’de sivil halka, masum Filistinliler’e karşı yaptığı katilamlar, insan olan herkesin kanını dondurmaktadır. Geçen yıl 27 Aralıkta, yani bu gün, Gazze’ye yönelik başlatılan saldırılar, vahşetin doruk noktası olmuştur. 22 gün süren savaşta 1.434 kişi şehit olmuştur. Bu kişilerden sadece 235’i direniş gücü, geri kalan 960 kişi ise sivillerden oluşuyordu. Sivillerin ise 288'i çocuk, 121'i kadınlardan oluşuyordu. Yine bu süre içinde 5303 kişi yaralanmıştır. Bunların 1606'sı çocuklar, 828'i ise kadınlardı. Yani şehit edilen ve yaralananların büyük çoğunluğu masum siviller olmuştur.
İşgal güçleri bu savaşta fosfor bombası gibi ölümcül kimyasal silahlar kullanmıştır. Siyonist televizyonlardan Kanal-10 Televizyonu, işgal ordusuna bağlı savaş uçaklarının Gazze’ye 2500 sorti yaptıklarını ve 22 günlük savaşta hava kuvvetlerindeki silahların da yarısını kullandıklarını duyurmuştur. Kanalın savaş muhabirinin açıklamasına göre işgal ordusuna bağlı savaş uçakları, söz konusu süre içinde Gazze’ye bin (1000) ton bomba ve füze atmıştır.
Değerli Van halkı,
Gazze’nin düşmesi demek belki de sıranın diğer İslam ülkelerine gelmesi demektir. İsrail sınırlarını genişletme noktasında hiç duracak gibi görünmemektedir. İsrail’in hedefi Arz-ı Mevut sınırlarına ulaşmaktır. İsrail Devleti'nin kurucusu ve fikir babası olan Theodor Herzl, Yahudi Devleti'nin sınırlarını "kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş kanalı" şeklinde tanımlamıştır.
Altyapısı tamamen çöken, suyu içilemeyecek hale gelen ve ambargo nedeniyle dünyayla bağlantısı kesilen, Gazze için bir şeyler yapmak insanlık onuruna sahip herkesin görevidir. Hiçbir şey yapmaya gücü yetmeyen mazluma dua, zalime beddua etmelidir.
Değerli Van halkı,
İngiliz parlamenter George Galloway başkanlığında, içinde Hristiyan, Yahudi ve Müslümanların bulunduğu, 200 araç ve 380 kişiden oluşan Filistine özgürlük konvoyu, bu gün Gazze’ye dayanmıştır. Bu gönüllü kahramanlar, yanlarında götürdükleri yardım malzemeleri ve araçları orada bırakarak geri döneceklerdir.
Filistin’e Özgürlük Konvoyu (Viva Palestina), kuşatma ve ambargo altındaki Filistin topraklarında yaşayan Filistinli kardeşlerimiz için dayanışma amacıyla Amerika, Avrupa ve Asya üzerinden araç konvoyu ile Gazze’ye ulaşmayı hedefleyen bir uluslar arası kampanya ve organizasyondur.
Çok sayıda ülkeden çok sayıda Filistin dostu kişi ve kuruluş tarafından desteklenmektedir. Türkiye ayağını İHH İnsani Yardım Vakfı organize etmektedir. Konvoyun amacı; Bir yandan İsrail’in kuşatmasını delmek, öte yandan her türlü yardım malzemesine ihtiyaç duyan Filistinlilere yardım ulaştırmak hem de Filistin ile ilgili dünya kamuoyunun dikkatini çekmektir. 6 Aralık’ta İngiltere’den yola çıkan konvoy Gazze’ye yapılan saldırının başlangıcının yıldönümü olan bugün, tüm engellemelere rağmen Gazze’ye girmeyi hedeflemektedir.
Bizler bugün, burada, Filistin’e sahip çıkmak için yola çıkan, Filistine Özgürlük konvoyuna destek verdiğimizi ve bu onurlu topluluğa teşekkür ettiğimizi ilan etmek üzere toplandık. Tarih, bu yürekli faaliyeti yürütenleri hep hayırla yad edecektir.
Yaşasın Filistin’e özgürlük,
Yaşasın Filistin’e özgürlük konvoyu.
VAHÖP adına
Ercan ÇİPLAK
Gazze’nin Kerbela olmasına izin vermeyeceğiz
Bu arada, Sakarya Dayanışma Derneği Kerbela’ nın 1370. Ve şanlı Gazze direnişinin 1. Yıldönümü dolayısıyla dernek merkezinde bir basın açıklaması yaptı.
SDD adına Kadrican Mendi’nin yaptığı Açıklamada:
“Şehitlerin İmamı Hüseyin’(r.a)in kerbela kıyamının yıldönümü vesilesiyle,imamın izinden giden tüm şehitlerimizin şehadetlerini kutluyoruz.
Hasbiliğin, adanmışlığın, ve cesaret mektebinin imamı Hüseyİn mücadelenin ufkunda bir işaret fişeği gibi direnenlerin yolunu aydınlatıyor". İfadelerine yer verilirken geçen sene 27 aralıkta Filistin topraklarına karşı başlayan, binlerce sivilin öldüğü İsrail saldırıları hatırlatıldı ve Gazze’nin yeni bir Kerbela olmasına izin verilmemesi gerektiği vurgulandı.
Açıklama: “Bundan tam bir yıl önce gasıp İsrail çetesi karşısında hüseyni duruşlarıyla tarih yazan ,Filistin topraklarında Kerbela yaşayan Gazze’li kardeşlerimizi de şanlı direnişleri dolayısıyla saygı ve minnettarlıkla anıyoruz.” İfadeleriyle sona erdi.
ALANAYA DAYANIŞMA PLATFORMU (ALDAP) AÇIKLAMASI
Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla
Biz istiyorduk ki: Yeryüzünde Mustazaflara ihsanda bulunalım ve onları önderler yapalım. Ve onları (firavun mülklerine) mirasçılar yapalım. Onları yeryüzüne sağlamca yerleştirelim. Firavun’a, Haman’a, o ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim. (Kasas suresi 5-6. ayetler)
Mel’un Gazze ambargosu devam etmekte, çağın Kerbelası Gazze olmaktadır.Fırat kenarında aç ve susuz bırakılan Hüseyin gibi, Gazze halkı ambargoyla ölüme mahkûm edilmektedir. Hüseyinî bir talep ve Hüseyince bir duruş, aynı şekilde cezalandırılmaya kalkışılmaktadır. Gazze ölüme mahkûm edilmekte, kendisine uzanan yardım elleri kırılmaya çalışılmaktadır.
27 Aralık Gazze saldırısının yıldönümüdür. Siyonist işgal devletinin Gazze’ye yönelik saldırısının başlamasından itibaren tam bir yıl geçti. Bu saldırılar sonucunda İsrail 1500 civarında savunmasız insanı şehit ettiler. 5 binden fazla insanın yaralanmasına sebep oldular.İsrail’in bu saldırılarına karşı koyan sivil halk, hala üç yıldır süren ambargo ve kuşatma altında yaşam mücadelesi vermektedirler.Gazze saldırısına tüm insanlık karşı durmuştu. Fakat geçen zamanda 1,5 milyon Gazze’li hala kaderine terk edilmiş durumdadır. Gazze üzerinde hala ambargonun bitmemiş olması İslam aleminde ve dünyada yeterli bir güç birliği ve ittifakın oluşmamasından kaynaklanmaktadır. Bu ambargonun kalkması için mutlak surette güç birliği ve ittifak sağlanmalıdır. Eğer bu gidişata bir dur denilmezse Ortadoğu tamamen kana bulanacaktır.
Gazze’ye gitmek için 6 Aralık tarihinde Londra’dan yola çıkan İnsanlık ve Barış Konvoyu, Mısır’ın engellemesi sebebiyle 4 gündür Ürdün’ün liman şehri Akabe’de bekliyor.. Filistin’e Yol Açık özgürlük konvoyunun, Gazze’ye girişine mani olunmaktadır. Toplam 500 kişiden oluşan konvoyda 200 Türkiye vatandaşımız da bulunuyor. Konvoyda platformumuz bağış amaçlı bir minibüs ve üç arkadaşımızla temsil edilmektedir. Konvoy ekibinin kaldığı yer adeta bir mülteci kampını andırıyor. Ekibin bir kısmı dışarıda kurulan tek kişilik çadırlarda kalırken diğer bir kısmı da uyku tulumlarında soğuk geceyi geçiriyor. Ürdünlü kadınlar evde pişirdikleri yemekleri ekibe ikram ediyor. Duyarlı sivil toplum kuruluşları da ekibin yemek, içecek ve ulaşım gibi diğer ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı oluyor.
Ekiptekiler Mısır’dan gelecek izin haberini bekliyorlar. Biran önce Mısır üzerinden Gazze’ye girmenin heyecanını yaşıyorlar. Konvoy ekibinden hiç kimse ülkesine geri dönmeyi düşünmüyor. Konvoydaki dünya halkları ülke hükümetlerinin desteğini bekliyorlar. Mısır’ın izin vermesi için devreye girmesini istiyorlar.
Mısır,bu konuda izlemiş olduğu tutumla İsrail’in yanında yer alarak suça ortak olmaktadır. “Akabe dar geçit demektir. Ama Ürdün’deki kardeşlerimiz bu dar geçidi Allah’ın izniyle geçeceklerdir. Şimdi bütün dünya bu konvoyu konuşuyor. İnşallah bu konvoy Gazze’nin özgürlük bayrağı olacaktır. Şu saatler bu konvoya gereken kolaylığı gösterip göstermeme noktasında Mısır tarihi bir sınav veriyor.. Konvoyu engelleyen Mısır, Türk Dış İşleri Bakanlığına verdiği notada ‘bur siyasi konvoydur, içerisinde özgürlük kelimesi geçiyor. Bu konvoyun Mısır’a ve Gazze’ye geçişine izin vermeyiz’ diyor. Bütün dünya şimdiye kadar sadece İsrail’in suçlu olduğunu biliyordu. Şimdi Mısır’ın da suça ortak olduğunu gösterdi. Mısır, bize ambargo uygulayarak İsrail’in güdümünde bir ülke olduğunu gösterdi. Biz Mısır’a sessiz kalmayacağız. İsrail Mısır’ın tavrından cesaret almaktadır. Mısır Hükümeti konvoyun İsrail üzerinden Gazze’ye girmesini teklif etmektedir. Yani Gazze’yi İsrail’e satmış durumdadır.
Zalimlerin adlarının Müslüman adları olması, soylarının Müslüman soylara dayanması, ne Kerbela’da ne Gazze’de, zulüm işlemelerine ve zulme destek olmalarına mani olmamaktadır. Yola çıkan her yolcu, ulaşır menziline. İster fiziki şartlar ve sınırlarla olsun, ister zamanın, tarihin, mekânın ötesinde yüce bir âlemde olsun fark etmez
Yüreklerimizin kanadığı, canımızın acıdığı şu günlerde Filistin’li kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu hem Allah’ı hem de Filistinli kardeşlerimizi şahit tutuyoruz.İsrail'in yapmaya çalıştığı da tam olarak,acıları dayanılmaz hale getirerek Gazze'ye ve Gazze'nin şahsında İslam ümmetine diz çöktürmektir.
HAMAS'ın askeri varlığına ciddi bir zarar veremeyen, İsrail'e yönelmiş Kassam roketlerinin önüne geçemeyen, üstelik mücahitler karşısında ağır zayiatlar veren korkak Siyonist katiller sürüsü, Gazze halkının ve İslami direnişin çelikten iradesi karşısında er veya geç un ufak olacaktır inşaallah... İsrail şunu çok iyi bilmektedir ki Müslümanlar ölümden korkmazlar.Hatta bu savaşı Allaha ulaşmak,şu elem verici dünya sıkıntılarından bir an önce kurtulup,cennete gitmek için bir vesile sayarlar.Ama bir Yahudi 1000 yıl yaşamak arzusundadır ve giriştiği bu savaşan şu güzelim dünya nimetlerinden bir ayrılış riski barındırdığı korkusunu taşımaktadırlar.Onlarla aramızdaki en büyük fark, bizler dirilmek için ölürüz ve ölümü hiçe sayarız,onlarsa ölmemek için yaşarlar ve ölümü bir yok oluş olarak görürler.Ölüm bizim için sevgilimiz olan Rabbimizle bir vuslatken,onlar için sevgilileri olan bu dünya hayatını bir terk ediştir.
“İsrail'in kadim dostu Türkiye” imajına darbe vuran her miting, Siyonist canilerin yüreklerine korku salıyor..Ülke çapındaki mitinglere iştirak etmek İsrail'in yüreğine korku salmaktır... Gazze'ye moral destektir...
Bu mitinglere katılmayı farz-ı kifaye değil farz-ı ayın gibi görmemiz gerekir. Yılmadan usanmadan Gazzeli kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu onlara hissettirebilmek onların şevkini ve azimlerini artıracaktır.Özellikle Türkiye halkının verdiği tepki onlar için çok önem arzetmektedir.
İsrail basınında bahsedilen bir konu da Türkiye halkının yakın tarihe kadar hiç bu kadar birbirlerine kenetlendiğine şahit olunmadığıdır. Türkiye’deki Müslümanların aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp kenetlenmeleri, siyonistlerin yıllardır oluşturmaya çalıştıkları tefrika tohumlarını bir anda çürütüvermiştir. Bütün emekleri boşa gitmiştir. Gazze’li kardeşlerimizin mücadelesi bütün İslam dünyasına bir nur ve ışık saçmıştır.Dualarımız her an onlarladır.Rabbimiz Filistinli kardeşlerimizin üzerine sabır boşaltsın ve yağdırsın.Biz onları çok seviyoruz.Onları bizsiz bırakmayalım inşallah.
Türkiyeli Müslümanlara çağrımız şudur: Gelin Filistin ile, Mescid-i Aksa ile dertlenelim. Filistin gündemi oluşturalım. Amerikan ve İsrail mallarını boykot ederek, emperyalist Amerika'nın, Siyonist İsrail'in daha fazla masum cana kıymasına ortak olmayalım. Artık hayatın tadı 'Coca Cola' olmasın. Yemeklerimizi Mc Donalds ve Burger King'te yemeyelim. İsrail ve ABD uzantısı Ergenekonculara prim vermeyelim.Cinayetleri, katliamları göze alacak kadar direnç gösteren cuntanın deşifre olmasına yardımcı olalım.
Elbette ki özgürlüklerin, halk iktidarının; seçkinler tarafından kendi iradeleriyle, gönüllü takdim edilmesini de beklemiyoruz. Yıllardır üzerine oturdukları imkanları, imtiyazları bir çırpıda bırakmayacaklarını, iktidar elitlerinin simetrik-asimetrik savaş vaziyeti alarak, oldukça geniş politik bir ittifak içinde olmalarını da garipsemiyoruz.
Ancak, Genelkurmay başkanının, vatandaşın vergileriyle alınmış bir savaş gemisinden, kendi vatandaşlarının bir kısmını yargısız infaz yaparak düşman ilan etmesini anlayamıyoruz.
Hukukun üstünlüğünden, silahlı kuvvetlerin yargıya olan saygısından bahsedilen bir ülkede halka ve temsilcilerine yönelik suikast teşebbüslerini, üstü kapalı imalarla tehditlerin havada uçuşmasını anlayamıyoruz.
Ortada bir sürü görev ihmali, kanunsuzluk varken. Bunlarla ilgili, sorumlular hakkında ciddi hiç bir işlem yapılmamasını anlayamıyoruz.Hele hele Eski Yarsav başanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Sincan Hakimi Osman Kaçamaz’a bu hafta içinde Antalya Barosu tarafından “İnsan Hakları Ödülü” verilmesini hiç anlamıyoruz.
İrticayla mücadele planı çerçevesinde Üniversite kapılarında ezilen, horlanan kızlarımızın mağdur edilmelerini hiç anlayamadık! Oğlunun yemin törenini, tel örgüler arkasında izlemek durumunda bırakılan başörtülü annelerin trajedisini de!
Bizim karşımızda nasıl bir silahlı kuvvetler var? Savcıların karargahı aramasına mani olmaları,Kafes eylem planları, deniz müzesinde ilköğretim öğrencilerini denizaltıya yerleştirilen dinamitlerle havaya uçurma tertipleri, millete ve demokrasiye karşı kurulan tuzaklar, öğrenci evlerine silah yerleştirme sonra da onları terör örgütü mensubu ilan edip askerî mahkemelerde yargılama provokasyonları, andıçlar, toprağa gömülü patlayıcılar, bombalar, suikast tabancaları, dolu LAW silahları ve hepsinin yanında her rütbeden subaylar; görevdekiler, emekliler…
Bütün bu gerçeklerin yanında bir büyük gerçek daha var ki, o da Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığıdır. Halkına, değerlerine yabancılaştıkça yıpranan TSK, Türkiyenin normalleşme sürecinde gölge olmasın yeter diyoruz?
28 Şubatla zirveye çıkan ilişkilerimizde,İsrailin cenderesinden yeni yeni kurtulmaya çalıştığımız şu günlerde ailemize, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, tanıyıp tanımadığımız herkese Mescid-i Aksa'nın işgalini anlatalım. Ve insanlarımızı şu gerçeğe inandıralım: KATİL İSRAİL BİR GÜN MUTLAKA YOK OLACAKTIR.
Üç günden bu yana Gazze sınırında alarm verilmiş durumdadır. Bölgede yeni işgal beklentisi var. Askeri tugaylar hazırlık yapıyor. İşgale karşı halk yiyecek stoku yapmaya başladı. BM ise İsrail'e, Gazze'deki ablukayı kaldırma çağrısı yaptı.Yine puslu bir hava ve kan kokusu geliyor burnumuza.
Ya Rabbi, Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın özgür ve aydınlık şafağına bizleri ulaştır. Filistin'in özgürlüğüne giden yolda saflarımızı ve adımlarımızı sıklaştır.
Ya Rabbi, yıllardır zulüm gören Filistinli kardeşlerimizin üzerinden rahmet elini çekme. Kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmeyi bizlere şiar eyle. Mazlumlara yardımda bizleri öncüler eyle.
Ya Rabbi, siyonist İsrail'in ve Emperyalist Amerika'nın zulüm tahtlarının bizlerin eliyle baş aşağı olmasını tez zamanda nasip eyle. Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için yaptığımız çalışmaları bereketlendir. İnsanlarımızı bilinçlendir.
Ya Rabbi, özellikle Filistin'de işgale karşı mücadele eden Hamas'ı, İslami Cihad'ı, melek ordularınla destekle. Kardeşlerimizi muzaffer eyle.
Ya Rabbi, Amerika'nın ve İsrail'in topraklarımızdaki kirli siyasetlerine alet olan idarecilerimizi ıslah eyle. Onlara hakikat yolunu göster.
Ya Rabbi, huzuruna kardeşlik görevini yerine getirenlerden olarak çıkart bizleri.
Ya Rabbi, namazlarımızı Mescid-i Aksa'nın hınca hınç dolan avlusunda Filistinli kardeşlerimizle omuz omuza kılmayı nasip et. Bu özlemle kıldığımız namazları oradaki bereketle bereketlendir. Amin.
Dualarımızın kabul olmasını rabbimizden niyaz ediyor ve Alanya halkı olarak Filistinli kardeşlerimizin ve onların aziz direnişlerinin yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Ayrıca 73 sene önce bu gün aramızdan ayrılan Kur’an savunucusu şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da rahmetle anıyoruz...
Alanya’nın çeşitli yerlerinden gelip burada seslerini duyuran:
DİYANET-SEN ALANYA TEMSİLCİLİĞİ, EĞİTİM-BİRSEN ALANYA TEMSİLCİLİĞİ, ANÇED DERNEĞİ , SEBİLAY DERNEĞİ ,VE VEFA-DER DERNEĞİ’ ne ve Filistin Dostlarına katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz.Allaha emanet olunuz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara