Dolar

34,9465

Euro

36,7373

Altın

2.990,82

Bist

10.125,46

"Gaziantep, Ortadoğu'nun başkenti olacak"

Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Zeugma Antik Kenti'ni gördükten sonra, hiçbir barajın burayı yok etmeye değmeyeceğini düşündüğünü söyledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-26 18:12:00


Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin, Gaziantep Sanayi Odası (GSO) ve Gaziantep Ticaret Odası (GTO) iş birliğinde düzenlediği "Ortak Akıl Buluşmaları" çerçevesinde, "Ulusal ve Uluslararası Değişim Sürecinde Gaziantep'in Rolü" konulu konferans, Belediye Meclis Salonu'nda yapıldı.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Arıboğan, değişimin artık insanların çok fazla önüne geldiğini ve hayatın her alanında insanın karşısına çıktığını, çok enteresan bir değişim döneminin yaşandığını belirtti.
"Eski yerleşik markasını çok güçlendirmiş olan şehirlerle yeni ortaya çıkan şehirler ve onların markalarını geliştirme süreleri arasında çok inanılmaz bir mesafenin kapanması... Çok süratle bu gerçekleşebilir. Çünkü elimizde şehre nitelikler kazandırabilecek çok müthiş araçlarınız, aygıtlarınız var" diyen Arıboğan, Zeugma Antik Kenti'nin hiç Gaziantep'e gelmeyen bir Sudanlıya, bir Hong-Kongluya internet ortamında izletilebileceğini bildirdi.

Bunun çok büyük bir avantaj olduğunu anlatan Arıboğan, şöyle konuştu:
"Bizler artık bir dünyada yaşamıyoruz. Bizler artık bir dünyayı yaşıyoruz. Bize taşınan bir dünyayı yaşıyoruz. Sahip olduğumuz bütün her şey bununla ilintili. İnsanların korkuları daha önce yaşadığı deneyimlerle sınırlıydı. Şimdi başkalarının korkularını ithal ediyoruz. Bir başka ülkede yaşanan bir sağlık krizi kendi ülkemizde de bir terörize olma durumu yaratabiliyor. Bir başka ülkede olanlar yüzünden biz burada iktisadi tavırlarımızı değiştirebiliyoruz.

Artık her şey bize bir yerlerden bir şekilde taşınıyor. Sağlık, korkular üretilen bir alan haline geliyor. Artık sağlık sektörü son derece politik ve ekonomik bir alandır. Kaldı ki sağlık sektöründeki en önemli açılımlardan bir tanesi de estetik ve kozmetik alanıdır. Eczaneye gidin bir sürü kozmetik ürün görürsünüz. Bu, egemen güçlerce empoze edilen şeyler."

Artık delillerin öneminin bulunmadığını, önemli olanın ikna kabiliyeti olduğunu dile getiren Prof. Dr. Arıboğan, şöyle devam etti:
"Ben öğrencilerime şunu söylüyorum. Ermeni soykırımı var mıdır, yok mudur? Hiç önemi yok. Sizin bunu dünya kamuoyu önünde kendi tezlerinize inandırıp inandıramadığınızın önemi var artık. Ermeniler 1915'den bu yana pazarlama, diplomasi gibi her türlü yöntemi deneyip, tam bir sanayi sonrası toplumu mantığı içerisinde kendi tezlerini ürettiler. Türkiye, 'Biz bunu yapamadık. Biz mal üretmeyi öğrendik, mal satmayı öğrenemedik' dedi."

Mal satmanın başka bir şey olduğunu, insanları ikna edici aracı yöntemlerin bulunması gerektiğini, tıpkı kozmetik kremlerini almaya, estetik ameliyat yaptırmaya ikna eden gerçeklikler gibi siyasetin de ikna edici olması gerektiğini vurgulayan Arıboğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanayi sonrası toplumu olan devletler, artık ürünün üretilmesiyle ilgilenmiyorlar. Ürünün alıcı kitlesini üretiyorlar. Bunu değer yargıları üreterek yapıyorlar. 'Marka' denilen şey tamamen bir halkla ilişkiler faaliyetidir. Onun dışında hiç bir şey değildir. Kalite anlamında hiç bir farklılık yaratmaz. Şimdi bütün bunların içine Gaziantep'i yerleştirelim. Gaziantep'e baktığınız zaman bir markası olduğu belli.

Zeugma'yı duyduğum zaman, kafamda, "baraj yapılacak, enerji, sanayi olacak. Zeugma ne ki niye bu kadar ısrar ediyor insanlar" diye düşünürdüm. Çünkü vaktiyle öğrencilerime, 'petrol bulacağıma inansam Dolmabahçe'yi kazarım' demişliğim var. Ama şimdi aynı fikirde değilim. Zeugma'nın hikayesini bilmiyordum. Ama, bunu okudukça, gelip burada gördükten sonra, hiç bir barajın aslında bu şeyi yok etmeye değmeyeceğini düşündüm. Bunun çok daha farklı bir projelendirmesi olması gerektiğini düşündüm. Muhteşem bir şeydi. Ama tanıtılamamıştı yeterince. Bu çok ciddi bir proje, aklın ortaya çıktığını gösteriyor. Pazarlayabildiğiniz şey kıymetlidir."

Gaziantep'in ar-geye mutlaka kaynak ve bütçe ayırması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, "Benim bugüne kadar gördüğüm zeka kapasitesi düşük herhangi bir Antepli olmadı. Bir analiz yapmak gerekiyor. Çok yaratıcılar. Burası çok özel bir yer. İnsan kapasitesi çok yüksek. Şehirlerin tarihi havasını ortaya çıkarmak çok önemli ama, burada bu ön plana çıkartılmamış" diye konuştu.

Gaziantep'te acayip bir tarihi mistik kokunun olduğunu belirten Arıboğan, şunları kaydetti:
"İnternet ortamını çok iyi kullanmak gerekiyor. Artık her şeyi internet ortamı belirliyor. Gençler artık interneti kullanıyor. 2020 yılında dünya üzerinde seyahat edenlerin sayısı 1.6 milyar olacak. 2 trilyon dolarlık turizm geliri olacak. İnsanlar artık lüks otellerden bıktı. Gezerek, öğrenerek bir şeyler yapmak istiyor.

Özel bir 'Antep' projesi üretmek lazım. Burası barış toplumu ve çok önemli bir özellik bu. Barışı sağlayamazsanız hiç bir şey mümkün değil. Buranın kendine özgü bir ruh hali var. Bunu yaymak lazım. Çünkü çok önemli bir model. Bu şehre gelen herkesin bir barış şehrine geldiğini ve bu şehrin dokusuna katkıda bulunabileceğinin anlatılması lazım."

Gaziantep'in 5-10 yıl sonra dünyanın turizm merkezlerinden biri olabileceğini vurgulayan Arıboğan, "Dünyanın konsantrasyon alanı artık Orta Doğu'ya kayıyor. Orta Doğu artık bir çatışma merkezi olmayacak. Yeni dünya, Orta Doğu'nun çatışması ve silah satılan bir yer olarak şekillenmeyecek. Tam tersine, yeni dünya, Orta Doğu'nun bir pazar olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Orta Doğu'ya artık silah falan değil, başka mallar satılması lazım. Orta Doğu bu nedenle önümüzdeki dönemde bir barış havzası olarak geliş ecek. Türkiye'nin yakın çevresi böyle olacak. Gaziantep, Orta Doğu'nun başkenti olacak" şeklinde konuştu.

Konferansta soruları da yanıtlayan Arıboğan, bir dinleyicinin, mayın imha eden bir alet ürettiğini, ancak Gaziantep'te bunu anlatacak bir yetkiliyle görüşemediğini söylemesi üzerine, kendisini tebrik etti ve yetkililerin mutlaka kendisiyle görüşeceğine inandığını ifade etti.
Konferansa, Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, GTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, Suriye'nin Gaziantep Başkonsolosu Haitham Saad ve davetliler katıldı.
SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara