3 kişiden 1'i alerji
Büyük şehirlerdeki hayat sitili alerjik hastalıkların artmasına neden oluyor. Türkiye'de her 3 kişiden 1'i alerjik rahatsızlığı var.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-25 13:42:00
Doç. Dr. Reisli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşam koşullarının değişmesi, doğal yaşamdan uzaklaşıp şehir hayatına geçiş, hava kirliliği, sigara, egzoz dumanı ve endüstriyel atıkların alerjik hastalıkların görülme sıklığını artırdığını söyledi.
Ailesinde alerjik hastalığı olan bir kişinin bu hastalığa yakalanma riskinin diğer kişilere göre 3-4 kat fazla olduğunu ifade eden Reisli, ''Çocuklarda hastalığın görülme sıklığı yüzde 20-30 arasında değişiyor. Alerjik hastalıklar toplumun yaklaşık 3'te 1'ini etkiliyor'' dedi.
Reisli, alerjik hastalıkların ortaya çıkışında genetik unsurların yanı sıra çevresel faktörlerin de önemli rol oynadığını anlatarak, genellikle 4-5 yaşından sonra hastalığın görülme sıklığının arttığını ve yetişkin çağda da ortaya çıkabildiğini bildirdi.
En sık deri alerjisine rastlandığını ifade eden Reisli, ''Ama bu fazla dikkati çekmez, önemsenmez. Klinik pratikte ise daha çok saman nezlesi ve astım rahatsızlığı en çok gördüğümüz hastalıklardır'' diye konuştu.
ÖLÜMCÜL ALERJİ
''Alerjik hastalıklar içerisinde en tehlikelisi 'ölümcül alerji' diye tabir edilen 'anafilaksi'dir'' diye konuşan Doç. Dr. Reisli, şunları söyledi:
''Özellikle ilaç alerjileri bu gruba giriyor. Penisilin, aspirin dahil tüm ilaçlar bu hastalığa neden olabilir. Anafilaksi riski toplumlarda 100 bin ile milyonda bir arasında değişmektedir. Sadece ilaçlar değil arı sokmaları besinler, balık ve fıstık, susam ile sağlık çalışanlarında lateks alerjisi de bu gruba girer. Herhangi bir ilaç ya da gıda ile temas sonrası bir saat içerisinde görülen ve hastanın solunum, kalp, beyin, deri, mide ve bağırsak sistemini etkileyen, tansiyonu hızla düşüren durumlara acil müdahale gerekmektedir. Aksi takdirde bu tip alerjik rahatsızlıklar ölümle sonuçlanabilir.''
BİLEZİK VEYA KÜNYE HAYAT KURTARABİLİR
Doç. Dr. İsmail Reisli, ölümcül alerjik hastalık riski bulunanların alerjilerinin türünün yazılı olduğu bir künye veya bilezik takmalarının çok önemli olduğunu vurgulayarak, ''Özellikle acil durumlarda ve hastanın şuurunun açık olmadığı hallerde, bileziğin veya künyenin iç kısmına bakılarak doğru ve zamanında müdahale yapılabilir. Böyle durumlarda doktor arkadaşlarımız mutlaka bilezik veya künyeleri kontrol etmelidirler'' dedi.
Alerjik hastalığın etkilediği organa yönelik tedavi yapılabildiğini anlatan Reisli, astımı olan kişinin solunum yollarına, saman nezlesi olan kişinin ise burnuna yönelik ilaç tedavisi uygulandığını ifade etti.
Son yıllarda üretilen bazı ilaçlarla tedavide önemli aşama kaydedildiğini vurgulayan Reisli, ''Ancak alerjinin ilaçla tedavisi yerine alerji yapıcı maddeden uzaklaşması, temas etmemesi, yani hastanın eğitimi, tedavide başarının temelini oluşturur'' diye sözlerini tamamladı.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara