Suriye'den Başbakan Erdoğan’a mektup
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın gerçekleştireceği Suriye ziyareti öncesi Suriye Adalet ve Kalkınma Hareketi’nden başbakana bir uyarı mektubu geldi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-21 00:49:00
Başbakan Erdoğan’a yarın Suriye’ye gerçekleştireceği resmi ziyaret öncesi Suriye’den mesaj geldi. Suriye Adalet ve Kalkınma Hareketi başkanından gelen bu mektupta, Türkiye’nin son zamanlardaki açılım adımları taktirle karşılanırken nasıl olup da böyle demokrat, özgürlükçü bir partinin totaliter diktatör bir rejimle ittifaka kalkıştığı soruluyor. Suriye rejiminin, halk üzerinde kurduğu çeşitli baskılara değinilerek, başbakan Erdoğan Suriye halkına kulak vermeye çağırılıyor. Yoksa bu halkın Türkiye’ye karşı hiç de iyi hisler beslemeyeceğine dikkat çekiliyor.
İşte başbakan Erdoğan’ın şahsına hitaben yazılan mektubun metni :
Suriye Adalet ve Kalkınma Hareketi
Sayın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan,
Es-selamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh
Ve sonra,
Bu mesajı zatınıza yazıyorum ve hepimiz kardeş Türkiye’nin her düzeydeki olağanüstü başarılarından gurur duyuyor, Türkiye’nin Ortadoğu’da demokrasi ve insan hakları değerlerinin yayılması için bir vaha olmasını arzu ediyoruz.
Sayın Başkan bilmelisiniz ki; onbinlerce Suriyeli aileleri ile birlikte, size komşu Suriye’deki totaliter diktatörlük rejiminden dolayı 30 yıldan fazla bir süredir ülkelerinden zorla sürülmüş durumda gurbet hayatı yaşıyor. Bunu size yazıyorum zira Suriye’nin tamamı zalim baskıcı bir çetenin yönetimi altındaki büyük bir hapiste. Toplu mezarlar, Suriye rejiminin kurbanı masumların cesetleriyle dolu. Size yazıyorum ve on binlerce aile hala akrabalarının sonunun ne olduğunu öğrenmek için bekliyor. Size yazıyorum ve Suriye’nin vücudu, yaralarıyla ağırlaşmış durumda. Bu rejim, zorluğa düşürmediği hiçbir aile bırakmamıştır.
Burada Sayın Başkan sizlere, Suriye rejimi ile muamelenizde, Suriye ve Türkiye halkına hizmet, komşu hakkına vefa ve gelecek nesillere umut adına faydalı olabilecek bazı gerçekleri sunmak istiyorum:
1- Suriye 1963 yılından beri olağanüstü hal yaşıyor. Ülkeyi, en baskıcı, zalim ülkenin ulaşamadığı makama ulaşarak kendisini devletin ve toplumun liderliğine getiren Baas Partisi yönetmektedir. İkincisi anayasa askıda, yargı da tatilde; binlerce insan yargılanmaksızın onlarca yıl hapse atılıyor.
Yapılan yargılamaların hepsi şekilsel. İnsan haklarıyla, onuruyla ve en basit insani yargı şartlarıyla yakından uzaktan ilgisi yok.
2- Arap Körfez ülkelerinden faydalanan Suriye rejimi aynı zamanda genel olarak Arap bölgesinde özel olarak da Suriye ve Lübnan sahasında İran’a varlık gösterme imkanı sunmuştur. Şam, İran nüfuzunun Arap bölgesindeki takipçileriyle buluşma ve bu buluşanların geçiş noktası olmuştur. İran’ın Suriye’de karar alma kurumlarına nüfuz etmesi, Suriye rejimini İran rejimine bağlayan stratejinin boyutunun delilidir. Aynı zamanda Suriye’nin, aralarında Türkiye de olmak üzere kalan ülkelerle sabit olmayan değişken ilişkilerine karşılık, bu ilişkinin Suriye’nin siyasetinde sabit olduğunun kanıtıdır. Rejim, ziyaretçilerini geçerli bir bedel karşılığında bu bağı koparmaya hazır olduğuna ikna etmeye çalışıyor.
3- Onlarca yıldır Suriye rejimi, Suriye muhalefetiyle uzlaşmayı ve onu bir gerçek olarak kabul etmeyi reddediyor. “Şam Bildirisi”ne imza atan liderlerden birçoğunu, haklarını birer vatandaş olarak barışçıl yollarla istemiş olmalarına karşın hapse attı. Suriye rejiminin sorunu sadece Suriye muhalefetiyle değil aynı zamanda her kesimiyle Suriye halkıyladır.
4- Türklere uzun zaman düşmanlık yapan bu rejim şimdi dar çıkarlarına hizmet etmesi için dostluk ve iyi ilişkiler kurmak istiyor. Yoksa gayesi Suriye halkına hizmet değil. Eğer siz bunun yardımlaşma ve açılım kapısı olmasını istiyorsanız bu Suriye halkıyla olmalıdır. Siz, insan haklarına saygı gösteren demokratik bir partisiniz ve nasıl oluyor da demokratik bir parti totaliter diktatör bir rejimle ittifakı kabul edebiliyor anlamıyorum. Bu, sizin kendilerine düşman bir rejimle ittifak kurmanız karşısında Suriye halkında -aynen Irak halkında eski Irak rejimini desteklemelerinden ötürü Arap ve komşu halklar karşısında oluşan hassasiyet gibi- aşırı hassasiyete yol açacaktır.
5- Halkları yaşatan sadece ekonomi değildir. Biz Suriyeliler olarak Türkiye’nin açılımının Suriye’ye, hürriyetlerin, insan haklarının, basın özgürlüğü ve demokrasinin yayılması tecrübesinin yayılması aracılığıyla uzanmasını istiyoruz. Aralarında Suriye ve Türkiye de olmak üzere ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari açılımın, parasal dolaşımın, siyasi hürriyet ve siyasi açılımın olmadığı bir ortamda verimli olması mümkün olamaz. Aynı şekilde rejimin ve yolsuzluk araçlarının Suriye ekonomisi üzerindeki hakimiyeti, en iyi, dürüst iş adamlarının kovulması, yolsuzluk ustalarının kayırılması ve Suriye ekonomisinin ne yazık ki Türkiye kapağı altında zulme maruz kalması gölgesinde de mümkün değildir.
Sonuç olarak senin, halkına düşman bu rejime geniş umutlar bağlamamanı temenni ederim. İkinci olarak da net, pratik adımlar atılması şartına bağlı işbirliği ve diyaloğa dayanmanı umarım. Seni Suriye halkına güvenmeye çağırıyorum. Çünkü rejimler, iktidarlar gider ancak kalıcı ve ebedi olan halklardır.
Bizler, vatandaşlarının haklarına ve onuruna saygıda dünya ülkelerinin başını çeken yeni bir Suriye inşa etmek için çalışıyoruz. Öyle bir Suriye ki dünya halkları arasında layık olduğu yeri alabilmesi için kendisine ve diğerlerine karşı dürüstlüğüyle tüm dünyanın saygısını kazanacak, vatandaşlarına özgürlük ve adalet sağlayacak olan halkının yaratıcı enerjilerini serbest bırakacak.
En içten saygılarımızla buyrun.
Suriye’deki Adalet ve Kalkınma Hareketi Başkanı Enes El-Abduh
20.12.2009 / Pazar
SON VİDEO HABER
Haber Ara