Felaket tüm dünyayı bulacak

Hamza Muhammed / Timeturk

Arap gazeteleri bugün Amerika’nın İran askerlerinin Irak’ın Fekke petrol sahasını işgal edip bayrak dikmesini bir “iç mesele” olarak değerlendirmesi, bununla beraber Yemen’deki Husilere karşı belirsiz tavrı ve aldığı bu konumların Körfez ülkelerinde sebep olduğu endişe dile getiriliyor. Diğer yandan Filistin’de Hamas ve Fetih hareketlerinin Siyonist düşmana karşı birleşmek yerine birbirlerine girmesi eleştirilerek bu yolda devam etmelerinin halkın kendilerine karşı ayaklanması sonucunu doğuracağı ifade ediliyor. Kopenhag zirvesi de gündemde yerini korumaya devam eden bir diğer konu. Kopenhag zirvesinden çıkan şekli antlaşmanın bağlayıcı bir yönü olmadığı ancak zararı zengin fakir tüm ülkelerin çekeceği, en iyi ihtimalle fakir ülkelerin doğal felaketlere maruz kalacağı belirtiliyor.

Londra’dan yayımlanan El-Hayat gazetesi yazarlarından Davut El-Şiryan bugünkü “Amerika’nın konumu ve Fekke” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor: “Amerika’nın tasarrufları güven verici değil. Körfez ehlinde “antlaşma saplantısı” günden güne artmaya başladı. Bu saplantı, Amerika’nın İran’ın Irak’taki Fekke sahasını işgali karşısındaki konumundan sonra kendini iyice gösterdi. Petrol kaynaklarının korunmasını, uluslar arası güvenlik için “hayati” bir mesele olarak gördüğünü söyleyen Washington, 1990 yılında Kuveyt’in petrol kuyularını Irak işgalinden kurtarmak için filolarını hareket ettirmişse de bu sefer İran’ın Irak kuyusunu işgalini bir iç mesele olarak nitelendirdi. Bununla beraber Amerikan yönetimi, Saddam Hüseyin rejimini düşürmek için milyonlarca dolar harcadı ve onlarca askerini kaybetti. Sonra da Irak’ı İran rejimine bedavaya; hediye olarak sundu. Aynı şekilde Yemen’deki, Tahran’ın nüfuzunu artıran ve bölgenin güvenliğini tümüyle tehdit eden Husi ayaklanmasına karşı da belirsiz davranıyor.

Amerika’nın Husi ayaklanmasına karşı belirsiz bir tavır takınmasının sebebi evrakların karışmasından ve isyancılarla El-Kaide Örgütü arasında bir ittifak oluşturulmasından duyduğu korku olabilir. Ancak İran’ın Irak’ta emellerinin yürütülmesi politikası başka bir mesele. Bununla beraber İran’ın Irak’taki nüfuzu yeni bir şey değil. Aksine Bağdat düştüğünden beri İran, bu ülkedeki işlerin idaresini içten yürütüyor. Fekke kuyusu olayı sanki şimdiki işgalciden gelecekteki işgalciye bir ruhsat gibi geldi. Acaba Washington Irak-İran savaşı esnasında Saddam rejimiyle yaptığı hatayı tekrar etmenin sadedinde mi? Yoksa olan ve olmaya devam edenler Körfez polisinin beklenen rolünü yerine getirmesi için yapılan hazırlığın bir parçası mı?”

Fetih-Hamas kavgası utanç verici hal aldı

Londra’dan yayımlanan El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugünkü “Fetih ve Hamas’a karşı intifada çağrıları” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Filistin iç durumları, kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde uçuruma doğru sürüklenmeye başladı. Bu kötüye gidiş Filistin’in temel iki siyasi denge kutbu Fetih ve Hamas arasındaki büyük anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor.

Ulusal uzlaşma meselesi hususunda iki taraf yetkilileri arasındaki utanç verici atışmaları ve her iki tarafın Batı Yaka ve Gazze’de birbirlerinin kadrolarından şahısları karşılıklı tutuklamasını izleyenler utanç ve alçaklık hissediyor.

Dün Fetih Hareketi’nin merkezi komisyon üyesi ve Filistin genel meclisindeki parlamento kitlesinin başkanı Azam Ahmet bey, Gazze Şeridi’ndeki Hamas Hareketi hükümetine karşı başını Fetih hareketi ensarının çekeceği bir halk ayaklanması (intifada) çağrısında bulundu. Gerekçe olarak da Hamas hükümetinin, bölgesel ve dış baskılar sebebiyle Filistin uzlaşma çabalarını başarısız kıldığını gösterdi.

Hamas hareketi Yahya Musa El-Kıyadi’nin dilinden bir bildiri yayımlayarak Fetih hareketine misilleme bir cevap göndererek halkı, Abbas sultasının birimlerinin, CIA’in yardımı ve önderliğindeki uygulamaları esnasında Filistin halkı evlatlarının çektikleri nedeniyle Batı Yaka’da Fetih Sulta hükümetine karşı ayaklanmaya çağırdı.

Evet intifada gerekli. Ancak İsrail işgaline ve bu işgalciyle yardımlaşan herkese karşı. İntifada, tüm Filistinli grup ve kitleleri arkasında toplayıp İsrail’in ırkçı ve yerleşimci uygulamalarını tüm dünyanın önüne sermelidir.

Bizler Fetih ve Hamas hareketlerini bu esef verici anlaşmazlıklarını devam ettirip Filistin halkının gerçek düşmanı İsrail’i unutmaları hususunda uyarıyoruz. Yoksa sonunda tüm Filistin halkını kendilerine karşı ayaklandıracaklar. Terazi artık doldu. Bu üzücü durumu kaldıramıyor.”

Felaket tüm dünyayı bulacak

Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayımlanan Daru’l Haliç gazetesi bugünkü “Kaybeden fakirler” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Kopenhag zirvesi şekilsel bir ittifakla sona erdi. Çünkü büyük devletlerin, şekilsel bir başarı elde etmeden ülkelerine dönmeleri oldukça zordu. Bunun tüm sebebi ise “kral çıplak değil” sözünde gizli. En büyük zararı gören gelişmekte olan ülkelerin temsilcilerinden çok azı “kral çıplak” demeye cesaret edebildi. Diğerleri ise maruz kaldıkları baskılardan ve basit ticari antlaşmalarla kandırılmalarının ardından konum değiştirdi.

Anlaşmadaki şekilselliğin sebebi ülkelerin heveslerine boyun eğmiş olmasıdır. Yani bu anlaşma ülkeleri hiçbir şekilde bağlamıyor. Dünyanın sınırları yeryüzünü sürekli emisyonlardan kurtaramaz. Aksine daha çok artmasına yol açacak ve birçok bilim adamının tahmin ettiği doğal felaketlere daha hızlı sürükleyecektir. Ancak doğal felaketler dünyanın her tarafına adil bir şekilde yayılmayacak. Sıcaklık artışının iki santigrat derecenin altında dengede tutulmaya çalışılması Afrika’da 3-3 buçuk santigrat derece arasında olacağı anlamına gelir.

Bu dar görüşlü bir başarıdır. Çünkü kirlilik birikimi çevrenin ekolojik dengesini bozabilir. Bu da zenginiyle fakiriyle tüm dünyanın çevre felaketleri ortasına atılmasına yol açar. O vakit maliyet insani olacak. Yani tümüyle yeryüzü, her çeşit yıkıma açık durumda en kötü halini yaşıyor olacak. Ya da en iyi ihtimalle sadece fakir ülkeler felaketlere açık olacak.

Felaket tüm dünyayı bulacak

Arap basınında bugün İran’ın Fekke sahasını işgali karşısında ABD’nin konumu, Fetih-Hamas kavgası ve Kopenhag zirvesi gündeme geliyor.