Dolar

34,8656

Euro

36,6613

Altın

3.038,07

Bist

10.058,47

Müslümanlar düşman değil

Pulitzer ödüllü gazeteci Paul Moses son kitabı The Saint and The Sultan'a ait detayları anlattığı toplantıda "Bir inancı tanımadan onun hakkında kötü konuşmayın" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-18 13:09:00

Müslümanlar düşman değil
Pulitzer ödüllü gazeteci Paul Moses, dünya çapında dinlerarası diyaloga açık girişimler olduğunu belirterek, "Bence en önemli olan bir inancı tanımadan onun hakkında kötü konuşmamak, şeytanlaştırmamaktır. Bu anlayış herkes için iyi bir başlangıç olabilir. The Saint and The Sultan kitabını yazarken Aziz Francis'ten öğrendiğim de bu oldu. Aziz Francis'in etrafındaki herkes, Müslümanları düşman olarak görüp kötülerken o tek bir negatif şey dahi söylemiyordu." dedi.

Gazeteci Paul Moses, son kitabı The Saint and The Sultan'a ait detayları Türk Kültür Merkezi (TCC) New York'ta okurlarıyla paylaştı. Hıristiyanlarla Müslümanlar arasındaki diyalogun en önemli dönemlerinden biri olan ve 5. Haçlı seferi sırasında Assisili Aziz Francis ile Mısır Sultanı Malik El Kamil arasındaki yaşananlarla birlikte o dönemi anlatan kitap, İslam dünyasının en önemli fikir adamlarından Seyid Hüseyin Nasır'ın da övgüsünü alan bir eser olarak biliniyor.

KİTABI 11 EYLÜL'ÜN ARDINDAN YAZMAYA KARAR VERDİ

New York Şehir Üniversitesi'nde gazetecilik dersleri veren Paul Moses, önceki gün son kitabı hakkında gazeteci Aydoğan Vatandaş'la birlikte konuklardan gelen soruları cevaplandırdı. "Haçlı seferleri, İslam ve Assisili Francis'in Barış Misyonu" alt başlığını taşıyan kitabı, 11 Eylül saldırılarının ardından yazmaya karar verdiğini anlatan Moses, "Hıristiyan ve Müslümanlar arasındaki diyalog faaliyetleri çok yeni bir faaliyet değil. Assisili Aziz Francis ile Mısır Sultanı Malik El Kamil arasındaki görüşmeler çok bilinmeyen bir süreçti. 11 Eylül'ün ardından Hıristiyan âlemi ile Müslümanlar arasında yüksek bir tansiyon vardı. O dönemde okuduğum The Little Flowers of St. Francis adlı eser, The Saint and The Sultan'ın yazılmasına neden oldu diyebilirim. 5. Haçlı seferine katılan ve savaşın ortasında Müslüman bir Sultan ile diyalog kuran Aziz Francis'in yaşadıkları ilginçti. Tarihi bir gerçek olmakla birlikte sıra dışı bir olaydı. Bu düşünceyle kitabı yazmaya başladım." diye konuştu.

Aziz Francis'in Hıristiyanlar arasından özel bir yeri olduğunu kaydeden Moses, "Aziz Francis'in bugün hala çok tanınmasında son derece nazik, barışsever, mütevazı olmasının çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorum." dedi.

11 Eylül ve devamında yaşananları gazeteci olarak takip ettiğini anlatan Moses, uzun bir süre "gerçek inanç nedir?" diye düşündüğünü de ifade ederek, "Sultan Malik ve Aziz Francis, bize gerçekten kendi inançları adına gerçeği anlatan karakterler. İkisi de, dinlerinin ilk doğduğu dönemdeki saf anlayışı bize hatırlatıyor." ifadelerini kullandı.

Aydoğan Vatandaş tarafından, "Kitabınızda çok pozitif bir İslam ve Sultan Malik portresi var. Bu konuda herhangi bir olumsuz eleştiri aldınız mı?" sorusunu ise Moses, şöyle cevapladı: "Henüz bir eleştiri almadım ve bundan dolayı da mutluyum. Biz gazeteciler, iktidarda olanlara ve yaptıklarına şüpheyle bakarız. Sultan Malik'e de bu gözle baktım. Sultan gerçek çok özel bir kişilik. Öyle olmasaydı 40 yıl iktidarda kalamazdı. Sultan'ın dini inancının onu şekillendirdiğini düşünüyorum."

Aziz Francis ile Sultan Malik'in yaşamını son derece detaylı incelediğini anlatan Moses, bir asker olarak Aziz Francis'in, büyük bir savaş sarsıntısı yaşadığını belirterek, "Aziz Francis, yaşadıklarını sorgulayarak kendine yeni bir kimlik bulmuştu. Hıristiyanlığı anlatmanın yolunun barıştan geçtiğini ifade ederek, bu düşünce ile Sultan'ın karşısına çıkıp onu Hıristiyanlığa davet etmişti. Sultan'ın dinini değiştirmesine vesile olarak savaşı bitirmeyi düşünüyordu; fakat bu olmadı çünkü Sultan Malik iyi ve inançlı bir Müslüman'dı." dedi.

İki önemli ismin ne konuştuklarına dair bir doküman bulunmadığını belirten Moses, kitabı yazarken bu döneme dair herhangi yazılı bir belgenin olmamasının da kendisini sıkıntıya soktuğunu ifade etti. Paul Moses, "İkili arasındaki konuşmanın tam olarak nasıl olduğunu bilmek mümkün değil. Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında o dönemde ticari ilişkiler olduğunu biliyoruz. Ticari ilişkilerin gelişmesi Sultan Malik tarafından da destekleniyor. Aziz Francis, Sultan Malik ile görüşene kadar Müslümanlar hakkında çok da bir şey bilmiyordu. Sultan Malik ise bu konuda daha tecrübeliydi. Mısır'daki Hıristiyan cemaatle diyalogu vardı ve farklı inançlara saygı duyuyordu." diye konuştu.

Program katılımcılarından Mehmet Kılıç tarafından yapılan bir yorumdan yola çıkarak, Kudüs'ün Müslümanlar tarafından alınışını anlatan 'Cennetin Krallığı' (Kingdom of Heaven) filminin yaşananları tam anlamıyla anlattığını kaydeden Moses, "Filmi seyrettiğimde, işte bu dedim! Kitabı yazarken yaşananların hayalini kurmaya çalışıyordum." şeklinde belirtti.

"Kitabınızdan çok iyi bir film çıkabilir" şeklinde gelen yorumlardan memnuniyet duyan Moses, "Oğlum senaryo yazarı, henüz bu konuda bir teklif yok; ama olabilir." diyerek değerlendirdi. Soruların ardından kitabını imzalayan Paul Moses, konuklarla uzun süre sohbet etti.

(CİHAN)
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara