Erdoğan:''Yoksulluk bitmezse terör de bitmez''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelenin birçok boyutu olduğunu belirterek, 'Siz orada binlerce değil milyonlarca Mehmetçiği vazifelendirip ama yoksulluğu tüketemiyorsanız terörü de tüketemezsiniz' dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-17 16:04:00
Hiç bir şeyin milleti bu kutlu yürüyüşünden alıkoyamayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Tarih boyunca nice badireler atlattık, nice engellerle karşılaştık. Allah'ın izniyle hepsini aştık, bugün de aşarız, yarın da aşacağız yeter ki bu özgüvene sahip olalım yeter ki çözebileceğimize inanalım, yeter ki bir olalım, birlikte olalım beraber olalım. Yeter ki kardeşliğimizi, uhuletimizi, dayanışmamazı muhafaza edelim. Allah aşkına burada Konya'da soruyorum; 30 yıldır bu ülkede devam eden terörden kim kazandı? Türk mü kazandı, Kürt mü Alevi mi Sünni mi kim kazandı? Doğu mu Batı mı kazandı kim kazandı? Kimin kazandığını ben sizlere söyleyeyim silah satan, mayın satan kazandı, uyuşturucu pazarlayan kazandı. Gençlerin kanıyla beslenenler kazandı, şehitleri, dağa çıkanları istismar edenler kazandı. Peki kim kaybetti sen kaybettin ben kaybettim gençler kaybetti gençlerin anneleri, babaları, eşleri masum yavruları kaybetti. Ülke kaybetti, millet kaybetti.'
BÜTÜN İMKANLARIMIZI SEFERBER EDEREK MÜCADELE EDECEĞİZ
Başbakan Erdoğan, 'Akıl, mantık, vicdan ve insaf sahibi bir insan bu manzaranın, tablonun böyle devam edip gitmesine rıza gösterebilir mi?' diye sorarak, şunları söyledi:
'Bu durum böyle devam edebilir mi? Bu statüko bu şekilde sürdürülebilir mi? Gençlerin ölümüne daha ne kadar tahammül edeceğiz. Elbette vatanımızı, canımız pahsına savunacağız, elbette terörle bütün imkanlarımızı seferber ederek mücadele edeceğiz. Şu anda Cudi de, Gabar'da Kato'da bütün bu dağlarda Aralık ayının karına, ayazına rağmen kahraman mehmetçiğimiz korucularımız, şehirlerde polisimiz, jandarmamız fedakarca vazife yapıyorlar ama gelinen noktada terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle başarıya ulaşmayacağı açıkça ortaya çıkmıştır.'
TERÖRÜ TÜKETEMEZSİNİZ
Terörle mücadelede başka tedbirlerin alınmasının, terörle birlikte terörü doğuran nedenlerle de mücadele edilmesinin artık saklanamaz bir gerçeğe dönüştüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
'Siz orada hem modern silahları kullanıp, en gelişmiş teknolojiyi seferber edip ama demokratik standartlarınızı yükseltemiyorsanız, insanınıza en geniş manada hak ve özgürlükleri temin edemiyorsanız terörü bitiremezsiniz. Siz orada binlerce değil milyonlarca Mehmetçiği vazifelendirip ama yoksulluğu tüketemiyorsanız terörü de tüketemezsiniz. Nitekim bunların da tüketildiği ülkelerde terörü görüyoruz. Yani terör, bütün bunların olmasına rağmen biter, sıfırlanır diye bir şey yok. Çünkü nemalanmak isteyenlerin, bazı grupların bunları ortaya çıkardığı, meydana sürdüğü olaylardır. Ülkenin tüm kaynaklarını, tüm enerjisini oraya sevk edin ama gönülleri yapamıyorsanız, o insanları kazanamıyorsanız bir katre bile yol alamazsınız.
İşte şimdi biz diyoruz ki farklı adımlarla farklı yollarla bu işi çözmemiz lazım. Bizim yaptığımız terörle topyekun mücadeledir. Çok boyutlu mücadeledir.'
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TEZLERİNİ ORTADAN KALDIRMAMIZ GEREKİYORDU
Terörle mücadelenin diplomasi ayağı da olduğunu vurgulayan Erdoğan, 7 yıldır uluslararası her platformda terörü, teröre verilen destekleri anlattıklarını ve teröre destek verenleri uyardıklarını kaydetti. Bu desteklerin büyük ölçüde kesildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu işin ekonomik ayağı da bulunduğunu bildirdi. Erdoğan, bölgenin ihtiyaçlarını gidermek için 7 yıldır önemli yatırımlar yaptıklarını dile getirerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki yatırımların 15 katrilyon liraya yaklaştığını söyledi.
Cumhuriyet tarihi boyunca bu bölgelere bu tür yatırımların yapılmadığını ifade eden Erdoğan, 'Bunu biz yaptık. Niçin? Çünkü terör grupları son 30 yıldır bunu ağırlıklı olarak istismar ediyordu. Ne diyordu? 'Devlet sana okul, hastane, yol yaptı mı? Suyun var mı? Alt yapın var mı?' Bunu söylüyorlardı. Bunu istismar ederek halkı yanlarına çekiyorlardı. Dağa böyle çıkardılar o insanları. Onun için bizim, bu tezlerini ortadan kaldırmamız gerekiyordu. İşte bu adımları attık.
Bu işin kültürel ayağı var. Bölge insanının taleplerini dinledik. Mağduriyetlerini gidermek için samimi çaba içinde olduk. Bu işin psikolojik boyutu var, sosyal boyutu var. Oradaki insanımızı kazanmak için 7 yıl boyunca gayret gösterdik. 7 yıl boyunca hazırlıklarımızı yaptık, süreci olgunlaştırdık, zemini hazırladık ve çözüm için artık somut adımlar atmaya başladık.'
ŞU BAŞLIĞA İNSAN NASIL KARŞI ÇIKAR?
Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmanın manidar olduğunu ifade ederek, 'Ama ne dediler? 'Peki 2005'den bu yana neredeydin?' Siz neredeydiniz? Biz orada işaret fişeğini attık ve o günden bu yana çalışıyoruz. Son derece samimiyiz, hasbiyiz. Milli birlikten ve kardeşlikten başka hiçbir kastımız yok ama bu ülkeyi maalesef bu kardeşliğe, bu birlik ve beraberlik iklimine kavuşturmak istemeyen siyasiler de var, odaklar da var. İçeride de var, dışarıda da var' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bu ülkeyi huzura kavuşturmaktan, bu ülkenin istikrar ve güven ortamını kuvvetlendirmekten, kardeşliğimizi daha da pekiştirmekten başka hiçbir gayesi olmayan iktidarımıza karşı direnç koyma gayreti içerisinde olanlar da var. 30 yıldır 300 milyar dolar kaynağımız terör yüzünden heba oldu. Bu sorun zamanında çözülebilseydi, zamanında görülüp tedbir alınabilseydi bu imkanlarla Türkiye neleri başarabilirdi? Bu kaynaklarla ne kadar yol, ne kadar okul, ne kadar fabrika, baraj yapılabilirdi? Şimdi şuraya Konyalı kardeşimin dikkatini özellikle çekiyorum; biz bu yola çıkarken birlik, beraberlik, bütünlük ruhuyla çıktık. 'Böyle bir milli meseleye, kardeşlik gibi böyle ulvi bir meseleye herkes omuz vermeli, katkı vermeli, destek olmalı' dedik ama ne oldu? Ne olduğunu görüyorsunuz, CHP bu işe yanaşmadı, MHP bu işe yanaşmadı. Böyle çok önemli bir ülke meselesinde kenara çekilmekle kalmadılar yapanı taşlamak, süreci baltalamak, zihinleri bulandırmak, topluma, ülkeye karamsarlık yaymak için de ellerinden geleni yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Yahu milli birlik, beraberlik kardeşlik projesine, şu başlığa insan nasıl karşı çıkar? Bu konuda ne söyleyeceksin, söyle... Neyin var söyle ama söyleyecekleri bir şey yok. Söylemediklerimizle, taahhüt etmediklerimizle bizi yargılamaya, bizi halkımıza o şekilde anlatmaya kalktılar ama benim halkım bu yalanları, iftiraları yutmaz.'
Başbakan Erdoğan, 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin bir siyasi partinin projesi değil, devlet projesi, aynı zamanda muhatabı millet olan bir süreç olduğunu vurguladı. Erdoğan, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na, halkın oyuyla iktidara gelmiş hükümetine hakaretler ediyorlar. Gergin, öfke ve nefret dolu bir dille ülkeyi gerginliğe sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar' dedi.
(AA)
SON VİDEO HABER
Haber Ara