Ünlü Hıristiyan blogcu Müslüman oldu
En ünlü Hıristiyan blogunun sahibi, sürekli İslam’ı eleştirmek için yazdığı blogunda sonunda İslam’a girdiğini ilan etti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-11 16:53:00
Ebedi Hayat isimli blogu kuran ve yazılarıyla sürekli İslam’a saldıran Mandolina İslam’la şereflendi. Ünlü blogun sahibi bundan önce yazdığı tüm yazıları askıya alarak neden İslam’a girdiğini açıkladı. Mısriyyun gazetesinin kendisini arayarak haberin doğruluğunu tekit ettiği blogcu “Maddi nimetleri kaybeden anlar. Manevi nimetleri ise ancak sahip olanlar anlayabilir” dedi.
En ünlü Hıristiyan blogun sahibi internet üzerinden İslam’a girdiğini ilan etti. Daima İslam’ı eleştirdiği blogunda bu sefer Müslüman olduğunu yazan Mandolina isimli blogcu bir buçuk yıldır iç çatışma yaşadığını ve bu çatışmanın doğru yolu bulmasıyla sona erdiğini ifade etti.
Blogcu Mandolina geçtiğimiz Pazar günü “Ebedi Hayat” isimli blogunda bundan önce İslam’a saldırmak için yazdığı tüm konuları askıya alarak İslam’a girmesinin sebeplerini açıkladı.
Mandolina blogunda şöyle dedi; “Orada bilinen hikmetli bir söz vardır: Sağlık, sağlığı yerinde olanların başında bir taçtır. Bunu hastalardan başkası göremez. Bu, doğal bir şey. Sağlık, çocuk, para ve bunun gibi bedensel; hissedilen nimetlere sahip olduğumuzda onları ancak kaybedersek fark ederiz.
Ancak ruhsal ve zihinsel nimetleri ancak sahip olanlar bilebilir. Subhanallah; hidayet nimetini Allah’ın hidayet verdiği kimseden başkası bilemez. Akıl nimetini de Allah’ın akıl verdiği kimseden başkası, ilim nimetini Allah’ın ilim verdiğinden başkası bilemez.
İslam nimetini de aynı şekilde Allah’ın kendisine nasip ettiği kimseden başkası bilmez.
11 gün önce İslam’a girdim. (Pazar günü sabah ezanı vakti karar verdim ve şehadet getirdim).
O günden beri “elhamdulillah” kelimesinin başka anlamlarını idrak ettim. Bu sözü tekrar ettikçe ruhumla beraber göğe çıktığını hissettim.
Önceden de elhamdulillah diyordum. O zaman bu sözü dediğimde aklıma para, sağlık, aile, ev gibi maddi nimetler aklıma geliyordu. Ancak şimdi bu sözün hidayete erenlerin dışındakilerin hissemedeyeceği manevi anlamlarını fark ediyorum.
Öyle bir dönemden geçtim ki halim, çok soğuk ve kapkaranlık bir gecede dalgalarla dolu bir denizin ortasına düşmüş, nereye gideceğini bilmeyen, kendisini kurtarmaya çalışan bir insan bulunduğunu müjdeleyecek bir ışık dahi göremeyen kişi gibiydi. Umutsuzluğun zirvesinde Allah seni kurtarmak için nimette bulunuyor. İşte o vakit sadece iki kelime söylüyorsunuz: Elhamdulillah.
O vakit hayatınız sadece iki kelimeye denk geliyor. O iki kelimenin büyüklüğünü insanlar keşke bilseydi.”
Mandolina açıklamalarına şöyle devam etti: “Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resulullah ve Mesih de Allah’ın resulü. O bir insan. Lahut ya da Allah’ın yerdeki görüntüsü değil. Haşa, Allah bize görünmek için bir cesede bürünecek değildir. Bu zayıflıktır. Oysa Allah güçlüdür, kudret sahibidir. İstediğini yapmak için vücuda gelmeye ihtiyacı yoktur. Aksine bir şeyin olmasını istediğinde “ol” demesi yeterlidir. Allah tüm insanları cennete sokmak isterse bunu yapmaktan aciz kalmaz. Tüm insanları helak etmek isterse de onun istediğine kimse karşı koyamaz. O zaman O Kuddüs olduğu halde neden vücuda gelsin! O insanla karışmaz. Vücut şekli almaz. Bu, özetle benim imanım. O öyle bir iman ki aklım onu kabul etti. Gönlüm onda sekinet buldu. Ben değersiz bir varlıkken beni hidayete erdiren Allah’a hamdolsun. Ben karanlıktayken yolumun karanlığını aydınlattı, kaybolmuşken yolu gösterdi.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara