Arınç'tan 7 şehitle ilgili çarpıcı yorum
Habertürk'e konuşan Bülent Arınç 7 şehitle ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu. Arınç'a göre eylem belli bir merkezden, akıllıca planlanmış olabilir.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-09 17:06:00
Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Terör örgütlerinin birinci gıdası propagandadır.
Bu propagandayı artıracak, haklı kılacak yayınlar yapmamalıyız. Biz de siyasetçiler olarak konuşmalarımızda bunlara destek vermemeliyiz'' dedi.
Arınç, Habertürk televizyonunun canlı yayınına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
''Son yaşanan gelişmelerin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı ziyaretlerini keserek yurda dönmesi gerektiği yönünde görüşler olduğunun'' hatırlatılması üzerine Arınç, bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Bülent Arınç şöyle devam etti:
''Dün, sayın liderleri ben de dinledim, çok ağır ifadelerle hükümete hücum ediliyor. 'Hıyanet' sözünü kullanıyor bu 'hıyanet' sözü belki Türkiye'de 72 milyonda bir kaç kişinin ağzına yakışabilir ama deneyimli bir siyasetçinin, bir ana muhalefet partisinin liderinin ağzına hiç yakışmıyor. Bunu defalarca söyledim ama bunu hükümeti en çok yıpratma konusunda en çok elverişli bir kelime olarak bunu Sayın Baykal fütursuzca kullanıyor. Aynı sözü kendisine karşı kullananlar da çıkabilir, kusura bakmasın. Bu söze biz müstahak değiliz, o da müstahak değil. O da vatanını seven bir siyasetçi. Bizim bu eylemlere hak verdirecek hiç bir işimiz yok. Biz Türkiye'nin huzurunu, birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü öngören bir sürecin içerisinde vazifemizi yapmaya çalışıyoruz. 'İhanet' kolay affedilecek ve hazmedilecek bir söz değildir. Ne Sayın Bahçeli'ye ne Sayın Baykal'a bu tür ithamları ben doğrusu yakıştıramıyorum.''
Başbakan'ın ziyaretini kesmesini istemeyi popülist bir yaklaşım olarak değerlendiren Arınç, hükümetin başbakan vekili, bakanları, güvenlik güçleri ve bürokratları ile işin başında olduğunu, hiçbir eksiğin bulunmadığını söyledi. Arınç, ''Bu ne zaman görülmüştür ki Sayın Başbakan dışarı çıktı, 'gel bakalım içeriye' denilsin? Böyle bir olay ilk defa mı yaşanıyor Türkiye'de?'' diye sordu.
Bu görüşü ifade edenlerin olayın psikolojik yönünü de düşünmeleri gerektiğini anlatan Arınç, örgütlerin tek amacının toplumda korku yaratmak ve bedava propaganda yapmak olduğunu kaydetti. Arınç, '' Böyle bir eylem olacak Türkiye'de, biz her şeye hakimiz ama Başbakan da bütün programını keserek gelecek. Vallahi zil takıp oynarlar, 'gördünüz mü başbakanı bile Amerika'dan getirdiysek ses getiren bir eylem yaptık' diyebilirler'' şeklinde konuştu.
''Başbakan dönsün'' diyenlerin bunun toplumdaki karşılığının, ''Türkiye bu durumdayken Başbakan orada gönlünü eğlendiriyor'' şeklinde olmasını beklediklerini, ancak böyle olmadığını bildiren Bülent Arınç, ''Doğrusu gönlünü eğlendirmiyor. Amerika'da yaptığı çok önemli çalışmalar var, Meksika'ya da 10 sene sonra ikinci bir ziyareti bu vesileyle gerçekleştirmek istiyor. Türkiye'de her şey elimizde, hiç kimsenin endişesi olmasın'' dedi.
-''BU KADAR BENZERLİK MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?''-
Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, son gelişmelerin ardından bazı DTP sözcülerinin, ''Açılım artık fiilen bitti'', Genel Başkan Ahmet Türk'ün de dünkü grup toplantısında, ''Biz parlamenter açıdan gerekli bütün desteği verdik, ona rağmen olmadı'' ifadesini kullandığı belirtilerek, ''DTP'den gerekli desteği aldığınıza inanıyor musunuz ve açılım çalışmaları gerçekten bitti mi?'' diye sorulması üzerine, bir siyasetçi olarak baktığında ''söylemlerde garip benzerlikler gördüğünü'' söyledi.
''Demokratik Açılım'' çalışmalarına CHP ve MHP'nin başından bu yana açık bir şekilde karşı durduklarını anımsatan Arınç, ''Şu anda geldiğimiz noktaya bakıyoruz, DTP de buna karşı, şu anda geldiğimiz noktaya bakıyoruz İmralı da buna karşı, şu anda geldiğimiz noktaya bakıyoruz PKK da buna karşı, eğer bu eylemle bir bağlantısı tespit edilebilirse... Bu kadar benzerlik mümkün olabilir mi? Ben MHP'de veya CHP'de siyaset yapan bir insan olsam 'biz kimlerle bir araya geldik, kimlerle aynı çizgiye düştük, ne maksatla ve ne için?' diye düşünmem gerekir. Yani bu kadar bir beraberlik söz konusu olmaması lazım'' diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir süre önce yaptığı bir konuşmada, ''Gerekirse biz de dağa çıkarız, 30 sene sürdü bu mücadele, 50 sene de biz sürdürürüz'' dediğini öne süren Arınç, kendi mensuplarını sokağa çıkmamaları yönünde sürekli ikaz eden bir lider olarak gördüğü Bahçeli'nin ''Dağa çıkarız'' sözünü garipsediğini kaydetti.
''Bir de baktık ki ondan 4 ay sonra Emine Ayna 'biz de dağa çıkabiliriz' diyor. Bir dağ beraberliği, böyle şey mümkün olabilir mi? Bir gariplik yok mu bu işte? Ben bunu garipsediğimi ifade etmek istiyorum'' diyen Arınç, özellikle CHP ve MHP'nin geçmişteki sözleriyle bugünkü yaklaşımlarının birbiriyle çeliştiğini savundu. Arınç, ''Doğrudan ilgili gördüklerini zannettiğimiz DTP, şunlar, şunlar, şunlar onlar da şu anda 'biz karşıyız' noktasına geliyorlar hatta Emine Ayna denen kadıncağız diyeceğim çünkü çok garip konuşmalar yapıyor, halbuki ben ona bir hanımefendi gözüyle bakmak istiyordum... 'Bizim için açılım bitmiştir' diyor, bu sözü söylerken de kahkahalarla gülüyor. Garip bir şey. O zaman ben 'yaptığımız iş doğrudur' diye inanıyorum'' şeklinde konuştu.
-''HALK DESTEĞİ GİDEREK KOPUYOR''-
Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Terör örgütü elebaşının cezasının affedilmesi ya da yeniden düzenlenmesinin söz konusu olup olmadığına'' ilişkin soru üzerine de bu talebi zaman zaman dile getiren sayısı çok da az olsa bir grup olabileceğini, 72 milyon insan içinden bunu dile getirenlerin çıkabileceğini, ancak hükümetin bu konuyu dikkate almadığını, kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Bu talebin konuşulmasını bile arzu etmediklerini, kendilerine de böyle bir talebin gelmediğini anlatan Arınç, ''(Demokratik Açılım) içerisinde de böyle bir konu söz konusu değil'' dedi. Arınç, DTP'nin de kendilerine böyle bir talepte bulunmadığını bildirdi.
''Sokak eylemleri ve bunlara ilişkin DTP'nin açıklamaları'' konusundaki soruyu da yanıtlayan Arınç, ''DTP'nin homojen bir parti olmadığını, içinde 'Demokratik Açılım'a ihtiyaç duyan iyi niyetli insanların yanı sıra bir taraftan da İmralı ve terör örgütüyle bağlantılı olduğunu herkesin gözüne sokmaya çalışanlar bulunduğunu'' söyledi.
Başta sürece destek veren DTP'nin şimdi ise ''bittiği'' yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatan Bülent Arınç, ancak hükümetin ''Demokratik Açılım''dan ne MHP'nin ne de DTP'nin tavrına bakarak vazgeçmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.
Medya'nın sokak eylemlerini yansıtırken hassas davranmasını da isteyen Arınç, ''Bütün şehir bu eylemleri yapıyor'' gibi bir yaklaşım içinde olmanın yanlış olduğunu söyledi. Bu eylemlerin küçük bir grup tarafından yapıldığını, halk desteğinin giderek koptuğuna dikkati çeken Arınç, ''Terör örgütlerinin birinci gıdası propagandadır. Bu propagandayı artıracak, haklı kılacak yayınlar yapmamalıyız. Biz de siyasetçiler olarak konuşmalarımızda bunlara destek vermemeliyiz'' dedi.
Güvenlik güçlerinin olaylara duyarlılıkla yaklaştığını vurgulayan Arınç, ''Diyarbakır'da olaylarda hayatını kaybeden üniversite öğrencisinin ölümüne'' ilişkin olarak da ölümden kim sorumluysa cezasını çekeceğini bildirdi.
Bülent Arınç, hem Diyarbakır'daki olaylarda yaşamını kaybeden üniversite öğrencisi hem de İstanbul'da molotof kokteyli atılan otobüste hayatını kaybeden genç kız için büyük üzüntü duyduğunu ifade ederek, eylemlerde çocukların kullanılmasından da büyük üzüntü duyduğunu anlattı.
Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Bu çocukları kötü emelleri için kullananlara yazıklar olsun'' dedi. Arınç, halka sirayet etmeyen, aralarında yetişkinler olsa da büyük ölçüde çocuklara taş attırılarak yapılan bir eylem türü olduğunu kaydederek, ''Biz meseleye hakimiz. Bu gösterilere kesinlikle müsaade edilmeyecektir ve artacağını da tahmin etmiyorum'' diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara