Altın nereye koşuyor?
Modern ekonomi tarihi boyunca yatırımcı ne zaman başı sıkışsa "batmaz" dediği can simidi altına koştu. Fiyatların artmasıyla yatırımcı altına koşunca bu kez altının nereye koştuğu sorulmaya başlandı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-05 10:44:00
Liberalizmin can damarı olarak kabul edilen ve ülkelerin para birimlerinin sahip oldukları altın miktarına endekslendiği altın standardı uygulaması ise 1929 Büyük Buhranı'na kadar sürdü.
İkinci dünya savaşı sonrasında ise altın standardı kaldırıldı, yerine Bretton Woods sistemi getirildi. Dünya ekonomisinin 1929'dan bu yana tanık olduğu en büyük kriz olan 2007 Küresel Kredi Krizi ise altını küçük yatırımcıdan büyük yatırım fonlarına kadar herkesin gündemine yeniden soktu. Kredi krizinin henüz patlak vermediği 2007'nin başlarında ons başına .... dolar olan altının fiyatında bu kez de "olmaz" denilen oldu.
Geçen seneye kadar bin doları aşıp aşmayacağı tartışılan altın bu haftayı 1227 dolar ile yeni bir rekorla kapattı.
Şimdi gözler fiyat grafiğinin daha nekadar zirveleri zorlayacağında.
Kimilerine göre 2010'da altın fiyatının 2 bin doları görmesi, iki sene içinde ise ibrenin 3 bin dolara dayanması işten bile değil.
Altında son dönemde kaydedilen hızlı yükselişte merkezlerin krizden kurtulmak için pompaladıkları bol likidite, hala devam eden sıfır faiz uygulamaları ve yatırımcının gideceği yön konusunda çok fazla seçeneğinin olmamasının etkisi büyük.
İsrail, Norveç ve Avustralya'nın başını çektiği faiz artırımı taraftarlarına karşı küresel ekonominin motoru ABD'de merkez bankası sıfır faizde ısrar ediyor.
ABD'nin ekonomik iyileşmeyi baltalamak endişesi ile sıfır faizden vazgeçmemesi ise yatırımcının yeni ve daha riskli varlıklara yüklenmesine sebep oluyor.
Merkez bankalarının trilyon dolarları bulan para enjeksiyonları ile piyasada dolaşan bol likiditenin yöneldiği varlıkların başında ise altın ve gelişmekte olan piyasalar var.
Bu aşırı ilgi ise piyasalarda yeni balonları şişirmeye başladı bile. Gelişen piyasalara sene başından beri 53 milyar dolar sıcak para girdi.
Yatırımcının her daim güvenli limanı olan altında ise sene başından beri görülen yükseliş yüzde 58,2 oldu. 25 Kasım'da Dubai'nin 60 milyar dolara yakın borcunu ödeyemeyeceği haberleri ile 1,146 dolara kadar gerileyen altın paniğin geçmesi ile bu hafta 4 gün üstüste rekor kırdı.
Talep patlaması yeni rekorlar getirir
Altın fiyatları bu hafta yeni rekorlar kırmaya devam ederken, yatırımcılar yükselişin ne kadar süreceğini merak etmeye başladı. Euro Pacific Capital kuruluşunun başkanı Peter Schiff gelecek talebi karşılayacak yeterli altın olduğuna inanmadığını çünkü altının sadece emtia olmadığını aynı zamanda para olduğunu söyledi.
Schiff, "Merkez bankaları sıfıra yakın faiz oranlarıyla para birimlerini ilgi çekici olmaktan uzak hale getirdiğinden, insanlar geleneksel yöntemlere başvuruyorlar, altın biriktiriyorlar. Bu da talebi patlatacaktır" diye konuştu.
Schiff7in CNBC'de yayımlanan açıklamasına göre altın fiyatları ABD Başkanı Barack Obama'nın görevinden ayrılmasından önce 5 bin dolara kadar çıkabilir.
Piyasa Stratejisti David Tice, altın fiyatlarının değerinin çok üzerine çıktığını, muhtemelen geri çekileceğini, ancak bu geri çekilmenin sadece geçici olduğunu kaydetti.
Gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sistemi dışındaki altın rezervlerinin sadece yüzde 2,2, gelişmiş ülkelerin ise yüzde 38 olduğunu ifade eden Tice, gelişmekte olan piyasaların bu rezervleri yüzde 5'e çıkarması durumunda altının rahatlıkla 2 bin-2 bin 500 dolara yükseleceğini kaydetti.
Tice, bugün altın satın alanların 2 yıl sonra "çok mutlu" olacaklarını belirterek, iki yıl sonra altının onsunun 3 bin dolara çıkmasını beklediğini söyledi.
Tocqueville Gold Fund Portföy Müdürü John Hathaway, gelecek üç yıl içinde altın fiyatlarının şu anki seviyesinin iki katına çıkabileceğini ifade etti. Hathaway, parasal varlıklarda kendilerini daha rahatsız hisseden yatırımcıların altına kaydığını ifade ederek, "Sadece dolar değil, dünya genelinde bütün parasal varlıklar kuşku altında" dedi.
Altın her zaman rüyaları süsledi
* İnsanlık tarihinde bugüne kadar 161 ton altın çıkarıldı. Bu miktar ancak olimpik bir havuzu doldurabilecek büyüklükte.
* Dünya genelinde var olan altının toplam değerinin 1 trilyon dolar civarında olduğu belirtiliyor.
* 11 Eylül saldırılarının bir gün öncesinde 1 ons altın 271 dolarken 2008 Mart'ında 1023 dolara, 4 Aralık'ta 1227.5 dolara yükseldi.
* Moğolistan çöllerinden Brezilya ormanlarına, Gana düzlüklerinden Peru dağlarına dünya genelindeki madenlerde 12-15 milyon kişinin çalıştığı, bunların yüzde 30'unun kadın ve çocuk olduğu belirtiliyor.
Bu madenciler yaklaşık 100 milyon kişiyi geçindiriyor. Çok zorlu koşullarda çalışan altın madencilerinin ortalama yaşam süresi ise bazı ülkelerde 50'nin altına düşüyor.
* Havadan ve sudan etkilenmeyen, elektriği en verimli şekilde ileten, yumuşak olduğu için kolayca biçimlendirilen Altın para ve mücevher olarak kullanılmasının yanında dişçilikten, elektronik ve kimyaya birçok sektörde kullanılıyor.
* Mısır hükümdarları M.Ö. 3200'lü yıllarda altını darphanelerde eşit boylarda çubuklar halinde çektirerek para olarak kullanıyordu. Bilinen en eski harita olan Turin Papirüsü'nde altın madenleri de işaretlenmişti.
* Altın Her zaman savaş ve fetihlerin ardında bulunan önemli nedenler arasında yer aldı. Birçok ülkeyle birlikte Mısır'ı da Fetheden Padişah Yavuz Sultan Selim Osmanlı Hazinesi'ni altınla doldurmuş, ondan sonra da Hazine'nin kapısı daima Yavuz'un mührüyle mühürlenmişti.
* Amerika'nın keşfinin altında yatan nedenlerden biri de bakir bölgelerdeki zengin altın kaynaklarına ulaşmaktı.
* Altın güç ve statünün yanı sıra güzelliğin de simgesi oldu eskiden İstanbul'da Haliç'in güzelliğini anlatmak için "Altın Boynuz" tanımlaması kullanılırdı. Türk sinemasının ünlü jönlerinden Göksel Arsoy'un lakabı da "Altın Çocuk"tu.
*Hindistan'da düğün sezonunda yaşanan talep patlaması altın fiyatlarının seyrini etkiliyor. Danışmanlık şirketi Mckinsey&Co'nun 2008'deki raporuna göre Hindistan'da evlerin kasalarında yaklaşık 376 milyar dolar değerinde altın bulunuyor.
Kaynak: Referans
SON VİDEO HABER
Haber Ara