Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

GDO’lu ürünleri devlet ithal etmiş

GDO yönetmeliğinin binde 9’dan daha az GDO içeren ürünleri, GDO’suz saymasının gerekçesi ortaya çıktı. Öte yandan devlet, bugüne kadar TMO eliyle GDO’lu ürün ithalatı yapmış.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-03 01:13:00

GDO’lu ürünleri devlet ithal etmiş
Ahmet Zahid Zarif / TIMETURK

GDO yönetmeliğinin yayınlanmasından sonra Tarım Bakanı ve bakanlık bürokratlarının ‘Ülkemize GDO’lu ürün girmemektedir ve GDO’lu ürün yoktur’ şeklindeki açıklamalarını 2004 yılında da sık sık tekrarladıkları ortaya çıktı.

Bakanlık açıklamalarının yapılmasından birkaç gün sonra 21 Ekim 2004 tarihli Akşam Gazetesi’nde Doç Dr Candan Gürakan’ın doktora tezinin sonuçları yer alıyor. Gürkan’ın tez sonuçları ise bakanlık yetkililerinin sözlerinin yalanlıyordu.

Doç Dr Candan Gürakan’ın farklı illerden aldığı 28 domates örneğinin 22’sinde ve 5 mısır örneğinin tümünde antibiyotiğe direnç geni bulunmuştu. Bunun yanı sıra araştırmaya konu mısırlarda mısıra ait olmayan genler orta çıkarılmıştı.

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’nce Mayıs 2007’de Bandırma ve Derince Limanları’na getirilen 110 bin tonu Arjantin’den olmak üzere 250 bin ton Mısır ve Buğday üzerinde yapılan analizlerde Mısır’ın GDO’lu olduğu ortaya çıkmıştı.

GDO’lu ürünler devlet eliyle ithal edilmiş

Bu ithalatı yapan dönemin TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu 2 Mayıs 2007’de İlk Haber Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamada; "“Genetiği değiştirilmiş bir ürünün ülke içine girişini yasaklayan bir mevzuat yoktur. Sadece gıda maddesi amacıyla kullanılıyorsa bu oranın binde 7’yi geçmemesi gerekir. Geçiyorsa da bu etiketlerde dikkate çekilmelidir. Bunun dışında bu ürünün Türkiye’ye girdi ve girmedi anlamında bizim yapacak herhangi bir şeyimiz yok. Sektör yıllardır aynı menşei (GDO’lu) ithalat yapmış ve yapmaktadır. Bu noktada TMO’nun yaptığı şeyde farklı bir şey değildir” şeklinde GDO’lu ürünlerin devlet eliyle ithal edilerek piyasaya arz edildiği itiraf ediliyor.

Müktesebatına uyum yükümlülüğünde bulunduğumuz AB’nin çıkardığı Biyogüvenlik Yasası’yla içinde binde 9’dan daha fazla GDO’lu ürün içeren işlenmiş ürünlerin ancak etiketlenerek satılabileceğine ilişkin izni gibi GDO’ya meşruiyet kazandıran düzenlemelerin Tarım Bakanlığı’nca yayınlanan GDO yönetmeliğinin derin bir arka plana sahip olduğunu da gösteriyor.

Tarım bürokrasisine GDO rüşveti

Geçtiğimiz hafta GDO'lu pamuk tohumunda dünya lideri olan ve Terminatör Geni'ni geliştiren ABD'li şirket DPL’nin, 2001 - 2007 döneminde Tarım Bakanlığı memurlarına rüşvet verdiği ve bu rüşvet sayesinde denetimler engellendiği ortaya çıkmıştı.

Suç duyurusu gelir

Rüşvet miktarı belirtilmemekle birlikte, bir seferinde memurlar için toplam 43 bin dolarlık seyahat, buzdolabı, ofis mobilyaları, bilgisayar masrafı yapıldığı SEC belgelerinde ele geçirilmişti. Memurlara verilen rüşvetin şirketin kayıtlarına "hamallık ücreti" olarak geçtiği de ortaya çıkmıştı.

Bakanlık sessizliğini koruyor

Rüşvet haberlerine ve rüşvetle ilgili beş sayfalık belgeye rağmen Tarım Bakanlığı konu ile ilgili halen sessizliğini korurken savcıların harekete geçip geçmediği de merak konusu oldu.

Konu hakkında görüşlerine müracaat ettiğimiz Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer, rüşvet belgesinin ellerinde olduğunu ve konu hakkında hukukçularının çalışma yaptığını ve yakın zamanda suç duyurusunda bulunabileceklerini belirtti.

İşte o haberler:

Korkunç rapor

Türkiye'de serbestçe satılan 'Frankenştayn' sebzelerin sanıldığından çok daha yaygın olduğu ortaya çıktı. ODTÜ'nün iki yıl süren araştırmasında 28 domates numunesinden 22'si sağlığa zararlı çıktı

ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisans eğitimi gören iki öğrenci, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Candar Gürakan'ın gözetiminde 'Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (transgenik ürünler) üzerine tez çalışması yaptı. İki yıl süren çalışmanın sonucunda ortaya çıkan tablo, akademisyenleri şoke etti. Ankara, Çanakkale, Ayaş, Eskişehir, Isparta, Antalya, Kalkan, Afyon ve Mersin'de üretilen, Belçika, İspanya, Çin ve Amerika'dan ithal edilen 28 domates numunesinden 22'sinde antibiyotiğe direnç gösteren bir bakteri geni belirlendi.

DOMATESTE NE İŞİ VAR

Doç. Dr. Candan Gürakan, iki yıl süren araştırmanın sonuçlarını AKŞAM'a anlattı. Gürakan, araştırmaya parasal destek istemek için devlet kurumlarına başvurduklarını ancak, 'Türkiye'de GDO yok, boşuna para harcamayın' yanıtı aldıklarını söyledi. Gürakan, 'Biz de araştırmayı ODTÜ kaynakları sayesinde yaptık. Ancak böyle sonuçlar alacağımızı biz bile tahmin etmedik. Şoke olduk' dedi.
Ankara'dan 9, Eskişehir, Isparta, Antalya, Ayaş, Çanakkale, Afyon'dan 1'er, Antalya'dan 4, Mersin, İspanya, Belçika, ABD'den 2'şer, Çin'den 1 olmak üzere 28 domates numunesini incelediklerini belirten Candan Gürakan, şunları söyledi:

'28 domates numunesinden 22'sinde bir bakteri geni olan Kanamisin adlı antibiyotiğe direnç gösteren bir gen tespit ettik. Bu durum domateslere gen aktarımının yapıldığının kanıtıdır. Bakteri geninin domateste ne işi var? Bunlar marketlerden toplanan numuneler. Yerli üretim mi bilmiyoruz. Eğer yerli üretimse, GDO'lu tohum söz konusu demektir.'

MISIRDA DA VAR

Candan Gürakan, Ankara, Isparta, Antalya ve Çanakkale'den alınan beş kurutulmuş mısır numunesinin tümünde de antibiyotiğe direnç geninin yanı sıra mısıra ait olmayan DNA'lara rastlandığını bildirdi. Gürakan, 'Bu mısırların Arjantin ve Güney Afrika'dan getirildiğini tespit ettik. Ayrıca Eskişehir, İstanbul ve Ankara'dan alınan mısır hayvan yemi üzerinde de araştırma yaptık. Hem gıda olarak tüketilen kuru mısırda hem de hayvan yemi olan mısırda, antibiyotiğe direnç geninin dışında mısır bitkisine ait olmayan DNA bölgeleri bulundu. Mısırda domatesten daha güçlü bir şekilde GDO tespit edildi' dedi. Gürakan, patateste de genetik değişime rastladıklarını bildirdi.

Bakteri geni nedir?

Bitkiye gen transferi yapanlar, antibiyotik genini koymadan gen transferinin tutup tutmadığını kontrol edemiyor. Gen transferinin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için antibiyotik geni entegre ediliyor. ODTÜ tarafından yapılan araştırmada da domateste bir antibiyotik olan Kanamisin'e direnç geni tespit edildi. Böcekler mısıra zarar vermesin diye bakteriyel toksin mısırın DNA'sına entegre ediliyor. Prof. Dr. Şeminur Topal, bitkilerdeki herhangi bir genetik yapı değişikliğinin insan organizmasına da aynen taşındığını söyledi. Topal, 'GDO'lu yiyeceklerin tüketilmesi sonucunda ileride antibiyotik tedavisine yanıt alınamayabilir' dedi.

'Ne yersen ye hepsinde zehir var'

Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Turhan Çakar, yaptıkları bir araştırmada soya etli kıymada, soya tavuk yeminde yüksek miktarda bakteri geni bulduklarını söyledi. Türketicileri uyaran Turhan Çakar, 'Mısır yağı, soya yağı, glikoz şurubu içeren gıdaları almayın. Halkın yiyeceği birşey kalmadı. Halka zehir yediriyorlar' diye konuştu. Soya bitkisinden 900 çeşit ürün elde edildiğini dile getiren Turhan Çakar, şunları söyledi: 'Soya; sucuk, salam, sosis, köfte, pizza, hamburger gibi kırmızı ette, et suyu tabletlerinde, soya eti kıymasında, soya ununda, şiş kebapta, fındık ve fıstık ezmesinde, çikolatalı ürünlerde, pastalarda, süt tozunda, ekmek çeşitlerinde, kozmetik sanayiinde, hazır çorbada, soya yağında ve hayvan yeminde kullanılıyor. Mısır ise glikoz şurubunda kullanılıyor.

Glikoz şurubu ise kola, meyve suyu, gazoz, pasta ve baklavada tatlandırıcı olarak, bebek mamalarında, hazır çorbalarda, mısır özü yağında, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yeminde kullanılıyor.

Hülya ÜNLÜ / Akşam / 21 Ekim 2004

Mısırda gen tartışması

TMO Genel Müdürlüğü Kemaloğlu, genetiği değiştirilmiş mısırların ithalatıyla ilgili bizim TMO olarak yapabileceğimiz her hangi bir şey yoktur. Genetiği değiştirilmiş ürünler gıda amacıyla kullanılıyorsa bu oran binde 7′yi geçmemelidir. Geçiyorsa da bunun etikette belirtilmesi gerekir” dedi.

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu Bandırma Ticaret Borsası Toplantı salonunda ilçede faaliyet gösteren beyaz et sektörü temsilcileri ve Karacabey, Bandırma, Susurluk, Gönen, Çanakkale ve Biga Ticaret Borsası Başkanlarıyla bir araya geldi. Bir bölümü basına açık olan toplantı yaklaşık olarak 2 saat sürdü. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, sektör temsilcileriyle bir araya gelmelerindeki sebebin hububat hasat mevsiminin yaklaştığı şu günlerde muhtemel piyasanın psikolojisine yapısı ve sektör temsilcilerinin beklentilerine cevap vermek olduğunu söyledi.

Mısır ithalatı masaya yatırıldı

Kemaloğlu, “Sektörün yetersiz dediği mısır ithalatının değerlendirmesini yapmak için buraya geldik. TMO Genel Müdürlüğü olarak 300 bin ton mısır ithalatına yetki aldık. Bunun 90 bin tonu Bandırma Limanına gelmiştir. Beyaz et sektöründen ithalatın yetersiz olduğu ve yeni ithalat yapılması konusunda talepleri bulunmaktadır. Bunun yerinde tespit edilmesi gerekiyordu. Bu gün burada yaptığımız toplantıyla bunu tespit etme olanağına sahip olduk. Bu sıkıntının giderilmesi için acil tedbirler alınması gerekiyorsa biz TMO olarak bunu almaya hazırız” dedi.

Yapacak bir şeyimiz yok

Genetiği değiştirilmiş mısır konunsa da değinen Kemaloğlu şunları dile getirdi “Bu konu AB dahil tüm ülkelerde tartışmalı meselesidir. Genetiği değiştirilmiş bir ürünün ülke içine girişini yasaklayan bir mevzuat yoktur. Sadece gıda maddesi amacıyla kullanılıyorsa bu oran binde 7′yi geçmemesi gerekir. Geçiyorsa da bu etiketlerde dikkate çekilmelidir. Bunun dışında bu ürününün Türkiye’ye girdi veya girmedi anlamında bizim yapacak her hangi bir şeyimiz yok. Sektör yıllardır aynı menşei ithalat yapmış ve yapmaktadır. Bu noktada TMO’nun yaptığı şeyde farklı bir şey değildir”

İlk Haber Gazetesi / 2 Mayıs 2007

İlişkili haberler:

GDO'culardan tarım bürokrasisine rüşvet
GDO sorununa tepkiler giderek artıyor
GDO araştırmalarını kim engelliyor?
GDO yıllardır hayatımızda
Bakandan dehşet veren GDO itiraf
GDO yönetmeliği Danıştay'lık oldu
Türkiye, GDO’ya vize verdi
''Şeytani'' bir eylem: GDO
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara