Dolar

34,8700

Euro

36,6756

Altın

3.021,04

Bist

10.053,97

İsviçre’nin tarafsızlığı palavra

Arap basınında bugün İsviçre’de yapılan minare referandumu ve Uluslar arası Filistinlilerle Dayanışma Günü gündeme geliyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-02 11:12:00

İsviçre’nin tarafsızlığı palavra
Selda Shosha / Timeturk
Arap gazeteleri bugün, minarelere “hayır” diyerek taraflılığını ortaya koyan İsviçre’yi gündeme taşıyor. İsviçre’de radikal sağa doğru bir kaymanın ve Müslüman-İslam düşmanlığının söz konusu olduğu ve bu duruma karşı Arap-İslam dünyasının bir tavır alması gerektiği ifade ediliyor. Diğer yandan Uluslar arası Filistinlilerle Dayanışma günü olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendiriliyor. Bir yandan bu günün yıllardır sıradan bir gün gibi geçtiğine işaret edilirken öte yandan bugünün aksine işgalcinin zulmünün tanınması için büyük bir fırsat olduğu vurgulanıyor.

Londra’dan yayımlanan El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugünkü “İsviçre tarafsızlığını kaybediyor” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Libya yönetimi hapishanelerindeki iki İsviçreli işadamı hakkında hüküm vermek için en münasip zamanı seçti. Ülkeye yasal olmayan yollarla girdikleri için her ikisine de hem para cezası verdi hem de 1100’er Euro para cezası. Çünkü İsviçre Arap ve İslam dünyasında, ülkenin dört bir yanında yapılan genel ve adil referandumda minare yapılmasının yasaklanmasını onayladıktan sonra en alçak seviyelere düştü.
Referandumdan sonra milyonlarca Müslüman İsviçrelilere karşı İslam akidesine dokunan bu tasarrufundan ve yarım milyon kadar olan İsviçre Müslümanlarına karşı her türlü ırkçılığı yapmasından ötürü şiddetli öfke hissetmeye başladı. İsviçre halkı büyük çoğunluk olarak ırkçı radikal sağa kayarak tarafsız olmadığını, aksine tarafsızlığının bir yalandan ibaret olduğunu, İsviçre’nin tüm hoşgörüsünün, tüm akide ve uyruklara karşı açılımının bir kandırmaca olduğunu ispatladı.
İsviçre’nin bu ciddi sabıkası belki daha başka Avrupa ülkelerine de uzanır. Zira sağcı partilerin popülaritesi İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlığı, onlara karşı en çirkin teşviklerde bulunmaları nedeniyle giderek artmaktadır.
Arap ve İslam hükümetlerinin İsviçre’ye karşı Müslümanlara baskı yapması ve akidelerine karşı savaş açması durumunda ceza niteliğinde icraatlarda bulunması gerekir. Orada bu yapmak için kullanılması mümkün birçok araç bulunuyor. Bunların arasında da ticaretin yasaklanması ve hesapların çekilmesi yer alıyor. Bu ırkçı bir aşağılamadır ve bu kadar kolay geçmemeli verilecek cevap da şiddetten uzak ancak uygar ve acı verici olmalıdır. Batı halkına cebini vurmaktan daha fazla acı verecek bir şey yoktur.”

Dayanışma günü bir eyleme dönüşemediğinde

Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayımlanan Daru’l Haliç gazetesi bugünkü “Dayanışmanın anlamı ve kıymeti” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor, “Uluslar arası Toplum ne zaman Filistinlilerle Uluslar arası Dayanışma Gününü, Siyonist işgalin, terörünün ve yerleşiminin karşısında ciddi bir eyleme dönüştürecek? Zira bu gün, Filistin halkının 60 yıldan fazladır Siyonist varlıktaki savaş suçluları nedeniyle çektikleri günlük acıların gölgesinde bir iz bırakmadan sıradan bir gün gibi geçmektedir.
Bu dayanışma Siyonist ırkçılık karşısında nasıl Filistin halkı üzerinden ambargoyu kaldıracak, bu halkın Siyonist varlığın sahip olduğu yeni imha ve katletme silahlarının deneme tahtası olmaktan kurtaracak, Filistin topraklarını yutan, bu toprakların gerçek sahiplerini köklerinden söken yerleşim kanserini sona erdirecek bir eyleme dönüşür?
Dayanışma güzel bir şey. Ancak bugün dünyadaki orman kanunu ve çifte standart sona ermedikçe manasını ve kıymetini kaybediyor.”


Dayanışma gününün önemi

Filistin’den yayımlanan El-Kudüs gazetesi bugünkü “Halkımızla dayanışma günü” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Bugün önemli olan halkın düzeyidir. Çünkü dünyadaki halkların birçoğu gerek bireyler gerek de sıradan insanlar bazında olsun her şeyi bilmiyor, bazen de hiçbir şey bilmiyor. Dünyanın dört bir yanındaki bu geniş halk kitlesine hitap etmek birinci dereceden ulusal bir görevdir. Halkımızla uluslar arası dayanışma günü halkımızın işgalci tarafından her alanda maruz kaldığı zulmün; yerleşimin, toprakların gaspedilmesinin, evlerin yıkılmasının, onlarca engelle insanlara baskı yapılmasının, vatandaşların özellikle dini münasebetlerde Kudüs’e gitmelerinin engellenerek dini özgürlüklerinin kısıtlanmasının ve diğer haksızlıkların tanınması açısından benzeri olmayan bir fırsattır.
Bu münasebetle bu alanda özellikle Batı ve sanayi ülkelerinde Filistinlileri ve muhacirleri önemseyenlerin bağları ve nesebi güçlendirmek ve ulusal hizmet adına acilen bir konferans yapması çağrısında bulunuyoruz.”

Haber Ara