Kudüs, Müslümanları arıyor
636 yılında Hz. Ömer İbn-i Hattab döneminde fethedilen ve asırlarca insanların barış içinde yaşadığı Kudüs, şimdi Müslümanları arıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-28 02:40:00
636 yılında Hz. Ömer İbn-i Hattab döneminde fethedilen ve asırlarca insanların barış içinde yaşadığı Kudüs, şimdi Müslümanları arıyor. Kudüs’teki barışın mimarı olan Hazreti Ömer’in emannamesi ise tarihe ışık tutuyor. Kudüs’teki Kamame Kilisesinin arşivinde bulunan ve Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ile Mu’aviye bin Ebi Süfyan’ın şahitliğinde imzalanan emanname, Kudüslülerin canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattı. Bu teminat, hâlâ Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, Kilise Defterleri, Kamame Defteri No: 8’de muhafaza ediliyor.
636 yılında Hz. Ömer İbn-i Hattab döneminde fethedilen ve asırlarca insanların barış içinde yaşadığı Kudüs, şimdi Müslümanları arıyor. Kudüs’teki barışın mimarı olan Hazreti Ömer’in emannamesi ise tarihe ışık tutuyor.
HAZRETİ ÖMER’İN EMANNAMESİ TARİHE IŞIK TUTUYOR
Hz. Ömer İbn-i Hattab’ın Medine’den Kudüs’e gitmesiyle teslim olan Kudüs’te dünya tarihinde görülmemiş, muazzam bir uzlaşma ve barış sağlandı. Bu barışın adı Hz. Ömer’in Emannamesiydi. Hz. Ömer’in Kudüs ahalisine verdiği sulh anlaşması şöyleydi; “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Bu sözleşme, müminlerin emiri ve Allah’ın kulu Ömer tarafından İliya halkına verilen bir emandır. Onların canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattır. Kiliseleri mesken yapılmayacak, yıkılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir. İçindeki kutsal eşyalara dokunulmayacaktır. Mallarına el sürülmeyecektir. Kimse dinî inançlarından dolayı zorlanmayacak, kendilerine asla zarar gelmeyecek ve yurtlarına Yahudiler iskân olunmayacaktır.
Buna karşılık onlar da cizye vereceklerdir. Bunlardan kim yurdunu terk etmek isterse, gideceği yere kadar mal ve can emniyeti sağlanacaktır. Yurdunda kalmak isteyenler ise, güvende olacaklardır ve cizye vereceklerdir. Dileyen Rumlarla gidecek, dileyen de toprağına dönecektir. Hasat elde edinceye kadar onlardan bir şey istenmeyecektir. Bu, Allah’ın Resulü’nün, halifelerin ve müminlerin Kudüs halkına verdiği güvenlik ahdidir. Cizye ödedikleri müddetçe geçerlidir.”
HAZRETİ ÖMER KUDÜS’Ü VAKIF İLAN ETTİ
Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Mu’aviye bin Ebi Süfyan’ın şahitliğinde imzalanan emanname, Hicri 15 yılında hazırlandı ve yazıldı. Kudüs halkı ise fethin hemen akabinde İslâm hâkimiyeti altına girmeye kendileri karar verdiler. Hz. Ömer de bunun üzerine dinimizde çok özel bir yeri olan Kudüs’ün vakıf olduğunu ve hiç kimsenin burada toprak alıp satamayacağını, hibe edemeyeceğini ilan etti. Halife Hazreti Ömer, Mescid-i Aksa’ya İsra ve Miraç hadisesinde olduğu gibi Peygamberimizin girdiği yerden girmeyi tercih etti ve Mescid-i Aksa’nın içinde tahıyyetu’l-mescit namazı kıldı.
Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde muhafaza edilen emannamenin tam metni:
Halen Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, Kilise Defterleri, Kamame Defteri No: 8’de muhafaza edilen emannamenin tam metni ise şöyle;
1. Allah’a hamd olsun ki, bizi İslam ile aziz kıldı; iman ile şerflendirdi; peygamberi Muhammed ile bize rahmet eyledi; bizi dalaletten hidayete götürdü; aramızdaki dağınıklıktan sonra bizi bir araya getirdi ve kalblerimizi birleştirdi; düşmanlarımıza karşı zafer verdi; bize bu beldeleri nasip etti; bizi birbirini seven kardeşler haline getirdi. Ey Allah’ın kulları! Bu nimetlere karşı Allah’a hamd ediniz.
2. Bu Ömer bin Hattab’ın Kudüs-i Şerif’deki Tur-i Zeytun’da millet-i İseviyenin şerefli patriği Safranbos’a verdiği ve bütün re’aya ile papaz ve patrikleri içine alacak şekilde tanzim olunan yazılı ahidnamesidir.
3. Bütün papazlar nerede ve hangi şartlarda olurlarsa olsunlar, biz Müslümanlardan emana sahiptirler. Bütün gayr-i müslimler, zimmet akdinin hükümlerine riayet ettikleri müddetçe, emanları geçerlidir. Biz müminler ve bizden sonra gelecek olanlar, onları korumakla mükellefiz. İtaat ve bağlılıkları devam ettikçe de bu devam edecektir.
4. Verilen bu koruma ve eman sözü kendileri için geçerli olduğu kadar, kiliseleri, manastırları dışarıda ve içeride bulunan bütün ziyaret mahalli olan mukaddes mekanları için geçerlidir.
5. Bu mukaddes mekanlar şunlardır: Kamame Kilisesi; Hz. İsa’nın doğum yeri olan Beytüllahim’deki Büyük Kilise; Kıbleye, kuzeye ve batıya açılan üç kapılı mağara.
6. Kudüs’te bulunan Hıristiyanların dışındaki Hıristiyan cemaatleri, yani Habeş Hıristiyanları, Avrupa’dan ziyaret için gelenler, Kıbtiler, Süryaniler, Ermeniler, Yakubiler, Maruniler ve benzeri taifeler, tamamen adı geçen Patrik’e tabidirler; Patrik bunlara takdim olunur.
7. Zira bu sayılan patrik ve papazlara, Hz. Peygamber mübarek mührü ile eman vermiş ve korunmalarını istemiştir. Biz müminler de, onlara iyi davranan Peygamber hürmetine onlara iyi davranacağız.
8. Bu patrik ve papazlar, cizye ve benzeri mükellefiyetlerden, denizde ve karada muaf olacaklar; bunların Kamame Kilisesine ve diğer mukaddes mekanlara girişlerinden dolayı kendilerinden bir şey alınmayacak. Ancak Hıristiyanların elindeki Kamame Kilisesine gelen ziyaretçiler, Patrik olana 1 1/3 dirhem vereceklerdir.
9. Bütün müminler, erkek olsun kadın olsun, sultan, hakim veya vali olsun, zengin olsun fakir olsun, mutlaka bu emirlerimizi koruyacaklardır.
10. Hıristiyan reislerine bu mersum (ferman) sahabe-i kiramdan Abdullah, Osman bin Affan, Sa’d bin Zeyd, Abdurrahman bin Avf ve diğer sahabe kardeşlerimizin huzurunda verilmiştir.
11. Bu yazılı fermanda açıkladığımız emirler korunsun, riayet edilsin ve ellerinde kalsın.
12. Müminlerden kim bu fermanımızı okur da şimdi veya kıyamete kadar, ona muhalefet ederse, Allah’ın ahdini bozmuş ve Habibine isyan etmiş olur.’
20 Rebiül-Evvel 15 H.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Kilise Defterleri, Kamame Defteri, No: 8
SON VİDEO HABER
Haber Ara