Dolar

34,9489

Euro

36,7140

Altın

2.992,18

Bist

10.125,46

"Kürtler, barışın inşasında kararlı ve samimidir"

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ''demokratik açılım'' çalışmaları ile ilgili, ''Bundan böyle ocaklarımız annelerin acı feryatları ile değil, sevinç çığlıkları ile inlemelidir'' dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-21 16:33:00

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır Ticaret Borsasında düzenlenen ''Demokratik Açılımın Sosyal, Siyasal ve Olası Ekonomik Etkileri'' panelinde yaptığı konuşmada, herkesin cesaretle ve samimiyetle onurlu bir gelecek ve barış için çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi.
Diyarbakır'ın, barış çabasında ısrarlı olduğunu ifade eden Baydemir, ''Kürtler, barışın inşası çabasında kararlı ve samimidir'' dedi.

Gelecek nesillere isyanı miras olarak bırakmamak için bu ülkede yaşayan her siyasetçinin, her akademisyenin ve kanaat önderinin sorumluluğu bulunduğunu kaydeden Baydemir, ''Demokratik açılımın içeriği, muhataplarının, yani Kürdün, Alevi'nin ve emekçinin, tüm farklılıkların, beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Etnik kimliği, kültürel kimliği ve inançsal kimlikleri yaşamada eşitlik ve adalete ulaşmayı sağlamalıdır'' görüşünü ifade etti.

''Sevinçte ve tasada maalesef farklılaşma var''

Baydemir, sürecin hassas olduğunu, hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek, acıları yarıştırarak, acıların arasına bir ayırım koyarak barışa ulaşma şansının bulunmadığını söyledi.

Annelerin sevinç çığlıklarının, acı feryatlara yeğlenmesi gerektiğini belirten Baydemir, şöyle konuştu:
''Bundan böyle ocaklarımız annelerin acı feryatları ile değil, sevinç çığlıkları ile inlemelidir. Çiçeklerle karşılamayı, çiçek almayı ve çiçek vermeyi, cenaze uğurlamaya yeğlemeliyiz. Türkiye'nin batısındaki ruh hali, algı ve atmosfer ile doğusunda büyük bir fark var. Empati kurulmuyor. Sevinçte ve tasada maalesef farklılaşma var. Aslında en büyük tehlike budur. Vicdanlarımızı ortaklaştırabilirsek geleceği birlikte kurgulayabiliriz.

Sadece Kürt sorunu değil herhangi bir sorun, direkt ya da dolaylı muhatapsız, diyalogsuz ve istişaresiz çözülebilir mi? Çözüm süreci başlayabilir mi? Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme ve sivilleşme çabası, CHP-MHP ittifakı muhalefetine kurban edilebilir mi?''

"Çabalar bastırılmış olan enerjiyi açığa çıkaracak"

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu da bütün olumsuzluklara rağmen ''demokratik açılım'' konusundaki çabaların, bölgede yıllardır bastırılmış olan enerjiyi açığa çıkartarak, ciddi bir atılıma dönüştüreceğini düşündüklerini söyledi.

Bölgenin, tarih, kültür ve inanç turizmi koridoruna dönüşebileceğini kaydeden Ensarioğlu, özellikle güvenlik gibi en temel problemin giderilmesiyle bölgenin uluslararasına açılacağını bildirdi.

''Türkiye'de Kürt sorununun varlığının kabulü ve çözüm için bir hükümetin, şiddet dışında irade ortaya koyması bir ilktir'' diyen Ensarioğlu, şöyle konuştu:
''Cumhurbaşkanı'nın çözüm sürecini başlatan ifadesinden sonra hükümet harekete geçmiş ve konu ilk defa Meclis çatısı altında tartışmaya açılmıştır. Kürt açılımının ivmesiyle neler yapabileceğimizi her gün yeniden gözden geçiriyoruz. Uluslararası ticaret, yatırım, turizm, hizmet sektörü, özel üniversite, kalkınma ajansı ve GAP Eylem Planı gibi projelerle hedeflerimizi belirlemeye çalışıyoruz.''

''Yeni bir tarih oluşturacağız''

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Genel Koordinatörü Güven Sak da ''demokratik açılım'' sürecinin yalnızca iyi niyetlere göre yönetilecek bir süreç olmadığını, ciddi bir şekilde yönetilmesi gerektiğini söyledi. Sak, bunun uzun soluklu, öngörülmesi zor ve kırılgan bir süreç olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade ederek, sürecin iyi yönetilmesinin geniş ufuklu liderlik ve ehil kadrolarla sağlanacağını belirtti.

Herkesin bu sürecin içerisinde ''sürece ne katkı sunabilirim?'' diye düşünmesi gerektiğine dikkati çeken Sak, şöyle devam etti:
''Önceden Diyarbakır'da belediye ve valiliği bir arada çalıştırmak, bir araya getirmek ciddi bir problemdi. Valimizi tebrik ediyorum. Seçilmiş bir belediye başkanı ile oturması, valilik ve belediyenin birlikte çalışması bence somut bir adım. Bu tür somut adımları başarmamız gerekiyor. Artık karnından konuşma dönemini geride bırakıyoruz. Bunun değerini bilmemiz lazım. İçinde bulunduğumuz sürecin de bütün dönüşüm süreçleri gibi sancılı olacağını unutmamak lazım. Diyalog kanallarını sonuna kadar açık tutarak ortak bir geleceğin sağlıklı inşa edilmesi söz konusu olabilir.''

Tükiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilcisi Sezgin Tanrıkulu da ''demokratik açılım'' sürecinin Türkiye açısından çok kritik ve önemli bir süreç olduğunu söyledi.
Bölgede yaşanan çatışma ortamının, Türkiye'nin her tarafında bir travma yarattığını kaydeden Tanrıkulu, taleplerin, düşüncelerin, bu sorunun Türkiye'de yarattığı travma gözetilerek ifade edilmesi gerektiğini bildirdi.

Bu dönüşümün çok daha önce başlaması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, ''AK Parti, bu açılımın öncülüğünü yapmaya başladı. Bu aşamada en önemli nokta, nasıl olacaksa olsun ama fiili olarak çatışmama durumunu korumaktır'' dedi.

AA

Haber Ara