Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Devlet özür dilesin, CHP atılsın!

Dersim Katliamı Avrupa'da tartışıldı. Mağdur üreten sistemin sorgulanması CHP'nin atılması tendi. AP'nin Sol Grup Başkanı Bisky "Kemalist rejim katliamın uygulayıcısıdır" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-21 11:39:00

Devlet özür dilesin, CHP atılsın!
Avrupa Parlamentosu’nda (AP) düzenlenen, “Dersim 1937-38, Aleviler-Yaşananlar ve Devletin Rolü” başlıklı konferansta Türk devletinin özür dilemesi ve CHP’nin Sosyalist Enternasyonalden atılması istendi.

Avrupa Parlamentosunda (AP), “Dersim” konulu bir konferans düzenlendi. AP'nin Sol Grup Başkanı Lothar Bisky yaptığı açılış konuşmasında “Galip gelenler tarihi yazıyorlar, çelişkilerden ve mağdurlardan bahsetmek istemiyorlar. Kemalist rejim Dersim katliamının uygulayıcısıdır’’ dedi.

TC GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞEREK ÖZÜR DİLEMELİ

“Türkiye Cumhuriyeti geçmişiyle yüzleşsin ve mağdur insanlardan özür dilesin” diyen konuşmacılar, arşivlerin de açılmasını istediler. Yazar Oral Çalışlar "Türkiye mağdurlar cennetidir. Bütün kimliklerin kabul edildiği ve birlikte yaşayabildiği bir dönem gelmelidir” diye konuştu.

SÜREKLİ MAĞDUR ÜRETEN SİSTEM SORGULANSIN

Sistemin mağdur ürettiğini belirten gazeteci Derya Sazak ise “Tarihle yüzleştiğimiz zaman sadece Dersim yok. Mağdurlar toplanıp, hatırlıyoruz ama çözüme dair bir şeyler inşa edemiyoruz. Kurban üreten sistemi sorgulamamız, hesap sormamız gerekiyor” diye konuştu.

Kemalist sistem hesap versin

DERSİM KATLİÂMINI KEMALİST SİSTEM YAPTI

AVRUPA Parlamentosu’nda (AP AP Sol Grubun (GUE/NGL) öncülüğünde “Dersim 1937-38 Aleviler-Yaşananlar ve Devletin Rolü” başlıklı bir konferans düzenlendi. AB Haber’e göre, açılış konuşması Sol Grup Başkanı Lothar Bisky tarafından yapıldı. Bisky, “Burada toplanma amacımız Dersim olaylarını anmak. Galip gelenler tarihi yazıyorlar, çelişkilerden ve mağdurlardan bahsetmek istemiyorlar. Kemalist rejim Dersim katliamının uygulayıcısıdır” dedi. Bisky, ayrıca, CHP’nin, Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in şahsında sosyal demokrat bir çizgiye sahip olmadığını ispatladığını söyledi.

Dersim Yeniden İnşa Başkan Yardımcısı Mustafa Şen de ’Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi geçmişiyle yüzleşmeli ve mağdur insanlardan özür dilemesi gerektiğni belirterek, “Arşivler açılmalı, kaybedilen insanların mezar yerleri belirlenmeli. Bize göre Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı soykırımdır. Dersim’in tek istediği dili ve inancı ile yaşamaktı isyan bile değildi’’ diye konuştu.

ASİMİLASYON MEŞRÛLUK KAZANDI

Dersİm’İ tarih içinde inceleyen I. Oturum’a yazar Mehmet Bayrak, Erdoğan Aydın, Prof. Dr. Doğu Ergil ve Prof. Dr. Daniel Bartement konuşmacı olarak katıldı.

Mehmet Bayrak: CHP Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in sözleri devleti suçüstü yakalattı. Dersim katliâmı bir isyan sonucu katliâm değil, planlanmış bir olaydır. Kurtuluş Savaşı ve kurucu Meclis döneminde farklılıkları benimseyen Kemalist rejim, Lozan’dan sonra farklı bir tutum takınarak kabuk değiştirdi. Kemalist söylem İttihatçı yapıya büründü. 1937 -38 olayları birer katliâmdır. Katliâmdan 4 yıl önce ayrıntılarıyla hazırlanmış bir katliâm raporu vardır. Hangi aşiretlerin önce vurulacağı ve nereye sürüleceği bile bellidir.

Erdoğan Aydın: Türkiye Cumhuriyeti teokratik düzenden laikliğe, monarşiden cumhuriyete geçişte önemli kırılmalar yaşamasına rağmen Osmanlı rejiminin çağdaş bir uygulamasıdır.

Prof. Dr. Doğu Ergil: Cumhuriyet döneminde ulusal güvenliği sağlamak adına azınlıklara uygulanan asimilasyon meşrûluk kazandı.

CHP SOSYALİST ENTERNAYONAL’DEN ÇIKARILSIN

Konferansta bir konuşma yapan Dersim DTP Milletvekili Şerafettin Halis ise Dersim’de yaşananların kendi kültürü ile yaşamak isteyenlerin direnişi olduğunu belirtti. Katliam’dan ötürü devletin özür dileyerek, bir daha tekrarlanmayacağına dair güvence vermesini isteyen Halis, gerçeklerle yüzleşerek ancak demokratik açılımlara kapı aralanabilineceğini kaydetti.

Konferansın ilk bölümünde konuşan konuşmacıların hemen hepsi, 72 yıl önce gerçekleşen katliamdan dolayı Türk devletin özür dilemesini isteyerek, katliamı savunan CHP’nin ise Sosyalist Enternasyonal’den atılması çağrısında bulundu.

SÜREKLİ MAĞDUR ÜRETEN SİSTEM SORGULANSIN

“TÜRKİYE'NİN Yakın Tarihinde Yaşanan Alevi Katliâmları” ile ilgili III. Oturuma Çorum ve Sivas olayları tanıkları ile Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Avukat Kazım Genç, Gazeteci Derya Sazak ve Oral Çalışlar katıldı.

Kazım Genç: Alevî katliâmları kesinlikle devlet destekli, maşa kullanılarak yapılan katliâmlardır. Sivas ve Maraş katliâmları derin devletin işidir. Gazi ve Maraş olayları ise direkt devletin kendi eliyle yaptığı katliamlardır. Madımak Oteli müze olsun, katliâmlara karşı duruşun anıtı olsun. Katliâmlar tarihi son bulsun, herkese eşit yurttaşlı hakları tanınsın.

Oral Çalışlar: Türkiye mağdurlar cennetidir. Bütün kimliklerin kabul edildiği ve birlikte yaşayabildiği bir dönem gelmelidir. Eksik olan bunları düşünecek bir sol partini yokluğu.

Derya Sazak: Tarihle yüzleştiğimiz zaman sadece Dersim yok. Mağdurlar toplanıp, hatırlıyoruz ama çözüme dair bir şeyler inşa edemiyoruz. Açılım dediğimiz süreç de yavaş yavaş heyecanını kaybediyor. Kurban yaratan sistemi sorgulamamız, hesap sormamız, Kürt sorununu demokratik yoldan çözmemiz gerekiyor.

IV. Oturumun konusu Avrupa Birliği –Türkiye Üyeliği olmasına rağmen diğer oturumların çizgisinde kaldı. Oturuma katılanlar Esat Korkmaz, Pir Rıza Yağmur, Nazım Alpman ve Ufuk Uras idi. Oturum Moderatörü Mezapotamya Gelisim Örgütü üyesi Hans Brandscheidt ‘Onur Öymen tüm Dersim ve Alevi halkından özür dilemeli’ dedi.

Ufuk Uras: AKP pragmatizmi ve CHP statükoculuğuyla bu sorunu çözmek mümkün değil. Merkel ve Sarkozy’nin Türkiye’ye yaklaşımlarına olumlu bakmak mümkün değil. Çok kimlikli kültürü tek tipleştirmeye çalışmak hatalı. Türkiye neden Yugoslavya olsun ki, çeşitlilik kurarken Yugoslavya bu hale gelmedi. Miloseviç yüzünden geldi. Türkiye’de Deniz Baykal çizgisi Miloseviç ile aynı konumda. Alışılmışa ve hayale kaçmadan adımlar atmalıyız. Açılımların toplumsal dayanakları olmalı.

Kulte: Türkiye’de demokrasi denince iktidarın halktan kaynaklanması, iktidarın sınırlı olması, paylaşılması yani yoğunlaşmaması olarak anlıyorum.

Tuğluk: Türkiye erdemli bir özürden daha fazla kaçamaz. 72 yıl sonra bile en ufak pişmanlık duymadan Dersim’i hatırlatarak Milletin Meclisinde milletin katline Ferman çıkarıyorlar. Onur Öymen bir vicdansızlığın, Ergenekoncuların, ittihatçıların bir yansımasıdır. Tarih tekerrür ettirilmek isteniyor ama buna zaman da mekân da izin vermez. Kürtler sahipsiz, Aleviler örgütsüz değil artık. Kültürel varlığımız güvence altına alınana kadar mücadelemiz devam edecektir. Yolumuz Seyit Rızalaın yoludur, dönüş yoktur.

Konferans sonrasında yayımlanan sonuç bildirisinde, Dersim olaylarından “soykırım” olarak bahsedilmesine salondan tepkiler gelince bu ifade “katliam” olarak değiştirildi. Sonuç bildirisinde arşivlerin açılması, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’dan atılması, Dersim adının iade edilmesi, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi ve Kürt açılımının zamana yayılarak belirsizlik yaratılmaması gibi istekler yer aldı.

SONUÇ BİLDİRİSİ:

1) Türkiye tarihle yüzleşmeli. Dersim Katliami tanınmalı, gizli arşivler açılmalı vs.

2)Seyit Riza'nin ve diger idam edilenlerin mezar yerleri açıklanmalı

3)Askerler tarafından Dersim Katliamı sırasında evlatlık edinilen / el konulan çocukların akibeti sorulmalı. Nerede oldukları öğrenilmeli.

4)Dersim Katliami hakkında Türkiye Cumhuriyeti, AB, ABD ve Rusya Federasyonu'nun elinde bulunan belgeler ve arşivler açılmalı

5)Kürtlere yeni katliamları öneren CHP Sosyalist İnternasyonalden çıkarilmalı

6)Dersimin doğal ve kültürel kimligine zarar veren baraj yapımları durdurulmalı

7)Dersim adı geri verilmeli

8)Madımak Oteli müzeye dönüştürülmeli

9)Kürt açılımı ve demokratik açılım zamana yayılarak belirsizlik süreci yaratılmamalı

10) 82 Anayasası degiştirilip, çok kültürlü yapıyı kabul eden bir Anayasa hazırlanması

Kaynak: Yeniasya - ABHaber

Haber Ara