Dinleme’ yaygarası çete taktiği mi?

Başlatılan kampanyanın, ETÖ’nün devreye soktuğu bir plan olduğunu vurgulayan Avcı, hedefte soruşturmayı yürüten savcıların olduğunu belirtti. Devreye sokulan plan ile sadece savcıların hedefe alınmadığını belirten Avcı, bir diğer amacın da “ETÖ’cülere rahat hareket alanı sağlamak” olduğunu vurguladı.

“ETÖ’CÜLERE RAHAT HAREKET SAHASI OLUŞTURMAK İSTİYORLAR”

“Ergenekon’un devreye soktuğu yeni bir plan ile karşı karşıyayız” diyen Avcı, “Teknik dinleme mevzuatını polemiklerle yıpratarak yeni düzenlemeler yaptırmak istiyorlar. Maalesef bu plan tutuyor. Şu an hükümet mevzuata el attı. Ancak bu yaygarayı kopartanların amacı, yeni yapılacak düzenlemeler ile ETÖ ve benzeri oluşumlara rahat hareket sahası oluşturmaktır. Hâkim kararı olmasına rağmen, operasyonu dizginlemek ve ilerlemesini engellemektir. Bu oyun karşısında herkes dikkatli olmalı ve direnmeli. İtalya’daki “Temiz Eller” operasyonunun Savcısı Antonio Di Pietro, telefon dinlemeyi delil olmaktan çıkarmanın “suçluların altına Ferrari çekmek” anlamına geleceğini söylemişti. Şimdi tam da bu yapılmak isteniyor. “Ferrari, Murat 124 ile takip edilebilir mi?” diye sordu.

“HEDEFTE ETÖ SAVCILARI VAR”

“ETÖ savcılarını görevden almak için pusudalar” uyarısında bulunan Avcı, “HSYK, görevden alınmaları için seferber olmuş durumda. Aralık ayında yapılacak HSYK toplantısı öncesinde ETÖ savcılarını görevden almak için zemin hazırlıyorlar. Söz konusu savcıların kamuoyunda itibarını sarsmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu dinlenme süreci de onları yıpratmak için ortaya konuldu. Oysa İtalya, İspanya ve Belçika’da bu böyle oldu. İtalya’da “Temiz Eller” operasyonunda 5 bin kişi dinlendi. Biz bu oranın 1/5’inde bile değiliz. Üstelik dinlemeler sonucunda çok sayıda yargı mensubu da tutuklandı” dedi.

AVCI’DAN BÇG HATIRLATMASI

“Bu dinlemeler hâkim kararıyla denetlenebilen teknik takiplerdir” hatırlatmasında bulunan Avcı, “Ama askerî istihbaratın dinlemeleri var. Denetime kapalı. Bunu kimse denetlemiyor ve kontrol edemiyor. Asıl merak edilmesi gereken bu değil mi? Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri, yıllardır bu ülkede dinleme yoluyla fişleme yapıyor. BÇG’yi unutmuş değiliz. Nerede çöreklenmişti? Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda... Peki nerede teknik takibini gerçekleştiriyordu? Komutanlık karargâhında... Bu dinlemeleri illegal örgüt BÇG yaparken; neden sessizlerdi? Denetimsiz bir şekilde ülkenin neredeyse hepsini fişlediler. Ama kimse çıkıp dinleniyoruz diye haykırmadı. Aynı oluşumun metotları, karargâhlarda hâlâ uygulamada. İşte ortaya çıkan andınçlar bunun son göstergesi. Demek ki asıl korkulması gereken denetimli teknik takipler değil, denetimsiz olanlardır. İllegal eller tarafından yürütülenlerdir. Siviller hesap verebiliyor. Haklarında davalar açılabiliyor. Ancak karargâhlarda yapılan çalışmalar, hep yanlarına kâr kalıyor. Dışarıya kapalı bir kutu dururken, bunlarla uğraşmak akıl tutulmasıdır. Karargâhlarda yapılan dinlemeleri Cumhurbaşkanı bile bilmiyor. Bu nasıl demokrasi. Bu çalışmalar üstelik sürüyor ve devam edecek. Bunlar Genelkurmay’ın vazgeçemediği rutin istihbarat çalışmalarıdır. Deşifre oldu diye vazgeçmeyeceklerdir” dedi.

Kaynak: Vakit

Dinleme’ yaygarası çete taktiği mi?

Eski Savcı Gültekin Avcı, HSYK, Yargıtay ve Danıştay’ın ‘Yargı dinleniyor..’ yaygarasını ısrarla sürdürmesinin arka planını deşifre etti.