Gazzeli yarım babanın dramı
Vücudunun alt tarafını İsrail’in bombardımanı esnasında kaybeden Gazzeli baba tekerlekli sandalyesiyle her gün kendi mezarını ziyaret edip Fatiha okuyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-17 11:43:00
İsrail’in zalim saldırılarından birinde vücudu ikiye ayrılan Yusuf Şuayb, tüm Gazeliler gibi büyük bir yaşam mücadelesi veriyor. Tekerlekli sandalyesiyle her gün eceli geldiğinde gömüleceği mezarı ziyaret ederek hem gül bırakıyor hem de iki çocuğuyla beraber vücudunun gömülü kısmına Fatiha okuyor.
Olanlara inanamayacağım anlar. Acaba ben varlıksal bir trajediyle mi karşı karşıyayım yoksa bu bin bir gece masallarından biri mi ya da hayatın canlı gerçeğinin önünde miyim? Karşımda yarım bir insan var. Belki bu akıl almaz bir şey. Otuzların başında bir genç. Yarım vücudu ile tekerlekli sandalyede yaşıyor. Kalan diğer yarısı ise ahiret yurduna göçmekte kendisini geçen çocuklarının parçalarıyla beraber toprağın altında.
Yusuf Şuayb (Ebu Sakr), İsrail işgal güçlerinin işlediği katliamın bir parçası. Hikayesi İsrail’in Şaaf semtindeki Şucaiyye bölgesini bombalamasıyla başladı. Şuayb Kudüs haber ajansına başına gelenleri şöyle anlattı; “Eserleri hala mevcut olan ilk füze üzerimize atıldığında duvar kenarında duruyordum. İlk füze atılır atılmaz iki parçaya bölündüm. Üst yarım bir tarafa alt yarım başka bir yana savruldu.”
Gazze’ye uygulanan ambargo sebebiyle orada hiçbir şey imkansız ya da garip değildir. Sevdiklerimizi kaybettiğimizde; bizden önce öldüklerinde mezarlarına gül bırakıyoruz. Bu alışılmış bir durum. Ancak ecelin geldiğinde koyulacağın mezara ya da diğer yarına güller bırakmak; işte garip olan bu.”
Şuayb ardından şöyle ekledi; “Şimdi her sabah gömüleceğim (inşallah) mezara giderek güller bırakıyor, füze nedeniyle kaybettiğim diğer yarıma Fatiha okuyorum.”
İlk bakışta sana karşında diğer insanlar gibi bir insan varmış gibi geliyor. Allah’ın kudretine, hikmetine ve iradesine imanı büyük bir insan. Eğer daha hayattayken öldüğünde gömüleceğin yeri biliyorsan bu normal bir şey değildir.
Hikayenin bölümleri burada bitmiyor. Yusuf Şuayb’ın vücudunun alt kısmının yer aldığı mezarın da bir kıssası var. Zira bu mezarda sadece Şuayb’ın belden aşağısı değil aynı zamanda kızı ve oğlunun cesetleri de yer alıyor.
Yusuf tüm gücü ve güveniyle şöyle devam etti; “babam bir kefen satın aldı ve bu kefeni ikiye ayırdı. Bir kısmıyla benim vücudumun parçalanan kısmını gömdü. Kefenin kalanını sakladık.
Bir süre sonra oğlum öldü ve kefenin kalan kısmıyla da onu sardık. Onu da daha önce küçük yaşta ölen kız kardeşinin yanına gömdük.
Yusuf zorluklara ve Allahu Teala’nın acılarla imtihanına sabrı ile uzun zamandır keder ve üzüntü yaşayan bir halkın trajedisinin canlı örneğidir. O, 27.07.2006’da yaşanan trajedinin detaylarını unutmak için daha iyi ve aydınlık bir yarının hayalini kuruyor. O tarih ki İsrail’in lanetli füzesi neticesinde vücudunun alt kısmını kaybettiği tarihtir ve içinde yer etmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara