Sporcuların ani ölümleri tartışılıyor
Antonio De Nigris'in ani ölümü sporcuların sağlık kontrollerinde yeniden gündeme getirdi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-16 14:23:00
Türkiye'de Gaziantepspor, Ankaraspor ve son olarak Ankaragücü'nde oynayan, daha sonra Yunanistan'ın Larissa takımına transfer olan Meksikalı futbolcu Antonio De Nigris'in ani ölümü, sporculara yönelik sağlık kontrollerini yeniden gündeme getirdi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Gür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, profesyonel sporcuların çoğu kalp krizi kaynaklı ani ölümlerinin ardından genelde ortaya ''Sporcular profesyonel imza atmadan önce kapsamlı kardiyoloji taramasından geçmeli'' gibi iddiaların ortaya atıldığını anımsatarak, bunun gerçekçi bir yaklaşım olmadığını söyledi.
Türkiye'de ve dünyada profesyonel sporcuların kapsamlı bir fiziki kontrolden geçtiğini, daha sonra kalp ritimlerinin ölçüldüğünü vurgulayan Gür, tüm kalp sorunlarının kardiyolojik testlerde ortaya çıkamayabileceğini bildirdi.
Gür, Amerikan Kardiyoloji Derneği'nin bu tür durumlarda, spor kulüplerine ve spor hekimlerine, ''Önce sporcuyu detaylı bir fizik kontrolünden geçirin. Daha sonra kendisinin ve ailesinin kalp ve benzeri sorunlarının bulunup bulunmadığını, ailede ani ölümlerin olup olmadığını içeren sorularla sporcuların ailesel ve kişisel öyküsünü alın'' önerisinin bulunduğunu belirtti.
Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin ise kişisel ve ailesel öykünün yanı sıra ''Sporculara EKG çektirirseniz küçük riskleri tespit etmeniz mümkün'' yönünde yaklaşımda bulunduğunun altını çizen Gür, ABD ve Avrupa'da 100 binde 2-3 ölüm vakasının ''Normal'' olarak karşılandığını ifade etti.
Gür, TFF ve diğer federasyonların profesyonel oyuncularda sağlık kontrollerinde fizik muayenenin yanında kişisel ve ailesel hikayenin alınmasını şart koştuğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Sporculara kendisi ve ailesiyle ilgili sorular soruluyor. 'Ailenizde 50 yaşından önce ani ölüm oldu mu?', 'Antrenman sırasında veya sonrasında bayıldınız mı?'', 'Antrenman sırasında veya sonrasında hiç göğüs ağrısı yaşadınız mı?', 'Ailenizde şeker hastası var mı?'' ve ''Hiç tansiyonunuz yükseldi mi?'' gibi sorular yöneltiliyor. Sporcunun verdiği yanıtlara göre kalple ilgili ekstra bir tetkik için yola gerek olup olmadığı düşünülüyor. Yapılan bu test sporcuya da imzalattırılıyor.''
Türkiye'de 2 milyonun üzerinde aktif spor yapan kişi bulunduğunu, bunların tamamına kapsamlı kalp muayenesi yapmanın neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan Gür, şöyle konuştu:
''Bunlara zevk için spor yapanlar dahil değil. Buna Türkiye'deki kardiyoloji kliniklerinin yetişmesi mümkün değil. Türkiye son dönemde grip salgınıyla uğraşıyor. Buna bile yetişemiyoruz. Amerikalılar'ın mantığı şöyle; 'yüz binde 2-3 kişiyi anjiyo yaparak veya başka önlemlerle kurtarabilirim. Ancak bunun için adam başı şu kadar harcamam lazım. Bunun toplam maliyeti örneğin 2 milyon dolar. Ben bu meblağı trafik kazalarını önlemeye ayırsam bin 500 kişiyi kurtarırım.'
Bize göre de 100 binde 2-3 ölüm öngörülebilir bir risk. Ailesinde veya kendisinde ani ölüme neden bir risk tehlikesi varsa o zaman sporcuya detaylı inceleme yapılsın. Aksi halde sporcuların kalp sorununu tespit etmek için herkese anjiyo yapmak lazım. Bu da gerçekçi bir çare değil.''
Gür, Türkiye'de tüm statlarda, spor kulüplerinde, halı sahalar, spor merkezleri ve alışveriş merkezleri, havaalanları, otogarlar gibi kamuya açık alanlarda defibrilator (Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç) bulundurulmasının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara