Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ömer el Beşir’i Müslümanlar yargılasın

İslam Dünyası bugün Ömer el Beşir’e hesap soramıyorsa, Batı’nın ve ABD'nin hesap sorma iş güzarlığına karşılık verme çabalarımızın vicdan ve inanç bazında hiçbir değeri yoktur.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-16 17:57:00

Ömer el Beşir’i Müslümanlar yargılasın
OSMAN ATALAY*

Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir geçtiğimiz yıl Afrika Liderler Toplantısı için Türkiye’ye gelmişti. Beşir bu kez de İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ve İSEDAK toplantılarına katılmak için Türkiye’ye gelecekti ancak yoğun tepkiler üzerine ziyaretini iptal etti. Beşir’in Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçlusu olduğu gerekçesiyle tutuklama kararı bulunuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi El Beşir’i Darfur’da sivil halka yönelik saldırıları yönetmek, bölgede işlenen cinayetler ve tecavüzlere arka çıkmak, insanları zorla yerleşim yerlerinden sürmek ve arazilerin yağmalanmasından sorumlu tutuyor. 2003 yılından beri Darfur’da yaşanan çatışmalar neticesinde 200 bin sivilin hayatını kaybettiği ve 2,5 milyon insanın evlerini terk ederek geçici barakalarda yaşamaya çalıştıkları sürekli olarak basın tarafından gündeme getirilir. Yıllardır uluslararası insan hakları gözlemcileri bu yönde raporlar hazırlayıp dururlar. Darfur sorunu genelde Batılılar tarafından gündeme getirilirken, çok zayıf da olsa bazı Müslüman yazarlar da Darfur’da yaşananlar hakkında kalem oynatırlar.

4 Mart 2009’da Uluslararası Ceza Mahkemesi Beşir için tutuklama kararı vermişti. AB Ülkeleri’nin tümü UCM’yi tanıyor. Ayrıca 110 ülke de UCM’yi tanımakta. UCM’nin yetkisini tanımayan ülkeler arasında Türkiye de bulunurken ABD, Rusya ve Çin gibi kendi ülkelerinde insanlık suçlarına imza atan ülkeler de var. İlginç bir şekilde Avrupa Birliği ve ABD El Beşir’in Türkiye ziyaretine ciddi tepkiler gösterdiler. Hatta AB dönem başkanı olan İsveçli Yetkili Türkiye’den bu konuda AB ile uyum içinde olmasını istedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly de liderlerin yaptıkları eylemlerden sorumlu tutulmaları ve Sudan’da olanların hesabının verilmesi gerektiğini belirtti. Kelly ayrıca “Türk Yetkililer’den Sudan Devlet Başkanı konusunda hesap verme yükümlülüğüne ilişkin endişelerimizi ifade etme siyasetimizle tutarlı olmalarını bekliyoruz” dedi. Bütün bunlara rağmen gerek Batı’dan gelen gerekse de Türkiye’deki kamuoyu baskısına rağmen Cumhur Başkanı’mız, Dışişleri Bakanı’mız ve İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu El Beşir ile ilgili açıklamalarda bulundular.

Genel söylem El Beşir’in İKÖ çerçevesinde davet edildiği ve Sudan’ın da İKÖ üyesi bir ülke olduğundan bu ziyaretin normal bir ziyaret olduğu yönündeydi. İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin Bey’in 2 dönemdir İKÖ’nün başında bulunduğunu da hatırlayalım.

Kabul etmeliyiz ki Darfur Sorunu İslam Dünyası’nın en trajik sorunlarından biridir. Şimdi şu soruları sormanın tam zamanı: Neden bu güne kadar İstanbul’da bir Darfur Zirvesi yapılmaz? İKÖ niçin bir Darfur Komisyonu kurmaz? Bizler Müslümanlar olarak Darfur Sorunu’nu daha ne kadar görmezden geleceğiz? Ömer el Beşir 1989 yılında general rütbesi ile iktidarı ele geçirdiği yıllardan bu güne kadar çok sıkıntılı dönemler yaşadı. Gerek Sudanlı Hıristiyanlar, gerekse de Darfurlu Müslümanlarla yaşadığı sorunlar nedense bize hep Batı kaynaklı, yabancı güçlerin suni kışkırtmalarıyla oluşan sahte sorunlar olarak yansıtıldı. Darfur sorunu ve El Beşir’e yönelik suçlamaların ne kadar doğru olup olmadığı noktasında açıkçası Sudan Yönetimi İslam Dünyası’nı ve Müslümanları yeterince tatmin edemiyor. Batı’nın çifte standardına karşı çıkıyoruz. Ömer el Beşir’in ABD ve ABD tarafından yargılanmasını da doğru bulmuyoruz. Fakat Ömer el Beşir gerçekten suçluysa Beşir’i yargılayacak bir mekanizmayı İslam Dünyası olarak niçin oluşturamıyoruz. Türkiye, Ortadoğu ve İslam Dünyası’nda hazır büyük bir saygınlık elde etmişken niçin Ömer El Beşir’e “Darfur’da neler oluyor” diye sormuyor? İslam Dünyası artık kendi vicdan merkezlerini oluşturmalıdır. Unutmayalım ki Sırp Lider Karadziç 100 bin Bosnalı’nın katliamından sorumlu tutulduğu için bugün Lahey’de yargılanıyor.

Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin ve yazarların öncelikli görevi “kim olursa olsun mazlumdan yana, kim olursa olsun zalime karşı” anlayışı olmalı. İslam Dünyası bugün Ömer el Beşir’e hesap soramıyorsa, Batı’nın ve ABD nin hesap sorma iş güzarlığına karşılık verme çabalarımızın vicdan ve inanç bazında hiçbir değeri yoktur. Unutmayalım ki bugün Pakistan, Afganistan, Suriye, Mısır ve Irak başta olmak üzere birçok Arap ve İslam ülkesinde insan hakkı ihlalleri utanç verici bir durumdadır. Bu ülkelerin cezaevlerindeki durum Ebu Gureyb ve Guantanamo ile kıyaslanamayacak kadar bile kötüdür. Bazılarını hariç tutarsak genel olarak İslam Dünyası’nda sivil toplum örgütlerinin, derneklerin, vakıfların, köşe yazarlarının, aydınların, akademisyenlerin, hukukçuların kendi problemlerimize bakışta “görmezden gelme tavrı” bir gelenek haline dönüşmüş. Bunun sebebi ve izahını anlamak ise çok güç.

Ömer el Beşir’i Batı yargılamasın. Suriye’yi de işlediği suçlardan dolayı Batı yargılamasın. O zaman Müslümanlar olarak bizler yargılayalım. Akan kanlar, yıkılan evler bizim evlerimiz değil mi? Yitip giden şehirler, katledilen insanlar bizim insanlarımız değiller mi? Bana göre Ömer El Beşir İslam Dünyası’nın vicdanlı kurumları ve insanlarınca yargılanmalıdır. Bizim medeniyetimizin Batı’ya, tüm insanlığa vereceği mesaj, söyleyeceği söz ise hak ve adalet merkezli olmalıdır.

*Mazlum-Der üyesi.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara