Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arınç'tan CHP'ye sert sözler

Bülent Arınç, 'Benim ideolojim iktidara gelse de milletin anasını ağlatsam' diyenler de siyaset yapanlar da var'' dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-15 13:10:00

Arınç'tan CHP'ye sert sözler

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Biz, hizmet odaklı siyaset yapıyoruz. Çıkar amaçlı siyaset yapılır, 'hele bir işbaşına gelsem, kendimin ve çevremin cepleri dolsa. 'Dostuma, yarıma, yarenime birşeyler yapabilsem' diyenler de siyaset yapıyor. 'Benim ideolojim iktidara gelse de milletin anasını ağlatsam' diyenler de siyaset yapanlar da var'' dedi.

AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi'nin açılışında konuşan Bülent Arınç, Türkiye'nin yönetim biçiminin cumhuriyet olduğunu, muhalefetsiz bir iktidar düşünemediğini söyledi. Muhalefet partilerini daima sevdiklerini ama onların kendilerini anlayamadığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
''1950'li yıllarda seçim sistemi böyle değildi. O zaman çoğunluk sistemi vardı. Afyonkarahisar'da 3 parti seçime girse, biri diğerlerinden 3 oy fazla alsa, bütün milletvekilliklerini alıyordu. Çoğunluk sistemi olsaydı, AK Parti 550 milletvekilliğinin tamamını kazanacaktı. O da iyi değil doğrusu, onu da istemezdik herhalde. Muhalefetsiz bir parlamento da olmaz. Biz muhalefeti seviyoruz da CHP ile MHP bu sevginin farkında değil. Ama dün söylediklerini duydunuz. Biz seviyoruz, muhalefetsiz olmaz bu iş.
İktidar her rejimde vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Ben ne yapayım Libya Arap Sosyalist Halk Cemahiriyesi'ni. Orada iktidar var muhalefet yok. Bana muhalefet lazım. Ben demokrasiyi istiyorum. Ben Türkiye'nin demokrasiyle cumhuriyetle yönetilmesini istiyorum. Çünkü bu halkın en uygun rejimi, sistemi hem cumhuriyettir, hem de demokrasiyle taçlanmış olması halidir. Dolayısıyla muhalefete ihtiyacımız var. Allah güzel bir muhalefeti ülkemize nasip etsin bir, bunları da ıslah etsin güzel hale getirsin iki''

Muhalefetin yarının iktidarı olduğunu belirten Arınç, ciddi çalışırsa muhalefetin yarın iktidar olabileceğini söyledi. Yıllarca muhalefet partilerinde bulunduğunu hatırlatan Arınç, muhalefet görevlerini yerini getirirken sürekli iktidara hazırlık yaptıklarını ve iktidar partilerine yol gösterdiklerini kaydetti.

-''ALLAH HİÇBİR İKTİDARA CHP GİBİ MUHALEFET GÖSTERMESİN''-

Yıkıcı muhalefetin ülkeye hiçbir hayır getiremeyeceğini belirten Arınç, muhalefet yapılırken, kişilik haklarıyla oynanmaması, özel yaşam girilmemesi ve hakaret yapılmaması gerektiğini bildirdi.

Arınç, şunları kaydetti:

''Rahmetli Menderes'in Yassıada'da söylediği bir sözün bilmiyorum gerçeklik payı nedir? Aramızda o günleri yaşamış insanlar da olabilir, 'Allah hiçbir iktidara CHP gibi muhalefet göstermesin' demiş olduğunu söylerler. Şimdiki günler belki o günler. Ama biz Demokrat Parti değiliz. İnşallah onların açtığı demokrasi yolunda yürüyen, ama halkın en büyük desteğini arkasına alan ve Allah'a güvenen bir iktidarız.''

CHP'nin, çok partili döneme geçilmesinin ardından 60 yıl geçmesine karşın iktidar olamadığını hatırlatan Arınç, ''60 yıldır halkımız CHP'yi tanıdığını ve bu partiyi iktidar olarak seçmeyeceğini ilan ediyor'' dedi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''1950 yılında Demokrat Parti'nin iktidar olmasından bu yana 60 yıl geçmiş. Yani bir insan ömrü. 60 yılda CHP hep varoldu. 1980 darbesini saymıyorum, o zaman hepimiz kapandık. 60 yılda CHP o kadar seçime girdi, hiçbirisinden tek başına iktidar olarak çıkamadı. Bu size neyi anlatır, neyi gösterir? Millet demek ki CHP'yi tanıyor, yaptıklarını biliyor, bu partiden kendisine iktidar seçmeyeceğini de 60 yıldır ilan ediyor. Bu böyle devam edebilir mi? Etmemesi lazım, o zaman da CHP'nin değişmesi lazım. Bu zihniyetle, bu ceberrut kafayla, 1950'li yılların öncesinde, 'ben ne istersem o olur, ben ne düşünürsem sen de onu düşüneceksin, ben nasıl istersem öyle giyineceksin, ben nasıl istersem öyle inanacaksın, benim gösterdiğim yola gideceksin' diktatörlüğüyle yoluna gidecek olursa, halka değer vermezse, halkın ortak değerlerini paylaşmazsa, yol göstermezse, 60 senede olmayan şey, bundan sonra da olmaz demektir. İktidar olmaya niyetleri varsa, dünyada herşeyin değiştiği gibi, CHP'nin de değişmesi lazım.''

Diğer partiler için de aynı şeylerin geçerli olduğunu belirten Arınç, ''MHP ve sayın Hüsamettin Cindoruk'un şimdi oradan buradan topladığı Ergenekoncular ile yeniden düzenlemek istediği partisi için de aynı şey geçerli. Halka sırtınızı dönerek siyaset yapamazsınız. Halkın değerlerine saygısızlık yaparak iktidar da olamazsınız. Güçlü de olamazsınız'' dedi.

Siyasetin sivil insanların işi olduğunu ifade eden Arınç, ''Milletin sivil demokrat düşüncesini reddederek, askeri düşünceyle iktidar olmak mümkün değildir'' diye konuştu.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Terörü sona erdirmek için çok basit bir formül, ama çok zor bir iş lazım. O da dağa çıkışların önünü kesmek, dağdan inişleri kolaylaştırmaktır'' dedi.

AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi'nin açılışında konuşan Bülent Arınç, ''dağa çıkma'' olaylarının bir kısmının nedeninin işsizlik, bir kısmının da gelecek kaygısı olduğuna işaret etti.

''Dağa çıkmanın 10 tane sebebi var belki'' diyen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İkincisi inkardır, üçüncüsü kendisini ifade edememektir, dördüncüsü yanlış eğitimdir, beşincisi bir başka şeydir, ama ben oraları iyi biliyorum. Oralarda gençler 'bizim halimiz ne olacak' dediği zaman, önüne dağa çıkmaktan başka bir seçenek koyamazsanız. İnandırıcı olamazsanız, sizin vatanperverlik demenizin bir kıymeti yok. Yatırım yok, o bölgelere teşvik veriyorsunuz, teşvikten istifade etmek için müracaat eden bile yok. (Herşeyimi kaybedeceğim. Neden gideyim) diyor insanlar.''

Terör sorununun çözülmesi durumunda Türkiye'nin önünün açılacağını vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:
''Terör sorununu çözerseniz, Türkiye'nin önü açılır. Kendi kaynaklarımızı heba etmeyiz. İnsanımızın zenginliği için kullanırız. Dış dünyada da itibarımız artar. Bu sorun ülkenin en başta gelen güvenlik sorunudur. Buraya döktüğümüz paraları vatanımızın kalkınması için harcamış oluruz. Bir bakıma Türkiye'de gittikçe ayrılan, birbirinden kopan, birbirine düşman hale gelen halkı da, yani etnik kökenleri farklı olan farklı kimliklerin sahiplerini de barıştırmış olmamız lazımdır ki toplumsal barışı kurmuş olabilelim.''

-''TERÖRÜ SONA ERDİRMEK İÇİN BASİT FORMÜL, ZOR BİR İŞ LAZIM''-

Arınç, demokratik açılım projesi ilk kez konuşulmaya başlandığında MHP ve CHP'nin karşı çıktıklarını belirterek, ''muhalefet partilerini bir kenara koyarak bütün siyasal partilerle, meslek kuruluşlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, konuyla ilgili (ben de şöyle düşünüyorum, benim de şöyle bir fikrim var) diyen herkesin düşüncelerinin alındığını'' kaydetti ve şöyle konuştu:
''Terörü sona erdirmek için çok basit bir formül, ama çok zor bir iş lazım. O da dağa çıkışların önünü kesmek, dağdan inişleri kolaylaştırmaktır. Çünkü şu anda hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında özellikle Kandil ve çevresinde olmak üzere toplam 5 bin civarında silahlı militan var. Bunlar zaman zaman Türkiye'ye giriyorlar, eylem yapıp çıkıyorlar. Ne kadar bombalarsanız bombalayın, onlar çok muhkem yerlerde kendilerini koruyorlar. İstihbaratları da çok güçlü ve adeta meydan okur noktadalar. Biz bunlarla mücadele ederken, Allah razı olsun ki o şehitlerden, gazilerden ve o görevlilerden ki, belki amaçlarına ulaşmadılar, yoksa meydanı boş bulsalardı kim bilir Türkiye'yi bugüne kadar kaç parçaya ayırır ve Türkiye'de başımıza gelmedik hiçbir şey kalmazdı. Biz şimdi sadece bu acıları konuşuyoruz. Ya bir de muvaffak olsalardı, ya terörle mücadele de biz başarılı olamasaydık ne olacaktı. O zaman bu cennet vatanımız, Allah korusun elden gidebilir, eşkıyanın baskısı altına girerdi. İşin bir de böyle tehlikeli tarafı var. Kendimizi ve ülkemizi muhafaza ettik, ama canlara kastedilmesini maalesef önleyemedik.''

Dağa çıkmayı önlemenin ''dağa çıkmasınlar'' demekle olmayacağını ifade eden Arınç, ''Sayın Bahçeli öyle diyor, (dağdan insinler). Bizim Ömer Çelik de (siz söyleyin de insinler bari) dedi. Dağdan insinler demekle inmedikleri gibi, çıkmayın demekle de çıkmaktan vazgeçmzler'' diye konuştu.

Arınç, sorunun bu denli basit olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bölge insanımız o kimlikle konuşmayı istiyorsa, şarkı söylemeyi istiyorsa, gazete dergi çıkarmak istiyorsa ki 2002 yılından bu yana çıkarıyorlar, özel radyo ve televizyonlarında bu dilde yayın yapmak istiyorsa ki bunu örgüt değil halk istiyor, TRT Şeş benim döneminde açıldı. Ben daha sonra bu bölgeleri ziyarete gittim. Yeminle söylüyorum size, Diyarbakır Ulu Cami çevresinde yüzlerce insan çevremize geldi ve dedi ki 'Allah sizden razı olsun'. Neden? Dediler ki 'biz eskiden Kürtçe yayın dinleyebilmek için radyolarımızı açardık, Ermenistan'dan Kürtçe yayın yapan radyoları dinlerdik. Tahran'dan kürtçe yayın yapan radyo dinlerdik. Şimdi biz kulağımızı Ermenistan'a, İran'a vermiyoruz. Çünkü onlar bize Kürtçe konuşurdu, ama Türkiye'yi kötülerlerdi. Şimdi siz televizyon yaptığınız, hikayeyi, haberi, programı buradan dinliyoruz. Evlerine kapandı insanlar.''

Bölge insanının her türlü ihtiyacının karşılanması için çalıştıklarını belirten Arınç, sorunun ''Kürt sorunu'' olmadığını, o yüzden de demokratik açılım adını aldığını anlattı.

Arınç, demokratik açılım projesini başlatmanın tam zamanı olduğunu dile getirerek, çözümü bölge halkının istediğini kaydetti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''İnişler sürdüğü takdirde çıkışları da önlemiş olacağız. Çünkü, (madem iniyorlar, ben niye çıkayım) diye düşünmeye başlayacaklardır'' dedi.

AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi'nin açılışında konuşan Bülent Arınç, AK Parti'nin bölgedeki varlığının Türkiye'nin bir şansı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Arınç, şöyle konuştu:

''AK Parti'nin oradaki mevcudiyeti Türkiye'nin bir şansıdır. CHP'ye duymadıkları güveni, MHP'ye duymadıkları güveni AK Parti'ye gösteriyorlar. Neden? Çünkü AK Parti onlara hizmet ediyor, kimlik farkı gözetmiyor, hizmet veriyor ve onun karşılığını da alıyor. Bu acı bir ilaç gibidir. Ben demokratik açılım diyorum, MHP 'PKK açılımı' diyor. Ben DTP ile görüşüyorum, Deniz Baykal 'siz İmralı ile görüştünüz'. 'Siz PKK ile buluştunuz' diyor. Bunlar farklı şeyler, bu düşünce Türkiye'yi bu hale getirdi. Siz PKK ile bölgede yaşayan bütün Kürt halkını, Kürt kardeşlerimizi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan bütün insanları aynı kefeye koyarsanız, onlara da örgütçü PKK gözüyle bakarsanız, o insanları kendinize düşman edersiniz.

Yapacağımız iş şudur; örgüt bir tarafta varsa var, ona hepimiz düşmanız, ama Kürt kardeşlerimizi de kucaklayacağız ki onunla örgütün arasını açabilelim. 'PKK eşittir Kürt' dediğiniz zaman Türkiye'de yaşayan sadece 10 milyon, 8 milyon Kürt değil, sayısı da önemli değil, ama bütün dünyadaki özellikle bölgemizdeki Kürt kökenli insanları da rencide edersiniz, örgütü de güçlendirmiş olursunuz. Zaten PKK'nın da demek istediği bu değil mi? 'Ben bütün Kürtleri temsil ediyorum' demiyor mu? Hayır, asla ve kata. Korkmasalar hiçbirisi de PKK'yı ağzına bile almaz, ama baskı var, yıldırma var, öldürme var, naylonlara sarıp ateşe vermek var, babasının gözünün önünde oğlunu, annesinin gözü önünde karısını öldüren bir cinayet şebekesi var Türkiye'de.''

-''İNİŞLER SÜRDÜKÇE ÇIKIŞLARI DA ÖNLEMİŞ OLACAĞIZ''-

Arınç, ''Baykal, (ateş devam etsin biraz daha odun atalım) diyor. Neden? (PKK eşittir, İmralı eşittir DTP) diyor. Bugün halkın oylarıyla gelmiş milletvekilleri var. Gönüllerinden geçeni az çok biliyoruz. Söyledikleri sözleri az çok tanıyoruz, ama Türkiye'de demokrasi diye birşey varsa, halkın oyunu alıp gelmişlerse, sonra siyasi bir parti kurmuşlarsa, bizim onlara bir parti gözüyle (arkadaşlar ne söyleyecekseniz söyleyin, sizi dinleyeceğiz. yanlışlarınız varsa düzeltelim, doğrular varsa birleşelim) dememiz lazım'' diye konuştu.

Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:

''Örgüt dağılma noktasına geldi. Vatandaşımıza sahip çıkacağız ve örgütü güçsüz hale getireceğiz. Türkiye içinde de iyi bir noktaya geldik. Örgüt dağılma noktasında, ancak çıkışlar devam ediyor. O zaman inişleri teşvik etmemiz lazım. Suç işleyenler varsa cezalarını çekecekler, suç işlemeden dönenler varsa da memleketlerine döneceklerdir. En azından inişler sürdüğü takdirde çıkışları da önlemiş olacağız. Çünkü 'madem iniyorlar, ben niye çıkayım' diye düşünmeye başlayacaklardır. Bu bir psikolojik harekattır.''

AA
SON VİDEO HABER

Rus askeri Şam'dan ayrıldı! Suriye'den yeni görüntüler

Haber Ara