Albay Çiçek'in tahliyesine protesto
Özgür-Der ve Mazlumder, Albay Çiçek’in skandal bir kararla serbest bırakılmasını protesto amacıyla bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde bir protesto eylemi yaptı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-14 21:13:00
Demokrasiye müdahale eylem planında imzası bulunduğu gerekçesiyle tutuklandıktan kısa bir süre sonra ikinci kez serbest bırakılan Albay Dursun Çiçek'in tahliye edilmesi protesto edildi. Genelkurmay'ın yargıdan elini çelmesini isteyen eylemciler, 'Islak imza 2 günde nasıl kurutuldu' yazılı döviz taşıdı.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen yaklaşık 50 kişilik grup tahliye kararına tepki gösterdi. Aralarında Mazlumder, Özgürder ve Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) de aralarında bulunduğu çok sayıda dernek tarafından oluşturulan "Adalet için dayanışma" platformu üyeleri, slogan ve pankart eşliğinde eylem yaptı. Gruptakiler, 'Cuntaya hayır', 'Darbeciler yargılansın', 'Ergenekon cumhuriyetinde darbeciler serbest, hukuk tutuklu', 'Hükümet Başbuğ'u görevden al', Cunta hükümeti devirmeden hükümet cuntayı dağıtmalı' ve 'Islak imza 2 günde nasıl kurutuldu' yazılı pankart ve döviz taşıdı.
Özgürder Genel Başkanı Rıdvan Kaya, somut bir darbe planından bahsedildiğini söyledi. Kaya, "Dursun Çiçek, herhangi bir gazetede veya dergide görüşlerini ortaya koymuş birisi değildir. Dursun Çiçek, somut olarak Genelkurmay karargahında darbe planına imza atmış biridir. 'Darbe olgusu var mıdır yok mudur?' diye tartışacağımız bir konu değildir. Türkiye'nin 50 yıllık tarihi darbeler geçidi şeklinde önümüze net bir tablo ortaya koymaktadır. Planda da çok somut vahim planlar olduğunu görüyoruz. Bu planların altında imzası bulunan şahıs, imza konusundaki belirsizlik giderilmesine rağmen serbest bırakılabiliyor." dedi.
Genelkurmayın yargıyı etkilediğine dair kamuoyunun ciddi endişenin bulunduğunu ifade eden Kaya, "Bu endişeler ne yazık ki dün gerçekleşmiştir. Sormak lazım; Genelkurmay dayanışması diğer muvazzaflar için de gerçekleşecek mi? Örneğin Cemal Temizöz'ün de serbest kalıp kalmayacağını merak etmeye başladık. Adı onlarca faili meçhul cinayete karışmış biri 'kaçma şüphesi yoktur, adresi bellidir' diyerek bırakıldığını görürsek ona da şaşırmayacağız." diye konuştu.
İkinci Ergenekon davası tutuklu sanığı Hasan Atilla Uğur'un mahkemedeki ifadelerini hatırlatan Kaya şunları söyledi: "Albay Hasan Uğur 'Biz kendi başımıza bir şey yapmadık. Emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirdik' dedi. Aynı mantıkla Dursun Çiçek'in konumunun da bu olduğunu biliyoruz. Hasan Uğur'un tutuklu kalması acaba emekli olmasından mı Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar da, tahliye kararına tepki gösterdi. Sarıyaşar, "Silahlı kuvvetlerin geçmişte yargı mensuplarını alıp da brifingler düzenlediğini, 28 Şubat sürecinin nasıl hazırlandığına şahit olduk. Bunların tekrar etmesini ve bunlarla ilgili olan erkin devamlılığının her zaman karşısında olduk olacağız. Silahlı kuvvetler halkına karşı olan namlusunun ucunu bu milletin gerçek düşmanı varsa ona çevirmelidir diyoruz." dedi.
Rıdvan Kaya'nın ardından söz alan Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar ise "Başbakan gecikmeksizin Org. Başbuğ'u ve darbe örgütlenmesine karışan bütün subayları görevden almalıdır. TSK, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalı ve iç güvenlikten tamamen el çektirilmelidir. Namlusunu halka çevirmiş bir ordu hiçbir gerekçe ile meşru görülemez." dedi.
Son olarak İLKAV Genel Başkanı Mehmet Pamak ise özetle şunları ifade etti: "Sorunun merkezi olarak Türkiye'de darbeci zihniyetleri yetiştiren eğitim anlayışı ve yasal düzenlemeler var. Bu darbe fideliği kesinlikle tasfiye edilmelidir. Ordu yeniden yapılandırılmalı, iç güvenlikten tamamen çekilmeli, cunta yapılanmasına karışan tüm subaylara derhal görevden el çektirilmelidir. Askeri bürokrasinin halka tahakküm etme yolları tamamen kapatılmalı ki adalet, güvenlik ve huzur temin edilebilsin. Ordu mensupları rehabilitasyona tabi tutularak darbeci saplantılarından kurtarılmalıdır."
Protesto eylemine katılan topluluk tarafından "Genelkurmay Yargıdan Elini Çek", "Ergenekon Çetesi Dağıtılsın Militarizm Bataklığı Kurutulsun", "Darbeci Karargah Dağıtılsın!", "Hükümet Başbuğ'u Görevden Al!" ve "Darbeciler Serbest, Hukuk Tutuklu!" sloganları atıldı.
Konuşmaların ardından bir süre daha slogan atan grup sessizce dağıldı.
Kaynak: Haksöz - Cihan
Basın açıklamasının tam metni:
DARBECİLERE MÜSAMAHA HUKUK DÜZENİNE KASTETMEKTİR!
Ortaya çıktığı Haziran 2009 tarihinden bu yana, kamuoyunda büyük tepkilere neden olan “İrticayla Mücadele Eylem Planı” ile ilgili gelişmelerde gelinen aşama, halkın geleceğine kastedenlere yargının geniş hoşgörü ve müsamahasının endişe verici bir noktaya ulaştığı gerçeğidir. Darbe ve darbeci girişimlere gösterilen iltimas, toplum düzenine yönelmiş tehditlere de müsamahadır. Darbelerden belini doğrultamamış bu ülkenin darbecilerine karşı halen bu kadar hoşgörü ve müsamaha lüksü olmamalıdır.
Henüz soruşturmanın devam ettiği ve delillerin tümünün toplanmadığı bir yargı sürecinde delilleri karartma şüphesi yoğun olan bir sanığın serbest bırakılması, darbeci zihniyete moral, halka ise tedirginlik vermiştir.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Eylem Planında imzası bulunan tutuklu Albay Dursun Çiçek’in yeniden serbest bırakılmış olması, hukuk düzenine, insan hak ve özgürlüklerine yönelik açık ve cüretkâr bir saldırı planı olan 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' adlı belgenin yok sayılması anlamına gelmektedir. Belgenin, Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığınca hazırlandığı ve belgedeki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu Adli Tıp tarafından yapılan inceleme neticesinde kesinleşmesinden sonra kamuoyu darbecilere yönelik daha etkin ve kalıcı girişimler beklemektedir. İkinci serbest bırakma kararı bu beklentileri boşa çıkarmaya yetmeyecektir. Zira kamuoyu, kendi iradesine yönelmiş bu saldırıların artık farkındadır.
Türkiye’nin darbeci kişi, kurum ve zihniyetlerin hesap verebileceği bir hukuk düzenine ihtiyacı var. Darbecilere müsamaha gösteren bir düzene değil…
Bizler, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir düzenin inşa edilebilmesi için halk iradesini yok sayarak, özgürlüklerin varlığına kasteden başta darbeci kişi, kurum ve zihniyetler olmak üzere, tüm kurumların acilen hukuki ve idari yollarla tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Söz konusu belge, içeriği ve ikinci serbest bırakma kararı ile ilgili olarak tekrar ediyoruz;
Belgenin hazırlandığı TSK bünyesinde, komuta kademesi dâhil, darbe planında adı geçen tüm muvazzaf subayların derhal görevden el çektirilmesini ve sağlıklı bir yargılamanın önünün açılarak derhal sivil yargı önüne çıkarılmasını ve sivil yargının gerçek ve etkin olarak darbecileri yargılaması önündeki güncel ve yapısal engellerin kaldırılmasını,
Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasını, siyaset ve toplum üzerinde egemen otorite görüntüsü veren TSK’nın mütehakkim pozisyonuna son verilmesini,
Darbelere ve hukuksuzluğa yasal kılıf olarak bahane edilen TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesinin tümüyle lağvedilmesini, 43. Maddesinin 1. cümlesindeki “…ve üstündedir” ibarelerinin acilen madde metninden çıkartılması için kanun değişikliği yapılmasını,
Son darbe planı tartışmaları ile birlikte görüldüğü üzere, cuntacıları koruyup kollayan askeri yargı hukuksuzluğunun yanı sıra, sivil yargının Albay Dursun Çiçek’i serbest bırakma kararında görüldüğü üzere, darbecilere gösterdiği müsamahaya son verilmeden darbe girişimleri engellemenin mümkün olmadığı, bu nedenle yargıda, askeri yargıyı da kapsayan yapısal reformlara hız verilmesini,
Darbe döneminde ve halk iradesi yok sayılarak 82 Anayasası ve hukuku yok sayan kanunların yürürlükten kaldırılarak, halkın iradesini esas alan yeni bir anayasa hazırlanmasını talep ediyoruz. Kamuoyuna duyurulur.
14.11.2009
ADALET İÇİN DAYANIŞMA PLATFORMU
Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER), Akabe Kültür ve Eğitim Vakfı (AKEV), Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı (AKDAV), Araştırma Kültür Vakfı (AKV), Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AK-DER), Fatih Akıncıları, Hikmet Vakfı, Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER), İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Medeniyet Derneği, Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG), Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der), Uluslararası Hukukçular Birliği.
SON VİDEO HABER
Haber Ara