Açılımın perdesi aralandı, muhalefet konuştu
TBMM Genel Kurulu'nun “Demokratik Açılım” özel gündemli toplantısında ilk sözü alan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, demokratik açılımın iki hedefi olduğunu söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-13 16:48:00
Atalay 'Açılım'ın ilk adımını açıkladı
"Demokratik açılım"ın Meclis'teki tarihi oturumu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın konuşması ile başladı.
Atalay, şu ana kadar atılan adımları anlattı, yeni atılacak adımlarla ilgili bilgi verdi.
Türkiye'de demokrasinin standartlarını yükseltecek şeyin demokratik ve sivil bir anayasa olduğunu belirten Atalay, mevcut anayasanın her açıdan toplumun gerisinde kaldığını söyledi.
Bu anayasanın gelişen Türkiye'nin ve Türk Milletinin 21. yüzyıldaki ihtiyaçlarını karşılayamayacağının açık olduğunu vurgulayan Atalay, milletin bu anayasayı hak etmediğini belirtti.
SLOGAN BELLİ OLDU
Atalay ayrıca Demokratik Açılımın sloganının "Herkes için daha fazla özgürlük" olduğunu açıkladı....
Atalay açıklamasında şunları söyledi:
OLAĞAN ÜSTÜ HAL'E SON VERDİK
Uluslarası aktif siyaset sayesinde terörün beslendiği kaynaklar enemli ölçüde kesilmişitir..
Partimizi var olmasının en önemli sebeplerinden biri Türkiye'deki demokrasi açığının kapatılmasıdır. Biz insanımızı hiçbir ayrımn göstermeksizin onurlu bir varlık olarak görüyoruz...
Ekonomik ve sosyal adaletsizliklerin kaynağında eşitszilik vardır. Ülke sırınları içerisinde kim olursa olsun, herkesin eşit olduğunu pekiştirmek istiyoruz... Demokratik açılım yeni bir ikilimi getirmektedir...
İktidara gelir gelmez Olağan Üstü Hal'e son verdik. Özellikle 90'lı yıllarda ülkemiz, faili meçhullerle, işkencelerle gündeme gelen bir ülke haline gelmişytir. Türkiye'de "olağan hale" gelen Olağan Üstü Hal'den Hükümetimiz kurtarmıştır...
HERKES İÇİN DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK
Farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması için TRT 6 yayına sokulmuştur... İşkence ve kötü muamalenin tanımı geliştirilmiş, cezaları artırılmıştır.. Şehit aileleri ve gazilerle çok yakından ilgilendik ve ilgileniyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar 10 bin kişi istihdam edilmiştir.
Köye dönüş ve rehabelitasyon projesi 14 ilimizde devam etmektedir... Terör örgütünün istismar ettiği tüm hususlar ellerinden tek tek alınmakta...
Biz terörle mücadele çerçevisinde alınan önlemleri yeterli görmedik, görmüyoruz. İcraatlarımızı kısa vadeli değil sorunların tamamıyla çözülmesi için gerçekleştirme hedefimizdir...
Bu nedenle Demokratik açılımın sloganı; "Herkes için daha fazla özgürlük"tür... Bu Türkiye'yi zayıflatmak aksine güçlendirir... Tutuklu ve hükümlülerin ana dillerinde yakınlarıyla görüşmesi için daha geçtiğimiz günlerde düzenlenme yapılmıştır...
AYRIMCILIK KOMİSYONU KURULUYOR
Farklı dil ve lehçelerin kullanılmasının önünde olan engeller kaldırılacaktır... Hedefimiz; Vatandaşlarımızın onurlu, vakur ve güvenlik içerisinde yaşamasını sağlamaktır...
Bağımsız bir ayrımcılık komisyonda ülkemizde de kurulacaktır. Ayrımcılıkla ilgili her türlü şikayeti olan bu komisyana rahatlıkla başvurabilecektir... Bu komisyonun kurulması için önümüzdeki günlerde Meclis'e yasa teklifi verilecektir.
Bağımsız kolluk şikayet mekanizması, bir yandan işkencenin önlenmesine diğer yandan da güvenlik güçlerimizin haksız yere eleştirilmesinin önüne geçecektir.
ESKİ İSİMLERİ GERİ VERME HAKKI
Bugüne kadar çeşitli sebeplerle isimleri dğeiştirilen yerleşim birimlerine, yerel talep olması halinde mevzuat hükümlerine uygun olrak eski isimlerin verilmesi sağlanacaktır.
Diğer yandan, siyasi partiler hukukunun alanını genişletmeyi, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün bir gereği olan siyasi propaganda hakkının önündeki bazı yasal engellerin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Sözgelimi, siyasi partilerin seçim çalışmalarında vatandaşlarımızın kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de onlara seslenebilme imkânı verecek gerekli çalışmalar bunlardandır
Bütün bunlar nihai maddeler değildir. Demokratik açılım ucu kapalı bir paket değil, dinamik bir süreçtir.
Mevcut Anayasa her açıdan toplumun gerisinde kalmıştır. Millet bu anayasayı hak etmiyor. Anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Bu 3 madde tartışma dışındadır.
Demokratik üniter yapımıza, milli birliğimize asla zarar veren değil aksine bunları pekiştiren bür süreç olacaktır. Biz fitne unsurlarını, önlemek ve bu alanı temizlemek istiyoruz... Milletimizin önünde bu fitne unsurları kalmasın. Bağları daha bir artırsın, bizim dileğimiz budur. AK Parti Hükümetlerinin geçtiğimiz 7 yılda yaptıkları bellidir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, alnımız ak başımız dik olarak dolaşsın diye çalıştık...
Ahmet Türk: Gelinen nokta yapılan hataların sebebidir
Meclis'teki demokratik açılım oturumunda konuşan ilk Genel Başkan, Ahmet Türk oldu.
Bugün ülkemizin en dramatik sorununu konuşuyor ve bu konunun Meclis çatısı altında yapılıyor olmasının çok önemli olduğunu belirten DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "Gelinen nokta yapılan hataların sebebidir" dedi.
Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk ise ülkenin doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyi ile ortak bir acıyı yaşadığını belirterek, bütün bunlara rağmen halkın barışta ısrarcı olmasını bir erdem olarak gördüklerini söyledi.
Ahmet Türk, "Halklar arasında bir etnik çatışma olmamasını bir kazanım olarak görüyoruz. Her türlü ırkçı, faşizan tahriklara rağmen halkların birarada ve barış içerisinde yaşama arzusunu koruyor olmasını büyük bir saygıyla karşılıyoruz" dedi.
MECLİS EN TALİHSİZ GÜNLERİNDEN BİRİNİ YAŞIYOR
Daha sonra kürsüye MHP Lideri Devlet Bahçeli geldi. İşte Bahçeli'nin konuşması:
"Terörle mücadelede vatan ve bayrak uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Bu şerefli mücadelede gazilik mertebesine ulaşan kahramanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyorum.
Bugün TBMM, 89 yıllık kutlu tarihinin en talihsiz günlerinden biri yaşanmaktadır. Bu çatı altında konuşulan konulardan üzüntü duymamak mümkündür. 7 yıldır Türkiye’yi derin uçuruma sürükleyenlerin, milletimizi bölme hayallerini mi tartışacağız?
Hükümet eliyle, Türkiye için bölünme modelleri arayışına girilmesine siyasi tarihimizde ilk defa görülmektedir.
Dün meclis’in ilk başkanı olan Mustafa Kemal’in Anadolu’ya çöreklenmiş işgalciler için verdiği mücadeleye bakınız, bugün aynı çatı altında bulunanların getirdiği düşüncelere bakınız.
Dün malazgirtten bu yana bu toprakları vatan yapmak için can veren şehitlerimize bakın, Bugün şehidini sorgulatan bir anlayışın düştüğü çaresizliğe bakınız
Dün dağınık yoksul bir milleti bir araya getirerek yorgun küskün kitlelerden büyük bir millet yaratanlara bakın, bugün aynı muhteşem milleti 36’ya bölmeye çalışanlara bakınız.
Bugün burada neyi tartışacağız. Nasıl bölüneceğimizi mi? Kardeşlerimizi nasıl terk edeceğimizi mi?
Bugün burada hangi karara varacağız? Şehitlere nasıl ihanet edeceğimizi mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağımızı mı? Asker polis ve korucularımızın hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağımızı mı?
Aylardan beri konuşmak istiyordunuz, milletimizin şahitliğinde duymak istiyoruz. Maksadınız hangisidir. Bize neyi anlatmak istiyorsunuz. Bunların hangisini tartışıp, hangisini kabul edip, hangisine destek vereceğiz.
Allah esirgesin bunlara izin verirsek göz yumarsak, görmezden gelirsek, muhterem ecdadımıza ne diyeceğiz? Şayet varsa bir yolunuz siz söyleyiniz. Gafletteydik uyuyorduk güçsüzdük mü diyeceksiniz? Görmedik bilmedik düşünmedik mi diyeceksiniz? Oy peşindeydik mi diyeceksiniz? Bu mekanda ayakta alkışladığınız küresel güçler böyle itiyorlardı mı diyeceksiniz?"
Baykal: PKK - Hükümet dirsek temasındadır
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yaptığı konuşmada "Bu gizli bir süreçtir ve bu süreçte iktidar yanlız değildir. Kimler destek vermiştir? diye sordu. Baykal, PKK ile iktidarın arasında bir işbirliği olduğunu iddia etti.
Meclis'te İçişleri Bakanı Beşir Atalay, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'da bir konuşma yaptı. Baykal, iktidarın, süreçle ilgili bir açıklama yapıalmadığını, sadece iyi niyetlerin ve temennilerin dile getirildiğine dikkat çekti.
Baykal'ın konuşmasından satır başları şöyle;
" Tarihi bir oturum gerçekleştirmekte olduğumuz açıktır. Bu tesbiti sadece önümüze getirilmiş olan düzenlemelerle ilgili olarak ifade etmiyorum. Ama 3.5 aydır bir açılım tartışması topluma dayatılmıştır. bu seyri bu sürecin yönetiliş biçimini toplumda dile getirilen açılım taleplerini ve İçişleri Bakanı'nın konuşmasında resmileştirilmesi kararı alınan önerileri dikkati alarak konuşmamı yapıyorum. İlk kez TBMM büyük tarihi içinde uluslaşma mücadelesini tersine çevirmeye yönelik ulus devleti kimliğini tahrip etmeye yönelik hükümet eliyle iktidar aracılığıyla gündeme taşımıştır. İlk kez bugüne kadar izlemiş olduğumuz bir meilley oluşma çabasında kattettiğimiz yolu tersine çevirmeye amaçlamıştır. Ne yapabilirlerse o çerçevede bir programı uygulama anlayışı içine girdiğini tesbit ediyoruz. Bu çok önemli bir kırılmadır.
3.5 aydır polis akademisi buluşmasından sonra pek çok toplantı gerçekletirildi. Türkiye tarihi bir adım atacak duygusu içine yerleştirildi. Bu arayışın temel amaç olarak anaların gözyaşını dindirmek içine oluşturuldu. Bunu elbette sağlamalıyız duygusu toplumda yaratıldı. Bunun nasıl sağlayacaksınız, bunun kararını siz mi aldınız bu sorular akıllarımızda. Bu süreci ilgiyle ve kagıyla izledik. Cumhurbaşkanı bu fırsatın kaçırılması durumunda dış güçlerin bize dayatmalar yapacagını söyledi.
Yeni yöntemler geliştirme kapasitesinde terörü sona erdirecek Türkiye'nin ulaştığını söyledi. Bu süreci ilgiyle anlamayla çalıştık.
Gizli bir süreçti
İktidarın ne yapacağı ile ilgili hiçbir görüş dile getirilmedi. Sadece temenniler, iyi niyet ifadeleri bu yöntemin ana karakteristiği oldu. Bu sürecin ucu açık bir süreç olduğu söylendi. Ne yapacağı sınırsız bırakılan, ne bekliyorsa birileri onların da beklediğinin verilmesi bir politika olarak verildi. Bu süreçte İçişleri Bakanı Anayasa değişikliği olmayacak dedi Başbakan yalanladı. Başbakan uzun vadede değişiklik vardır., masadadır dedi. Bu mesaj bilinçli olarak verildi. Samimi olmayan aldatmacaya yönelik bir süreç götürüüldü. Başbakan yapacağı şeyleri hazmetmiş ama tepeden millete bakarak diyor ki 'Siz hazmettiremezsini. Size hazmettire hazmettire taşıyacağım' bu aldatmacanın bu projede yer almış oldugunu bize gösterdi.
Bu süreci iktidar kendisi tek başına mı söylüyor. Böyle bir dayanışmayı kimlerle gerçekleitrdi? İktidarın anaların gözyaşlarına son vermesine kim destek verecerk? BU netlik kazanmadı. Ama bir süre sonra 19. Ekim'de oldu bittiyle bu sürecin içinde Türkiye'nin nasıl koparıldığını gördük.
19 Ekim'de Kandil'den gelen PKK'liler sınıra geldilerve içeri girdiler. Bu önemli bir olay tabi. Terör mücadelesi veren o örgütün üyelerinin gelmesi sevindirici. Ancak buraya gelerek terör örgütünden ayrılarak bir yer varılmayacağını pişmanlık duyan anlayış içinde değillerdi. Elçi olarak geldiklerini ifade ettiler.
Başbakan da Kürsüye Çıkacak
Şahısları adına söz isteyecek iki milletvekilin ardından bu kez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıkacak. Erdoğan, hükümet adına eleştirileri yanıtlayacak.
Meclis'te genel görüşme önerisinin öngörüşmesi geçen salı günü yapılmış ve oturumda gerginlik yaşanmıştı.
Haber Ara