İşte el Beşir ve Sudan gerçeği...
Batılı ülkelerin "soykırım"la suçladığı Sudan lideri el Beşir neden hedefte? El Beşir'e mi düşmanlar, yoksa Sudan üzerinde hesapları mı var? İşte Sudan ve El Beşir dosyası...
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-09 01:09:00
Mustafa R. Özgür'ün dosyası...
Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’in İslam Ekonomik ve Ticari Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelmesi, Türk ve dünya kamuoyunda büyük yankı buldu. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Darfur’da ‘savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediği’ iddiasıyla hakkında tutuklama kararı çıkarttığı Sudan Devlet Başkanı El-Beşir’in Türkiye’ye gelmesi, Türkiye-AB ilişkilerinde de bir krize sebep olmuş ve kriz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sert çıkışı ile aşılmıştı. Peki, Batılıların El Beşir’e bu kadar saldırmasının ve iddiaların arkasında ne tür planlar var? Darfur’da neler oluyor? İşte tüm yönleri ile Darfur ve El Beşir dosyası...
AFRİKA’NIN EN BÜYÜK ÜLKESİ
Sudan, Afrika’nın en zengin ülkelerinden birisi. Yüzölçümü olarak da Afrika’nın en büyük ülkesi. 2.5 milyon kilometrekarelik toprağı ile Türkiye’nin tam olarak 3 katı büyüklüğe sahip. 1956’da bağımsız olan bu güzel Afrika ülkesi, dünyanın en verimli topraklarına sahip. Başta petrol, uranyum ve bakır olmak üzere birçok yeraltı zenginliği var. Sudan, Batılı devletlerin Afrika hakimiyetlerine kafa tutuyor ve Kızıldeniz’i de kontrol ediyor. 21 yıl boyunca ülkenin güneyindeki Hıristiyanları kışkırtan Batılılar, şimdi de Darfur meselesini kullanarak Sudan’a saldırıyorlar.
30 YILDIR SİYONİZM’E KARŞI MÜCADELE VERİYO
Afrika kıtasının Batılılara karşı tüm direniş hareketlerini destekleyen Sudan, 30 yıldır emperyalistlere, sömürgecilere ve Siyonistlere karşı büyük bir direniş merkezi oldu. Başta İsrail olmak üzere Batılılar da 30 yıldır Sudan’ı parçalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Batılı emperyalist ülkeler Sudan’daki grupları birbirine karşı kışkırtıyorlar ve son dönemlerde Çin ile yakın ilişkiler kuran bu ülkeyi parçalamak istiyorlar. Sudan’ın dış satımının % 65’ini satın alan Çin ise, aynı zamanda Sudan’a milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Bu da Batılıları çok rahatsız ediyor.
DARFUR’UN YARISI HAFIZ
6 milyon insanın yaşadığı Darfur, petrol, uranyum, bakır ve benzeri önemli yeraltı doğal zenginliklere sahip. 1821 yılında Osmanlı’ya bağlanan ve çok dindar olan Darfur’da insanların yarısından fazlasının hafız olduğu biliniyor. Bölgenin % 60’ı Arap ve % 40’ı Afrika orijinli olmak üzere tamamı Müslüman. 11 Şubat 1914’te Osmanlı Sultanı’nın cihat çağrısı üzerine Darfur Sultanı Ali Dinar, binlerce Darfurlu ve Sudanlı’yı cihada gönderdi. Buna kızan İngilizler Sudan’ı işgal ettiler ve 40 yıl işgalleri altında tuttular.
Geri çekildiklerinde Sudan’daki tüm kabileleri birbirlerine düşürmüşlerdi.
BATILILAR SUDAN’I KONTROL ETMEK İÇİN DARFUR’U KULLANIYORLAR
Ortadoğu petrollerine olan bağımlılığından kurtulmak isteyen ABD, petrol zengini Sudan’ı ve civarındaki 15 Afrika ülkesini kontrol etmek için Darfur’u kullanıyor. Ayrılıkçı hareketleri ise Batılılar özellikle destekliyorlar. Hatta kabileleri dahi devletleşmeleri konusunda teşvik ediyorlar. Nüfusun sadece % 15’i Hıristiyan olan güney bölgelerinde dahi Hıristiyan devletinin kurulmasını istiyorlar. Bunun için diplomatik girişimlerin yanı sıra inanılmaz sayıda misyonerin bölgeye akın etmesini de sağladılar. Bilindiği gibi 21 yıl süren güneydeki Hıristiyanlarla yaşanan problemlerin halledilmesinden sonra bu defa Darfur meselesi 2003 yılında patlak vermişti.
SUDAN DEVLETİ KENDİSİNİ SAVUNDU
Darfur’da meydana gelen olayların temeli 1970’li yıllara dayanıyor. Çiftçiler ve çobanlar arasında meraların ve su kaynaklarının kullanılması üzerine sorunlar başladı. 1980’de meydana gelen kuraklık işleri iyice karıştırdı. Büyük göç ve küçük çatışmalar, sorunu iç siyaset malzemesi haline dönüştürdü. 2000-2003 yıllarında çatışmalar şiddetlenerek büyük göçler başladı. Batılıların kışkırttığı ve silahlandırdığı grupların bağımsızlıklarını ilan etmeleri üzerine ise Sudan Devleti kendisini savunmaya başladı. Giderek yayılan çatışmaları durdurmak isteyen Sudan’ın kurduğu ‘Cencevid’ denilen gönüllü birlikler ile İsrail, ABD ve Batılı güçlerin desteklediği ayrılıkçılar uzun süre çatıştılar. Bu süreçte 40 bin civarında insan öldü. İşin ilginç tarafı ise çatışmalarda haksız bir şekilde insan öldürdüklerini tespit ettiği kendi tarafındaki isimleri de yargılayan Sudan Devleti’nin soykırımcılıkla suçlanmasıydı. Batılı güçler, Sudan Devleti’ni ve Başkanı El Beşir’i soykırımcılıkla itham ettiler. Dünyanın dört bir yanında işledikleri cinayetleri unutan Batılılar, ne kadar ikiyüzlü ve çifte standartlı olduklarını Sudan’da bir kez daha kanıtladılar.
EL BEŞİR’İ SUÇLAYAN MAHKEMEYİ TANIMAYAN ABD, KARARI DESTEKLİYOR
Diğer taraftan Ömer El Beşir’i soykırımla suçlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni ABD dahi tanımıyor. Dünyada sadece 53 ülkenin tanıdığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin daha önce Bosna, Ruanda, Çeçenistan, Karabağ, Lübnan ve 60 yıldır Filistin’de işlenen onca soykırıma ses çıkartmamış olması ise gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Sudan Devlet Başkanı Beşir’i tutuklama kararı almasını ise şimdiye kadar sadece 2 Batılı ülke, Fransa ve ABD destekledi. Arap Birliği ülkeleri, İslam Konferansı Teşkilatı, Türkiye, Çin ve İran gibi ülkeler karara karşı çıkıyorlar.
Bütün dünya toplansa da Allah’ın bize yazdığını değiştiremezler
İslam Ekonomik ve Ticari Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelen Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir, daha önce de Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi nedeniyle İstanbul’a gelmiş ve düzenlediği basın toplantısında, hakkındaki soykırım iddialarını reddetmişti. Devlete karşı silahlananlarla savaşmanın doğal olduğunu, masum insanların güvenliğini sağlamayı hedeflediklerini kaydeden Beşir; “Bu kadar kişi öldürüldüyse, toplu mezarlar olması lazımdı. Nerede bu toplu mezarlar? Hükümet ile isyancılar arasında bir savaş olduğu gerçek, ama bu bütün dünyada böyle. Sudan’da hükümete karşı ayaklananlar niye mazlum oluyor? Bu bir çifte standart” diye konuşmuştu. “İnşallah Güney Sudan’da sağladığımız gibi Darfur’da da mutlak barışı sağlayacağız” diyen Beşir; “Tüm dünya bize karşı toplansa da Allah’ın yazdığından başka bir zarar veremezler” şeklinde konuşmuştu.
Kaynak: Vakit
SON VİDEO HABER
Haber Ara