Bu hastalık 10 saniyede bir can alıyor
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Başkal, her yıl 4 milyon ölümün diyabetle ilgili olduğunu ve diyabetin dünyadaki ilk 5 ölüm sebebinden biri olduğunu belirtti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-09 13:12:00
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Başkal, dünyada her 10 saniyede bir insanın diyabetin komplikasyonları nedeniyle öldüğünü, her 30 saniyede bir uzuv kaybedildiğini, her 20 dakikada bir insanın diyabete bağlı kalp krizi geçirdiğini, her 60 dakikada bir insanın böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girdiğini, her 90 dakikada bir insanda diyabete bağlı körlük olduğunu dile getirdi.
14 Kasım insülini bulan Dr. Banting'in doğum günü
Prof. Dr. Başkal, 14 Kasım 2009 Dünya Diyabet Günü ve 7. Ankara Diabetes Mellitus Günleri dolayısıyla yaptığı açıklamada, 1921 yılında insülini keşfederek milyonlarca diyabet hastasının yaşamında bir dönüm noktası oluşturan Dr. Frederick Banting'in doğum günü olan 14 Kasım'ın, Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 1991 yılından beri Dünya Diyabet Günü olarak kabul edildiğini hatırlattı. Prof. Dr. Başkal, 20 Aralık 2006 da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da bu önemli halk sağlığı sorununun 14 Kasım 2007 itibariyle Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanmasının kabul edildiğini söyledi.
Diyaber nedir?
Prof. Dr. Başkal, Diyabet olarak tanımlanan halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen Diabetes Mellitus'un (DM ), küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve her yaş ve cinsiyette de görüldüğünü açıkladı. Prof. Dr. Başkal, diyabetin, kandaki glukoz, yani şeker düzeyinin yükselmesi ile karakterli, karbonhidrat, protein ve lipid metabolizmalarının bozukluğu ile seyreden kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu söyleyerek, "Vücudumuza enerji kaynağı olarak glukoz gereklidir. Ancak glukozun fazlası ciddi sorunlara yol açmaktadır. Diyabetiklerde, pankreas denilen organımızdan salınan insülin hormonunun ya hiç olmaması ya da yetersizliği sonunda kandaki glukoz düzeyinde yükselme olmaktadır. İnsulin ,besinler ile alınan glukozun enerji kaynağı olarak kullanılacağı vücut hücrelerine girmesi için gerekli bir hormondur" dedi.
Kimler diyabet riski altında?
Prof. Dr. Başkal, ailesinde diyabet hastası olanlar, obezler, dengesiz beslenenler, egzersiz yapmayıp hareketsiz yaşam biçimi olanlar, önceden iri bebek doğurmuş olanlar, kan basıncı yüksekliği yani hipertansiyonu olanlar, kolesterol ve trigliserid gibi kan yağları yüksek olanlar ile önceden büyük damar hasarı olanların diyabet riski altında olduklarını belirtti.
Gençlerde Tip1 diyabet
Prof. Dr. Başkal, Tip 1 Diyabetin, pankreasın insülin hormonunu hiç yapamadığı durumda ortaya çıktığını belirterek, sık ve bol miktarda idrara çıkma, sıvı kaybı, aşırı iştah, kilo kaybı, aşırı susama ile karakterli olup, bulantı, kusma, karın ağrısı, derin soluk alma, ağızda çürük elma kokusuna benzeyen aseton kokusu, baygınlık hissi, dalgınlık veya ani bilinç kaybı, koma tablosu ile görülebilen ve az görülen diyabet tipi olduğunu söyleyerek, genellikle gençlerde ortaya çıktığını vurguladı.
Prof. Dr. Başkal, Tip 2 Diyabetin ise en yaygın görülen diyabet olduğunu belirterek, sinsi seyirli, sıklıkla 30-40 yaş üzerinde görüldüğünü ve hastaların büyük bir kısmının şişman - obez olan bireyler olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Başkal, Tip 2 diyabetiklerde hastalığın, yorgunluk, çok yemek yemek ve açlık hissetmek, sık ve bol idrar yapmak, ağız kuruluğu ve çok su içmek, sık sık ateşli hastalıklar geçirmek, iyileşmeyen ve tekrarlayıcı mantar enfeksiyonlarına yakalanmak, bulanık görmek, deride kaşıntılar ve kuruma, ellerde ve ayaklarda uyuşma ile karıncalanma , yaraların geç iyileşmesi ve cinsel sorunlar şeklinde belirtiler ile görülebileceğini de anlattı.
ANKA
SON VİDEO HABER
Haber Ara